Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında isimleri geçen bakanlardan Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar dün istifa etti.Diğer iki bakan "çirkin oyunu bozmak ve gerçeklerin daha açık şekilde ortaya çıkmasına imkân sağlamak" için istifa ettiklerini açıklarken Erdoğan Bayraktar istifa ettiğini şu zehir zemberek sözlerle açıkladı: "Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyon yayınlayınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum çünkü soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü başbakanın talimatıyla yapıldı. Bu minval üzerine bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ediyorum. Ancak bu milleti rahatlatmak için başbakanın istifa etmesi gerektiğini inandığımı ifade ediyorum."Bu açıklama istifaların Başbakan Erdoğan'ın baskısıyla geldiğini de gösteriyor. Siz bu yazıyı okurken belki istifa eden bakan sayısı da artmış olabilir.Geç de olsa doğru olan yapıldı.Zaten kabine revizyonunda görevden alınmalarına kesin gözle bakılan bu bakanların istifaları hükümetin elini güçlendirmek amacıyla atılmış adımlar. Soruşturmanın selameti düşünülmüş olsaydı bu kadar beklenmezdi.Türkiye siyasetinde bedel ödemek gibi kavram maalesef henüz yerleşmiş değil.Hatırlarsanız Kasım ayı sonunda Letonya'da market çatısının çökmesi olayında siyasi sorumluluğu üstlenen Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis istifa etmişti.'İstifa etmeye ne gerek var' demeyin, ülkede bir sorun yaşandıysa bunun sorumluluğunu birilerinin üstlenmesi gerekiyor.Bu bilinç oluşmadığı takdirde adı yolsuzluk ve rüşvetle birlikte anılanlar aramızda pişkin pişkin dolaşmaya, ekranlarda boy göstermeye devam ederler.Siyaset yapmaya karar veren kişiler aynı zamanda yetkileri ölçüsünde yaşanan sorunların sorumluluğunu üstlenmeye de 'evet' demiş oluyorlar.Yani iktidarsan tüm ülkede, iktidar değilsen partinde yapılan bütün yanlışların sorumlusu sensin.Bu yanlışları engelleyemiyorsan veya yanlış yapıldığında "yedirtmem" diyerek savunuyorsan senden siyasetçi olmaz, devlet adamı ise hiç olmaz.Gerçek devlet adamı bilerek yanlış yapmaz, yanlış yapılmasına da asla müsaade etmez.Ve en önemlisi de asla hesap vermekten kokmaz.Prof. Dr. Haydar Baş Hocam 24 Aralık'ta kaleme aldığı "Temiz kimlik sahibi olmak" başlıklı yazısında şunları ifade etmişti: "Şaibeler karşısında dünya siyasetinin uyguladığı gibi yargılama talebi bizzat şahsına suç isnat edilen kişiden gelmelidir.Siyasiler böyle bir iddia karşısında sade bir vatandaş olarak yargılanmayı talep etmeli, hâkim huzuruna çıkarak temizlenmelidir."Bu çerçevede bakanlar çocuklarının adı gündeme geldikten hemen sonra istifa etmeliydiler."Ben istifa ettim ama Başbakan kabul etmedi" gibi tiyatrolara tenezzül etmeden istifa gelseydi, bu kadar tartışma olmadan, soruşturma devam ederdi.Bunu yapabilseydiler onları eleştirenler bile alkış tutardı. Şimdi hükümetin önünde kabine revizyonu var.Kabinede yapılacak revizyondan sonra ise hükümete yakın isimler, "paralel devlet" yapılanmasıyla mücadelenin hız kazanacağını söylüyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024