Daha önceleri de gündem edilmişti. Bugün de başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan ve MHP lideri idam cezasının kabul edilebileceğini dillendirmektedir.
Peki, bu nasıl olacak?
Önce ulusal hukukumuza bakalım;
Anayasanın 38. maddesi ölüm cezasını yasaklamıştır. Demek ki ilk yapılacak iş anayasayı değiştirmek olacaktır. TBMM üye tamsayısının 1/3 tutarındaki milletvekilinin yazılı teklifi üzerine beşte üç çoğunlukla yasak kaldırılır ve anayasa değiştirilmiş olur. Bu yetmez, referanduma gidilmesi gerekir.
Halkoylaması sonucunda anayasa değişikliği kabul edilirse, Türk Ceza Kanunu (TCK) yeniden düzenlenerek, ölüm cezası konulur.
Dış hukuk yani uluslararası hukuka baktığımızda;
Taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi idamı yasaklamıştır.
Ölüm cezasının kaldırılmasına ilişkin ek 6 numaralı protokolün 1. maddesine göre: "Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez."
Bu ek protokolü Türkiye 15 Ocak 2003'de imzaladı, onaylanması 26 Haziran 2003 tarih ve 4913 sayılı Kanunla uygun bulundu.
Biz içerde anayasa değişikliği ile idamı koysak bile, ölüm cezasını kaldırdığımıza dair uluslararası taahhüdümüz devam etmektedir.
Bu yükümlülükten kurtulmanın yolu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne koyduğumuz imzayı geri çekmektir.
Bu nasıl olur?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 58. maddesine göre sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebiliriz. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne altı ay önceden sunulacak bir ihbarla fesih mümkün.
Lakin bunun sonucunda Avrupa Konseyi üyeliğimiz sona ereceği gibi, Avrupa Birliği üyelik müzakereleri de kesilecektir.
Tüm bunları ve gelebilecek başka yaptırım ve ambargoları göze alabiliyor isek mesele yok. Ancak idam cezasının geri getirilmesi amacı, 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin ölüm cezasına çarptırılmasıdır. Yine Anayasaya ve evrensel hukuk kurallarına göre, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Darbe girişiminde bulunanlar o tarihteki TCK'ya göre cezalandırılacaktır. Buna göre de en ağır ceza ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasıdır (müebbet hapis). Şimdi konulacak ölüm cezası geriye yürümez.
İdam cezasını gündeme getirenler, ahalinin darbecilere karşı tepkisini gerekçe gösterseler de, konuyu enine boyuna değerlendirmeleri gerekir.
Peki, bu nasıl olacak?
Önce ulusal hukukumuza bakalım;
Anayasanın 38. maddesi ölüm cezasını yasaklamıştır. Demek ki ilk yapılacak iş anayasayı değiştirmek olacaktır. TBMM üye tamsayısının 1/3 tutarındaki milletvekilinin yazılı teklifi üzerine beşte üç çoğunlukla yasak kaldırılır ve anayasa değiştirilmiş olur. Bu yetmez, referanduma gidilmesi gerekir.
Halkoylaması sonucunda anayasa değişikliği kabul edilirse, Türk Ceza Kanunu (TCK) yeniden düzenlenerek, ölüm cezası konulur.
Dış hukuk yani uluslararası hukuka baktığımızda;
Taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi idamı yasaklamıştır.
Ölüm cezasının kaldırılmasına ilişkin ek 6 numaralı protokolün 1. maddesine göre: "Ölüm cezası kaldırılmıştır. Hiç kimse bu cezaya çarptırılamaz ve idam edilemez."
Bu ek protokolü Türkiye 15 Ocak 2003'de imzaladı, onaylanması 26 Haziran 2003 tarih ve 4913 sayılı Kanunla uygun bulundu.
Biz içerde anayasa değişikliği ile idamı koysak bile, ölüm cezasını kaldırdığımıza dair uluslararası taahhüdümüz devam etmektedir.
Bu yükümlülükten kurtulmanın yolu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne koyduğumuz imzayı geri çekmektir.
Bu nasıl olur?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 58. maddesine göre sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebiliriz. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne altı ay önceden sunulacak bir ihbarla fesih mümkün.
Lakin bunun sonucunda Avrupa Konseyi üyeliğimiz sona ereceği gibi, Avrupa Birliği üyelik müzakereleri de kesilecektir.
Tüm bunları ve gelebilecek başka yaptırım ve ambargoları göze alabiliyor isek mesele yok. Ancak idam cezasının geri getirilmesi amacı, 15 Temmuz darbe girişiminin faillerinin ölüm cezasına çarptırılmasıdır. Yine Anayasaya ve evrensel hukuk kurallarına göre, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Darbe girişiminde bulunanlar o tarihteki TCK'ya göre cezalandırılacaktır. Buna göre de en ağır ceza ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasıdır (müebbet hapis). Şimdi konulacak ölüm cezası geriye yürümez.
İdam cezasını gündeme getirenler, ahalinin darbecilere karşı tepkisini gerekçe gösterseler de, konuyu enine boyuna değerlendirmeleri gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023