Başbakanımız bedelli askerlik konusunda yaptığı açıklamada, "?Asker kaçaklarını azaltmayı ve o para ile çok sayıda sosyal işler başarmayı hedefliyoruz?" diyor. Biz de buradan başbakanımıza seslenelim: "Asker kaçaklarını önlemenin daha farklı çözüm yolları da" var. Siz ülkenin bölünmez bütünlüğüne gölge düşürecek işlerin altına imzanızı atmazsanız, askere, PKK ile mücadelesinde tam destek verip ona yardımcı olsanız, vatanını savunup bu ülke için fedakârlık yapan askerlerimizi Ergenekon gibi bahaneler bularak içeri atanlara tam desteği vermeseniz, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, "sizin masa başında terk ettiğinizi asker kendi canıyla doldurmak zorunda olmasa" bugün asker kaçağı diye bir durum olmayacaktı. Kaldı ki, ülkemizin içine düştüğü bu vahim durumda bile askerliğini yapmaya can atan binlerce Türk evladı var. Aldığınız bu kararla siz vatandaşlarımıza şunu mu söylemek istiyorsunuz: "Sizin bildiğiniz gibi askerlik kutsal bir vazife değildir. Orası Peygamber ocağı da değildir. Vatan korunmasa da olur. Bu zamana kadar bunlar boşu boşuna yapılmıştır. Aslında vatan mukaddes de değildir." Bu kararınızdan, bu neticeleri çıkardım. Hayır, yanlış düşünüyorsam söyleyin, mukaddes olan bir şeyin korunması gerekmez mi? Eğer gerekirse, bu vatanı sen, ben, yani sivil halk mı koruyacak? Biz Türk halkı olarak ülkemizin başına örülen çorapları görüyor ve ordumuz ve askerimizle teselli buluyorduk. "Onlar varken bize bir şey olmaz" diyorduk. Şimdi bu kararla, Türk insanının güvenliği tehlikeye girmedi mi, elimiz kolumuz bağlanmadı mı? Bize, "artık bu vatan güvenilir değil, vatanınızı terk edin" mi diyorsunuz? İkinci bir husus da, elde edilen parayla sosyal işler başarmayı hedeflediğinizi söylüyorsunuz. İktidara geldiğiniz günden beri milletimizin lehine hangi işi başardınız ki? Kime dokunsanız ağlıyor; memurun, çiftçinin, son olarak Van'daki depremzedelerin durumu içler acısı, kim halinden memnun ki? Bunca yıllık iktidar döneminizde başaramadığınızı, toplanacak iki-üç kuruşla mı halletmeyi düşünüyorsunuz? Hiç kusura bakmayın ama sizin elinize bütün dünyanın servetini de verseler, siz bunu yine başaramazsınız. Zira bu bir kabiliyettir, maharet ister. Bu kapasiteyi on yıllık iktidarınız döneminde bize ıspatlayamadınız.Sizin elinizde bir servet var; bu vatanın her karışı paha biçilmez hazinelerle dolu. Siz bunu kullanamadıysanız, lütfen ehline teslim edin. Eğer bunu yaparsanız, Türk halkından çok büyük dualar alırsınız, bu da size dünya ve ahiret olarak yeter ve artar. Susmak çözüm olsa susalım ama bu gemide hepimiz varız ve gemi çok hızla su alıyor; sulara gömülüp kaybolmasına az bir zaman kaldı.
Hayriye Bektaş / diğer yazıları
- Askerlik, bu kadar ucuz mu? / 26.11.2011
- Zilhicce bereketinden gafil olmayalım / 12.11.2010
- Ölümden sonra başımıza gelecek haller / 23.07.2010
- Allah aşkı / 24.10.2008
- Fakirliğin fazileti / 16.10.2008
- Tevekkül / 10.10.2008
- Mahşer yeri / 29.05.2008
- Sur'a Üfürülmesi ve Kıyamet günü / 25.05.2008
- İstiğfarın fazileti / 15.05.2008
- Zilhicce bereketinden gafil olmayalım / 12.11.2010
- Ölümden sonra başımıza gelecek haller / 23.07.2010
- Allah aşkı / 24.10.2008
- Fakirliğin fazileti / 16.10.2008
- Tevekkül / 10.10.2008
- Mahşer yeri / 29.05.2008
- Sur'a Üfürülmesi ve Kıyamet günü / 25.05.2008
- İstiğfarın fazileti / 15.05.2008