(dünden devam…)
"Daha sonra piskopos Peygambere, "Biz Seninle mübahale yapmıyor, anlaşmak istiyoruz" dedi. Hz. Peygamber de onların bu teklifini kabul etti. Resûlullah bu olay üzerine şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a and olsun ki, azap ve bela Necranlıların başları üzerinde dolaşıyordu, eğer lanetleşmeye kalkışsalardı maymun ve domuz şekline dönüşürlerdi. Bütün vadi ateşle dolar ve Allah bütün Necran ehlini yok ederdi." (Abdullah Ğureyfi, et-Teşeyyu, s.224; Keşfü'l Yakîn, s.213; el-İrşad s.89; Zemahşeri, elKeşşaf, ilgili ayet; Fahrettin Razî, Tefsirü'l Kebir, ilgili ayet; Nuru'l Ebsar s.100; Tefsir-i Taberî c.3, s.212–213; Esbab'ün-Nüzûl, Vahidi, c.74–75; et-Teraif, s.42; Müslim b. Haccac, Sahih; Ebu Nuaym İsfahani, Hilyetü'l Evliya; Ebu Muayyid Harezmî, Menakıb; Süleyman Belhi elHanefî, Yenabiu'l Mevedde; Sibt b. Cevzi, Tezkire; İbn-i Hacer-i Mekki, es-Savaik'ul Muhrika).
İbn-i Kesir bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: "Ebubekir İbn Merdûyeh diyor ki, bize Süleyman ibn Ahmed… Câbir'den rivâyet etti ki o şöyle dedi: Âkıb ve Tayyib Resûlullah (s.a.v)'e geldiler. Hz. Peygamber onları lanetleşmeye çağırdı. Onlar da ertesi günü lanetleşmek üzere sözleştiler. Ertesi günü Resûlullah (s.a.v.) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'in elinden tutarak geldi ve gelmeleri için onlara haber gönderdi. Fakat gelmediler ve haracı kabul ettiler. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Beni gönderen Allah'a yemin olsun ki, eğer hayır deselerdi vadi tepelerine ateş yağdıracaktı."
Câbir der ki: İşte onlar hakkında, "… Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarınızı ve kadınlarımızı…" ayeti nâzil oldu. Yine Câbir diyor ki: Ayetteki, "Kendimizi ve kendinizi" kavli ile Resûlullah (s.a.v.) ve Ali İbn Ebi Tâlib, "oğullarınızı" kavli ile Hasan ile Hüseyin, "kadınlarınızı" kavli ile de Hz. Fâtıma kastedilmiştir. (Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri, İbn Kesir, c.4, s.1271).
Bu ayet, Resûlullah ile, kendilerinin hak üzere olduklarını ve kendi dinlerinin geçerliğini iddia eden Necran hıristiyanlarının elçileri arasında geçen tartışma üzerine inmiştir. Bu ayetin inişiyle Resûlullah, onları mubahaleye (lanetleşmeye) davet etmiş ve sonuçta onların iddiasını gırtlaklarına çevirmiş, onları delille susturmuş ve burhanla onlara gâlip gelmiştir; onlar da acılı azaba ve ebedi lanete yakîn ettikten sonra Resûlullah ve Ehl-i Beyt'iyle mübahale etmekten sakınarak bunun karşısında sulh yapmayı ve cizye ödemeyi seçmişlerdir.
Bu olay, teferruat ve ayrıntılarını anlatmaya gerek kalmayacak kadar meşhurdur. Tarih, hadis ve tefsir kitaplarında bu olay çok detaylı bir şekilde beyan edilmiştir. Burada önemli olan, Allah Teala'nın bu ayette o yüce makama seçtiği kişilerin kimlerin olduğu ve bu ilahî seçimin medlûllarının beyanıdır."
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020