Kur'an-ı Kerim'in 114 sûresi içerisinde en küçük ve en kısa sûre, Kevser sûresidir. Bu sure, Hz. Fatıma anamız ile ilgilidir. Allah u Teâlâ, Peygamberine şöyle hitap ediyor: "Biz sana Kevser'i verdik." Yani Zehra'yı verdik.
Şöyle ki: Hicrî sekizinci yüzyılda yazılmış çok değerli tefsirlerden olan Tefsir-i Nişaburî'de şöyle deniyor:
"İbn-i Abbas, Mukatil ve Kelbî gibi bütün müfessirler şöyle demişlerdir: As b. Vail ve Kureyş'in ileri gelenlerinden bir kısmı diyorlardı ki: 'Muhammed ebterdir, soyu kesiktir. Ölümünden sonra yerine geçecek bir oğlu yoktur. O öldükten sonra ismi zikri unutulacaktır ve biz böylece ondan kurtulmuş olacağız.' Onlar bu sözü söylediklerinde Peygamber'in Hatice'den olan oğlu Abdullah ölmüştü. Bu sözler üzerine Allah u Teâlâ, bu sûreyi indirerek onlara, Hz. Muhammed'in (s.a.a) soyunun kıyamete kadar devam edeceğini ve İslâm dinin sürekli yükseliş ve artışta, küfrün ise sürekli yenilgi ve çöküşte olacağını bildirdi."
Bu olay öncesinde Allah Resulü'nün Kasım ve Abdullah isimlerinde iki oğlu vardı. (Bu iki çocuk başka isimlerle de çağrılıyorlardı. Dolayısıyla da eğer başka isimler duyarsanız, bunların farklı kişiler olduklarını zannetmeyin. Daha sonra Allah-u Teâlâ ona İbrahim adında bir oğul daha verdi. Allah Resulü'nün çocukları için duyduğumuz çeşitli isimler, bu üç oğluna aittir.) Biset ve risaletin başlangıcında Allah Resulü'nün Kasım ve Abdullah isimli bu iki oğlu vefat etti. As b. Vail adında bir şahıs Peygamber'le karşılaştı ve biraz onunla sohbet ettikten sonra Kureyş büyüklerinin yanına geldi. Mescid-i Haram'da oturan Kureyş büyükleri ona, kiminle sohbet ettiğini sordular? O cevaben, "Bu ebter, yani soyu kesik şahısla." dedi. Çünkü iki oğlu da vefat etmişti ve onun yerini alacak oğlu kalmamıştı. Maksadı şuydu: Peygamber vefat ettiğinde ardında bir oğlu olmadığı için birincisi; onun nesli kesilecektir. İkincisi; dünyadan gittiğinde adı ve şanı da unutulacak ve azametle anılmayacaktır. Üçüncüsü; dini ortadan kalkacaktır. Dördüncüsü; biz baki kalacağız.
Bu sırada Kevser sûresi nazil oldu. Yani bu mübarek sûrenin nüzul sebebi, müşriklerin ileri sürdüğü bu dört iddiadır.
İlk iddia: Peygamber vefat ettiğinde oğlu olmadığı için nesli kesilecektir.
İkinci iddia: Oğlu olmadığı için adı tarih sahnesinden silinecek ve azametle anılmayacaktır.
Üçüncü iddia: Vefat ettiğinde yerine geçecek kimse olmadığından dini ortadan kalkacaktır.
Dördüncü iddia: Resûlullah'ın düşmanları olan bizler baki kalacağız.
Tefsir-i Nişaburî'de deniyor ki: "Bu sohbetler Resûlullah'ın düşmanları tarafından konu edildiği zaman Allah u Teâlâ bu sûreyi nazil etti."
O kevserdir, o hayr-ı kesirdir, o dünya ve ahiret hayrıdır. Fatıma anamız geçmiş ve gelecekteki bütün kadınların en üstünüdür. O, Resûlullah Efendimizin ruhu, canı ve eşsiz kalbinin bir meyvesidir. O, her iki cihan kadınlarının hanımefendisidir. İnsan şeklinde bir nurdur. Cennete girecek olan ilk kişidir.
Diyebiliriz ki, "Hz. Fatıma (a.s.) Resûlullah (s.a.v.)'in kadın halidir. Sadece O'nda peygamberlik makamı yoktur." (Prof. Dr. Haydar Baş)
O, kalp ve azaları imanla dolu; Rabbimizin en nazlısı ve en sevdiklerinden biridir. Allah'ın öz nurundan yarattığı Hz. Fatıma anamızın sevgisi imanın tadıdır.
Fatıma anamız öyle yüce ve mübarektir ki, beşer onu anlamakta aciz kalmıştır. Bundandır ki; Fatıma'nın Fatıma diye adlandırılmış olmasının bir sırrı da, "insanların onun hakikati ve künhünü tanımaktan kesilmiş (âciz) oldukları" şeklindedir…
O'nu bir nebze de olsun anlamak ve yaşamak ancak o Kevser'e yakınlaşmak ve O mübarek gönle girmekle mümkündür. Kâinatın incisi Efendimize açılan kapının adıdır Hz. Fatıma anamız. Peygamber Efendimizin sırrının evrene yansıdığı nokta, Fatıma anamızın gönlüdür. İki Cihan Serveri; "Allah kendisini bende, ben de kendimi Fâtıma'da seyrettim" buyurmaktadır.
Bugün, O mübarek gönlü taşıyan başta Resûlullah Efendimiz ve Fatıma anamız olmak üzere tüm Ehl-i Beyt'in kokularını, renk ve ışıklarını bizlere taşıyan gönül Haydar Baş hocamızın gönlüdür. O günle giren imanın tadını tadacaktır…
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Ümmü Eymen anamız / 24.02.2025