Küresel ısınmadan mıdır yoksa halkın muhakeme yetisini kaybetmesinden dolayı mıdır bilmem(!) ama ülkemizde gündemler değil başlıklar çok hızlı değiştiği, daha doğrusu değiştirildiği için kimse ne olduğunu anlayamıyor, anlamak da istemiyor.
Bir başka gerçek ise bu hayati konuları 'muhalefet partisiyim' diyenler ve de 'halkın sözcüsüyüm' diyenler, medyada anlatmak da istemiyor.
Örnek mi? Henri Barkey. Hani, Sayın Cumhurbaşkanı ve kurmaylarının her Gezi olayları ve her 15 Temmuz başlıklarında lanetle andıkları kişi.
Kimdir bu Henri Barkey? İstanbul doğumlu. Robert Koleji mezunu. CIA eski başkan yardımcısı, Türkiye ve Ortadoğu uzmanı, Türkiye ve Türk siyaseti üzerine birçok kitabı var. Çevik kuvvet, PKK'nın siyasallaşması ve açılım süreçlerinin fikir mimarlarından biri.
Başka? Sayın Erdoğan'ın, Gezi olayları ve 15 Temmuz'dan çok daha önceleri yakinen tanıdığı, istişarelerde bulunduğu bir isim. Örnek isteyenler Barkey'in, Utah Üniversitesi'nde yaptığı konuşma ve açıklamalara bakabilir.
Daha fazla bilgi isteyenler ise arama motorlarına Henri Barkey-Ergenekon-Balyoz-Erdoğan-AKP yazarsa birçok bilgi, belge ve açıklama görebilirler.
Aynen Gülen hareketi örneğinde olduğu gibi Refah Partisi döneminde başlayan Henri Barkey ilişkileri 2013 başlarında kopmaya başlıyor ve malum Gezi olayları ve provokasyonlar yaşanıyordu.
Evet, Henri Barkey Gezi olaylarını provoke eden, 15 Temmuz'un mimarlarından, o ihanet gününde ülkemize gizlice gelen, toplantılar yapan ve akabinde kaçan bir kişi.
Ama dediğim gibi Barkey gökten bir anda düşmedi. Bu kişinin ne mal olduğunu asker de biliyordu, MİT de biliyordu, Emniyet de biliyordu, Erdoğan da biliyordu, MHP de, CHP de çok iyi biliyordu.
Hatta Henri Barkey'in, Refah Partisi ve Erbakan için muteber bir adam olduğu, AKP'nin kurulma aşamasında aktif rol oynadığı iki hafta önce birinci ağızlardan bir kez daha itiraf edildi.
Şaşırdınız mı? Kim mi itiraf etti?
Dün, 'Erbakan Hoca bile bu davayı bırakıp gitse biz asla davamızdan vazgeçmeyiz' diyen, bugün Gülen-Pensilvanya-FETÖ denince ilk akla gelenlerden Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç yaptı bu itirafı.
İdlib şehitleri ve savaşın eşiğine geldiğimiz günlerin hemen öncesinde malum Gezi davası karara bağlanmış, Osman Kavala berat etmiş ardından 15 Temmuz iddiası ile yeniden tutuklanmıştı.
Sayın Erdoğan, Gezi kararına ateş püskürmüş, mahkemenin Kavala'yı yeniden tutuklama kararına ise saygı duyulmasını istemişti. (Osman Kavala şimdi 15 Temmuz sürecinde aktif rol oynadığı gerekçesiyle tutuklu)
İşte o gün Bülent Arınç, TV5 kanalında bir programa katılmıştı. Arınç şöyle diyordu:
"Refah Partisi zamanında Henri Barkey, bizim için muteber bir adamdı. Refah Partisi zamanında Türkiye'de demokrasiyi, siyasi partilerin özgürlüklerini önemseyen bir akademisyendi. İyi de Türkçe konuşurdu…
AK Parti'nin kuruluşunu önemsiyordu. Hakkımızdaki ön yargıların silinmesi gerektiğini söylüyordu. O tarihte Sayın Cumhurbaşkanımız milletvekili bile değilken, hükümet bile kurulmamışken önce Batı'da üst düzey ziyaretler yaptı. Bu bizim iftiharımızdır. Bizim toplantımıza gelmesi nasıl suç değilse, Osman Kavala ile görüşmesi de suç olarak gösterilmemesi lazım."
Osman Kavala'yı tanımam. Kimdir, nedir, ne yapmıştır bilmem. Ama bildiğim, bugün ülkemizi yönetenlerin Morton Abramowitz, Fetullah Gülen, George Soros, Henri Barkey gibi daha nice isimlerle dün çok iyi ilişkiler içerisinde oldukları gerçeğidir ki, bunu kendileri de zaten itiraf ediyor.
İşte bu dostluk, samimiyet ve ortak çıkar ilişkilerinin bedelini bugün devlet ve millet olarak ödüyoruz!
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025