Devletin senyoraj ve maden geliri gibi gelirlerini kullanmayan, kârlı kamu kuruluşlarını da 2-3 yıllık kârına yabancılara ya da yandaşlara devreden hükümet, yanlış politikaları sonucunda oluşan dev bütçe açığını da vatandaşlara ödetmenin adımlarını atıyor.
Hükümet yeni bir vergi politikası taslağı üzerinde çalışıyor. Taslak çalışması ile ilgili ifade edilenler, daha şimdiden vatandaşları tedirgin etmeye yetti.
Bunun detaylarına girmeden önce şu önemli değerlendirmeyi en başta yapalım.
Kayıt dışı ile mücadele sağlıklı işleyen ekonomilerde olmazsa olmazdır.
Sağlıklı işleyen bir ekonomi ise;
Üretenlerin (sanayi, tarım, hizmet vs.) rahatlıkla üretim yapabildikleri, ürünlerini rahatlıkla pazarlayabildikleri, emeklerinin karşılığını alabildikleri…
Tüccarların ticaretlerinde yeterli miktarda kâr elde edebildikleri…
Çalışanların yoksulluk sınırı üzerinde hak ettikleri bir maaşa ulaşabildiği,
Tam istihdamın sağlandığı,
Tüketicilerin ise tüketme kabiliyetini kazandığı, gelirlerinin yeterli olduğu, geleceğe güvenle baktıkları, beşikten mezara kendilerini ekonomik olarak güvende hissettikleri, her türlü haklarına kolaylıkla ulaştıkları ekonominin adıdır.
Böyle bir ekonomi içinse, elbette güçlü ve baba bir devlet anlayışlı şarttır.
Günümüzde böyle bir sağlıklı ekonomiyi ortaya koyacak tek bir model vardır, o da Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Milli Ekonomi Modeli, sağlıklı bir ekonomi için formülüne varıncaya kadar bilimsel bütün yöntemleri göstermektedir.
İşte böyle bir ekonomide, vatandaşlar üreticisiyle-tüketiciyle devlet korumasında oldukları için kayıt dışı bir ekonomiye yönelmezler.
Ayrıca kayıt dışı ekonomiyi körükleyen en büyük neden, artan maliyetler ve vergi yükünün fazlalığıdır. Belirli bir gelirin üzerinden alınacak makul bir vergi de kayıt dışı ekonomiyi rahatlıkla bitirir.
Belirli bir gelir derken, elbette ki bu rakam en az yoksulluk sınırıdır. Türk-İş'in en son açıkladığı mayıs ayı verilerine göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 61 bin 787 liradır. Bu rakam, 4 kişilik bir ailenin gıda, barınma, eğitim, sağlık, iletişim, ulaşım gibi temel giderlerindeki aylık olması gereken minimum meblağı belirtir.
Bu rakamı yıllığa genişletirsek, 741 bin 444 lira yapar. Diğer bir ifadeyle, 4 kişilik bir ailenin yıllık bu kadar meblağın altındaki gelirinden bir kuruş vergi alınmaması gerekiyor. ÖTV, KDV gibi dolaylı vergi de alınmamalı, gelir vergisi de alınmamalı.
Peki, devlet bu sağlıklı ekonomiyi sağlamadan kayıt dışılıkla mücadele ederse ne olur? Devlet eliyle verilmesi gereken haklarına ulaşamayan vatandaşların kendi imkanlarıyla ulaşmaya çalıştığı nefes alabilme kabiliyetleri de elinden alınır.
Kayıt dışı ile mücadele denildiğinde hep aklıma 2001 krizi gelir. Neden mi?
Çünkü o krizi bir şekilde atlattık. Nasıl atlattığımızı da dönemin IMF yetkilisi şu şekilde açıklamıştı: Kayıt dışı ekonomi ve sosyal yardımlaşma…
Doğru bir ekonomide son derece yanlış olan kayıt dışılık, son derece yanlış bir ekonomide bazen sizi direkten döndürebiliyor. İşte 2001 krizi buna örnek…
Şimdi günümüzdeki gelişmelere dönelim.
Hükümetin ekonomiyi yanlış yönetmesinin sonucu ortaya çıkan yüksek enflasyon sebebiyle bugün üreticiler yüksek maliyetlerden dert yanmaktadır. Şu durumda bile üretici üzerindeki vergi yükü oldukça fazladır. Şimdi yeni vergi taslağıyla zor şartlarda üretim yapan üreticinin nefes alabildiği alanlar da kapatılmak isteniyor.
Bunun sonucunda emin olun ki daha fazla vergi toplanamayacak, ama bir gerçek var ki, hiçbir şekilde nefes alamayan işletmeler peş peşe kepenk kapatacak.
Tüketimden alınan vergiler ise, vatandaşları ezdikçe ezmektedir.
Örneğin, akaryakıt üzerinden alınan vergiler. Geçen senenin ilk beş ayında 32,3 milyar TL olan petrol ve doğalgaz ürünlerinden toplanan ÖTV, bu sene aynı dönemde yüzde 320'lik rekor artışla 135,9 milyar TL'ye yükseldi. 4 kattan fazla artmış. Tabi, bu artışta hem akaryakıt fiyatlarının artmasının, hem de akaryakıttan alınan ÖTV'ye zam üstüne zam yapılmasının etkisi var.
16 Temmuz 2023'te Cumhurbaşkanı Kararı ile akaryakıtta maktu özel tüketim vergisi (ÖTV) tutarları 5'er TL artırılmış ve bu tutarların 6 ayda bir üretici fiyat endeksi (ÜFE) artışı oranında zamlanması düzenlenmişti. Bu sene de 3 Temmuz'da akaryakıtta maktu ÖTV'lere en az yüzde 20 zam gelecek bu da litrede benzin ve motorinde yaklaşık 2,5 TL'lik zammı beraberinde getirecek.
Siyasilere tavsiyemiz şu: Eğer gerçekten kayıt dışılıkla mücadele etmek istiyorsan, vatandaşların kayıt dışına yönelmesine neden olan yanlış ekonomi politikalarını düzelt, kayıt dışılık zaten kendiliğinden biter.
Hükümetin yanlış ekonomi politikaları sebep, kayıt dışılık sonuçtur.
Yok, ben kendi politikalarımı düzeltmeden kayıt dışılıkla mücadele edeceğim diyorsan, bunun sonucu ekonomide bitiş olur. Bizden uyarması…
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025