Türkiye üzerinden yurtdışına kaç yabancının kaçırıldığı gibi kamuoyunun ilgi bile göstermediği konularda etraflıca malumat verebilen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye'de misyonerlerin sayısının belli olmadığını bildirerek, Türkiye'nin bekasını ilgilendiren böylesine önemli bir konuya AKP Hükümeti'nin ne kadar duyarsız olduğunu ortaya koydu. Misyonerlik faaaliyetlerine ilişkin 'gerçeklerle pek de bağdaşmayan' rakamlar veren Aksu, Türkiye'de misyonerlik faaliyetlerinin arttığı, kent merkezinde ve köylerdeki gençlerin din değiştirdiği konusunda basında zaman zaman haberlerin çıktığını ifade ederek, "Din değiştirmek kişinin istek ve beyanına bağlıdır. Kişinin din değiştirdiğini yetkili makamlara beyan etmesi halinde din değişikliği yapılmaktadır. Yetkili makamlara müracaat edilmediği takdirde din değişikliğinin bilinmesi mümkün değildir" dedi.
Rakam veremedi!!!
Aksu, şöyle devam etti: "Türkiye'de misyonerlerin sayısı belli değildir. Misyonerlerin sayısını tespit etmek de mümkün değildir. Misyonerlik faaliyetleri, gizlilik içinde yürütüldüğünden harcanan paranın miktarı konusunda net rakam vermek mümkün değildir."
Aksu'nun bu açıklamaları, ülkemizde gittikçe artan misyonerlik faaliyetleri karşısında devletin ne kadar yetirsiz durumda olduğunu gözler önüne seriyor.
Ya gayriresmi rakamlar
Aksu, 1997-2004 yılları arasında İslam iken Hıristiyan dinini seçen 338, İslam iken Musevi dinini seçen 6 kişi olduğunu belirterek, "toplam 344 kişinin, din değiştirdiğini yetkili makamlara bildirdiğini" ifade etti. Bakan Aksu, misyonerler vasıtasıyla din değiştirilmiş kişiler hakkında malumat vermekten kaçındı. Türkiye'deki misyonerlerin çalışma yöntemlerinin herkes tarafından bilindiğini belirten Aksu, "Misyonerler, daha çok yoksul ailelere ve çocuklarına, etnik, mezhep, kültürel açıdan farklı gruplarile deprem, sel felaketi gibi doğal afetlere maruz kalan insanlara yönelik faaliyetlerde bulunmak suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir" dedi.
Türkiye'de, Protestanlar, Yehova Şahitleri, Bahailer'e mensup yabancı uyruklu kişilerin, ağırlıklı olarak misyonerlik faaliyetlerini sürdürdüklerini bildiren Aksu, şöyle devam etti: "AB müktesebatına uyum çerçevesinde çıkarılan 4928 sayılı 'Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun' ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun Ek-2. maddesinde yer alan 'cami' ibareleri 'ibadet yeri' şeklinde değiştirilerek, farklı dinlere ait ibadet yerlerinin açılmasına imkan verilmiştir. Söz konusu kanun hükmü çerçevesinde ibadet yeri açma talebiyle müracaatta bulunanlara gerekli kolaylığın gösterilmesi konusunda Bakanlığımızca ilgili tüm valiliklere talimat verilmiştir."
Yasadışı 88 kilise varmış!
Aksu, daha önce Emniyet raporlarına yansıyan "Türkiye'de 21 bini aşkın kilise ev bulunmaktadır" şeklindeki rakamları bir tarafa bırakarak, Türkiye'deki farklı din ve inanç gruplarına ait; Protestanların 72 ev kilisesi, Bahailerin 6 mahfili ve Yehova Şahitlerinin 10 ibadet salonu olmak üzere gayri resmi faaliyet gösteren toplam 88 ibadet yeri bulunduğunu iddia etti.
Rakam veremedi!!!
Aksu, şöyle devam etti: "Türkiye'de misyonerlerin sayısı belli değildir. Misyonerlerin sayısını tespit etmek de mümkün değildir. Misyonerlik faaliyetleri, gizlilik içinde yürütüldüğünden harcanan paranın miktarı konusunda net rakam vermek mümkün değildir."
Aksu'nun bu açıklamaları, ülkemizde gittikçe artan misyonerlik faaliyetleri karşısında devletin ne kadar yetirsiz durumda olduğunu gözler önüne seriyor.
Ya gayriresmi rakamlar
Aksu, 1997-2004 yılları arasında İslam iken Hıristiyan dinini seçen 338, İslam iken Musevi dinini seçen 6 kişi olduğunu belirterek, "toplam 344 kişinin, din değiştirdiğini yetkili makamlara bildirdiğini" ifade etti. Bakan Aksu, misyonerler vasıtasıyla din değiştirilmiş kişiler hakkında malumat vermekten kaçındı. Türkiye'deki misyonerlerin çalışma yöntemlerinin herkes tarafından bilindiğini belirten Aksu, "Misyonerler, daha çok yoksul ailelere ve çocuklarına, etnik, mezhep, kültürel açıdan farklı gruplarile deprem, sel felaketi gibi doğal afetlere maruz kalan insanlara yönelik faaliyetlerde bulunmak suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir" dedi.
Türkiye'de, Protestanlar, Yehova Şahitleri, Bahailer'e mensup yabancı uyruklu kişilerin, ağırlıklı olarak misyonerlik faaliyetlerini sürdürdüklerini bildiren Aksu, şöyle devam etti: "AB müktesebatına uyum çerçevesinde çıkarılan 4928 sayılı 'Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun' ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun Ek-2. maddesinde yer alan 'cami' ibareleri 'ibadet yeri' şeklinde değiştirilerek, farklı dinlere ait ibadet yerlerinin açılmasına imkan verilmiştir. Söz konusu kanun hükmü çerçevesinde ibadet yeri açma talebiyle müracaatta bulunanlara gerekli kolaylığın gösterilmesi konusunda Bakanlığımızca ilgili tüm valiliklere talimat verilmiştir."
Yasadışı 88 kilise varmış!
Aksu, daha önce Emniyet raporlarına yansıyan "Türkiye'de 21 bini aşkın kilise ev bulunmaktadır" şeklindeki rakamları bir tarafa bırakarak, Türkiye'deki farklı din ve inanç gruplarına ait; Protestanların 72 ev kilisesi, Bahailerin 6 mahfili ve Yehova Şahitlerinin 10 ibadet salonu olmak üzere gayri resmi faaliyet gösteren toplam 88 ibadet yeri bulunduğunu iddia etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.