Yasalar, toplumsal ilişkileri düzenleyen temel metinlerdir. Ülkemizde başına rakamlar konularak çıkarılan yargı paketleri ile pek çok yasa değiştirilmiştir. Mevcut iktidar yasa yapmadaki bu çalışkanlığı ile övünmektedir. Son olarak 30 Nisan 2013 tarihinde 4. yargı paketi, Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaştı. Bu kapsamda “Kamu kurumu veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi için belirlenen ceza beş yıldan 12 yıla kadar hapis cezası iken üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına düşürülmüştür. Yani ihaleye fesat karıştırma suçunun cezasında indirim yapılmıştır, bu suçtan hapiste yatan kimse kalmamıştır desek yanlış olmaz.
4.yargı paketi ile terör propagandası yapmak aynı şekilde şiddet, cebir gibi ağır şartlara bağlı kılınarak cezaevinde kimse bırakılmamış tahliye edilmişlerdir. Bunun gibi yakın zamanda değişen yasaları hatırlayalım. 2009 yılı sonunda Çek Kanunu’nda af gibi değişiklik yapılarak, çekini ödemeyenlerin hapse girmesi uygulamasına son verilmiştir. Elektrik hırsızlığı suçu işleyenler için de aynı şekilde hapis cezası kaldırılmıştı. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir.
Mevcut iktidar, toplumdaki sosyal patlamalardan, ekonomideki kötü gidişattan, gelir dağılımındaki adaletsizlikten sorumludur. İşte sorumlu iktidar, başarısızlıklarından dolayı cezaevinde olan çek mağdurları, elektrik hırsızları vs için yasal düzenlemelerle gizli aflar çıkarmıştır. Bu şekilde toplumun tabiri caizse gazı alınmıştır. Dürüst vatandaş ise dürüstlüğü sebebiyle cezalandırılmıştır.
İktidarın, ekonomide, dış politikada vs. kötü gidişat sebebiyle sorumlu olduğunu yukarıda söylemiştik. İşte iktidar bu noktada af gibi düzenlemeler getirerek tüm toplum kesimini kendine bağımlı, tabiri caizse “iktidarın ağzının içine bakar” hale getirmiştir. İktidarını devam ettirmenin bir yöntemi olarak yasalarla oynamanın gelenek haline getirildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu mantık hukukta olduğu gibi ekonomide de geçerlidir. Halk bankalara uzun vadeli ve yüksek maliyetli faizli kredilerle borçlandırılmaktadır. Mevcut ekonomik ve sosyal, siyasi, hukuki düzenin sürmesi, yasal düzenlemelerle aflar çıkarılması için halkın Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy vermesi istenmekte, aksi halde Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidardan gitmesi halinde ekonomik krize girileceği algısı ile halk mevcut iktidara bağımlı kılınmıştır.
Kimi yasalarla da iktidar yanlısı kişiler için özel düzenlemeler yapılmaktadır. İhaleye fesat karıştırma suçundaki, görevi ihmal suçundaki cezaların indirilmesinin, MİT müsteşarının Savcılıkça soruşturulması için başbakanın iznine bağlı tutan yasal düzenlemenin hiçbir hukuki izahı yoktur. Yasalar iktidarın elinde oyuncak olmuş, iktidarını devam ettirmek için birer araç olarak kullanılmaktadır. İktidar, KCK’lıları affederek tahliyesi için yasa çıkarırken savunma görevini yapan İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetimi Silivri’de yargılanmaktadır. Maalesef yasalar, halkın iktidar üzerinde baskı kurması ile değil belirli ekonomik, sosyal çıkar odaklarının iktidar üzerinde baskı kurması ile değişmektedir. Halkın iktidarda olduğu söylencesi büyük bir yalandır. Halkın gerçek iktidarı, halkın bankalara borçlandırılması, af gibi yasal düzenlemelerle iktidarın ağzına bakar hale getirilmesi ile değil sosyal adaleti sağlama düşüncesi ile vatandaşlık maaşı gibi projeler içeren Milli Ekonomi Modeli’nin iktidar edildiği gün mümkün olacaktır. İktidarın sık sık kanun değişikliği yapmasına bakılacak olursa bundan sonra da yasalarla oynanmaya devam edilecektir. Halkta yeni yasal düzenlemelerle af beklentisi oluşturulmaktadır. Bu ise toplumdaki hukuk güvenliğini sarsmakta, halkın hukuka olan inancı yok etmektedir.
4.yargı paketi ile terör propagandası yapmak aynı şekilde şiddet, cebir gibi ağır şartlara bağlı kılınarak cezaevinde kimse bırakılmamış tahliye edilmişlerdir. Bunun gibi yakın zamanda değişen yasaları hatırlayalım. 2009 yılı sonunda Çek Kanunu’nda af gibi değişiklik yapılarak, çekini ödemeyenlerin hapse girmesi uygulamasına son verilmiştir. Elektrik hırsızlığı suçu işleyenler için de aynı şekilde hapis cezası kaldırılmıştı. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir.
Mevcut iktidar, toplumdaki sosyal patlamalardan, ekonomideki kötü gidişattan, gelir dağılımındaki adaletsizlikten sorumludur. İşte sorumlu iktidar, başarısızlıklarından dolayı cezaevinde olan çek mağdurları, elektrik hırsızları vs için yasal düzenlemelerle gizli aflar çıkarmıştır. Bu şekilde toplumun tabiri caizse gazı alınmıştır. Dürüst vatandaş ise dürüstlüğü sebebiyle cezalandırılmıştır.
İktidarın, ekonomide, dış politikada vs. kötü gidişat sebebiyle sorumlu olduğunu yukarıda söylemiştik. İşte iktidar bu noktada af gibi düzenlemeler getirerek tüm toplum kesimini kendine bağımlı, tabiri caizse “iktidarın ağzının içine bakar” hale getirmiştir. İktidarını devam ettirmenin bir yöntemi olarak yasalarla oynamanın gelenek haline getirildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu mantık hukukta olduğu gibi ekonomide de geçerlidir. Halk bankalara uzun vadeli ve yüksek maliyetli faizli kredilerle borçlandırılmaktadır. Mevcut ekonomik ve sosyal, siyasi, hukuki düzenin sürmesi, yasal düzenlemelerle aflar çıkarılması için halkın Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy vermesi istenmekte, aksi halde Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidardan gitmesi halinde ekonomik krize girileceği algısı ile halk mevcut iktidara bağımlı kılınmıştır.
Kimi yasalarla da iktidar yanlısı kişiler için özel düzenlemeler yapılmaktadır. İhaleye fesat karıştırma suçundaki, görevi ihmal suçundaki cezaların indirilmesinin, MİT müsteşarının Savcılıkça soruşturulması için başbakanın iznine bağlı tutan yasal düzenlemenin hiçbir hukuki izahı yoktur. Yasalar iktidarın elinde oyuncak olmuş, iktidarını devam ettirmek için birer araç olarak kullanılmaktadır. İktidar, KCK’lıları affederek tahliyesi için yasa çıkarırken savunma görevini yapan İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetimi Silivri’de yargılanmaktadır. Maalesef yasalar, halkın iktidar üzerinde baskı kurması ile değil belirli ekonomik, sosyal çıkar odaklarının iktidar üzerinde baskı kurması ile değişmektedir. Halkın iktidarda olduğu söylencesi büyük bir yalandır. Halkın gerçek iktidarı, halkın bankalara borçlandırılması, af gibi yasal düzenlemelerle iktidarın ağzına bakar hale getirilmesi ile değil sosyal adaleti sağlama düşüncesi ile vatandaşlık maaşı gibi projeler içeren Milli Ekonomi Modeli’nin iktidar edildiği gün mümkün olacaktır. İktidarın sık sık kanun değişikliği yapmasına bakılacak olursa bundan sonra da yasalarla oynanmaya devam edilecektir. Halkta yeni yasal düzenlemelerle af beklentisi oluşturulmaktadır. Bu ise toplumdaki hukuk güvenliğini sarsmakta, halkın hukuka olan inancı yok etmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Tevrat Duran / diğer yazıları
- 5 bin TL / 28.05.2015
- İktidar açığını yasalarla mı kapatıyor? / 23.05.2013
- İktidar, yargı üzerindeki baskısını artırıyor (2) / 25.04.2013
- İktidar, yargı üzerindeki baskısını artırıyor / 24.04.2013
- İktidar, yargı üzerindeki baskısını artırıyor / 24.04.2013
- Akil adamlar ne kadar akıllı / 15.04.2013
- İktidar açığını yasalarla mı kapatıyor? / 23.05.2013
- İktidar, yargı üzerindeki baskısını artırıyor (2) / 25.04.2013
- İktidar, yargı üzerindeki baskısını artırıyor / 24.04.2013
- İktidar, yargı üzerindeki baskısını artırıyor / 24.04.2013
- Akil adamlar ne kadar akıllı / 15.04.2013