Bağışlayan esirgeleyen bizlere bol rızık veren rabbimin adıyla! Sonsuz bir merhamete sahip olan, biz günahkar kullarını affetmek için bahaneler arayan rabbimiz, kullarına cenneti kazanmamız için birçok kapılar açmıştır. Bunların en başında günahlardan arınmak gelir, bunun içinde tevbe kapısını açmıştır. Kul cenabı hakka yaptığı günahtan hatadan pişman olursa tevbe kapısına sarılmalıdır. Cenabı hak birçok ayetinde (adeta ey kulum sen bana yeterki kulluk yap seni niye gönderdiğimi unutma, benden iste her istediğini veririm diyor) Tevbe ile ilgili bazı ayet ve hadisleri birlikte zikredelim. Kim bir fenalık yapar veya nefsine zulum ederde Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı çok bağışlayan ve çok merhamet eden olarak bulur. (En'am110 ) Bir diğer ayette ise şöyle buyurur. Hemen Rabbini hamd ile tesbih et. O nun yarlığamasını iste şüphesizki o tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr 3) Seherlerde Allah'tan mağfiret dileyenler (Al-i imran 17) Rasulullah (s.a.v.) Efedimiz cennetle müjdelendiği halde sık sık şöyle diyordu: Allahım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Sana hamd ederim. Allah'ım! beni bağışla kuşkusuz sen tevbeleri kabul eden ve pek merhametlisin ve şöyle devam ediyor.Bol bol istiğfar eden için Allah'u teala her kederden bir ferahlık her darlıktan bir çıkış kapısı açar, ve kendisine ummadığı yerden rızık verir. Huzeyfe rah bir gün efendimize gelerek şöyle söyler ya rasulullah! Ben aileme karşı ağır laflar söyleyen biriyim Bunun için: Dilimin beni ateşe sokmasından endişe duyuyorum diye yakınır. Rasulullah (s.a.v.) istiğfar ne güne duruyor hani istiğfarın? Ben Allah'a günde yüz defa istiğfar ediyorum buyurdu. Aişe r.a.h'da şöyle buyuruyor. Rasulullah s.a.v. bana şunları söyledi eğer küçük günah işledinse Allah'tan mağfiret dileyip kendisine tevbe et pişmanlık göstermek ve istiğfar yapmakla gerçekleşir. Ve kendisi Rabbine istiğfar buyururken şu duayı okurlardı. İlahi! Hatalarımı, bilgisizliğimi işlerimdeki israfımı (aşırı hareketlerimi) senin benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla! Allahım! ciddi halimi, şakamı, hatamı, kasıtlı davranışlarımı bağışla. Bu kusurların hepsi bende var.İlahi! Önden gönderdiğim önceden yaptığım ve sonraya bıraktığım sonradan yapabileceğim gizli ve açıktan işlediğim ve senin benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla. Çünkü sensin ileri götüren sensin geri bırakan, sensin herşeye gücü yeten! Cenabı hakkın özel olarak yarattığı ve sevgilim dediği bir insan Allah'tan bu kadar korkuyor ve tevbe ediyorsa bizim gibi günahkar kulların başını secdeden hiç kaldırmaması gerekir demekki Allah'tan ancak onu tanıyanlar ve gerçek anlamda sevenler korkar. Yine Ebu hureyreden bir rivayetle alemlerin sevgilisinin şöyle söylediği rivayet edilir. Mümin bir günah işlediğinde o günah kalbinde siyah bir leke olarak belirir. Tevbe ederse o leke çıkar. İstiğfarda bulunursa lekenin yeri parıldar. Eğer kişi daha fazla günah işlerse kalbinde beliren lekelerde gittikçe artar ve sonunda kalbinin tamamını istila eder. Ve şöyle devam ediyor cenabı hak kulunun cennette derecesini yükseltince kul: Rabbim bu nereden geldi? diye sorar Hak teala şöyle buyurur: Çocuğunun senin için yaptığı istiğfardan, annemiz Hz. Aişe peygamberimizin şöyle söylediğini bizlere aktarır. Allah'ım! beni iyilik yaptıklarında mutluluk duyan, günah işlediklerinde de istiğfarda bulunanlardan eyle ve şöyle devam eder kul günah işledikten sonra: - Allah'ım beni bağışla diye yalvardığında, aziz ve celil Allah: Kulum bir günah işledi ama bu günahından dolayı hem yakasına yapışacak hemde günahı bağışlayan bir rabbi bulunduğunu bildi. Kulum! dilediğini yap, ben seni bağışladım. Diğer bir hadisi şerifte peygamberimiz Allah teala şöyle buyurduğunu söyler. Kullarım benim koruduklarım dışında hepiniz günahkarsınız, öyle ise benden mağfiret dileyiniz ki bende sizleri bağışlayayım. Benim kendisini bağışlama gücüne sahip olduğumu bilenin hiçbir günahına aldırmam kendisini bağışlarım buyurmaktadır ve istiğfarın en efdalinin şu sözlerle yapılan istiğfar olduğunu rivayet etmiştir.Allah'ım! Sen benim rabbimsin. Ben senin kulunum, beni sen yarattın. Gücüm yettiğince ezelde sana verdiğim söz ve andım üzerimde sebat etmekteyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınıyorum. Üzerimdeki nimetini sana itiraf ediyorum. Günah yaptığımda ikrarda bulunuyorum. Gerçekten kendime zulmettim günahımı itiraf ettim, yaptığım ve yapacağım günahlarımı bağışla Çünkü tüm günahları senden başka bağışlayacak yoktur. Bağışlayan kullardan olmak duası ile (amin)
Hayriye Bektaş / diğer yazıları
- Askerlik, bu kadar ucuz mu? / 26.11.2011
- Zilhicce bereketinden gafil olmayalım / 12.11.2010
- Ölümden sonra başımıza gelecek haller / 23.07.2010
- Allah aşkı / 24.10.2008
- Fakirliğin fazileti / 16.10.2008
- Tevekkül / 10.10.2008
- Mahşer yeri / 29.05.2008
- Sur'a Üfürülmesi ve Kıyamet günü / 25.05.2008
- İstiğfarın fazileti / 15.05.2008
- Zilhicce bereketinden gafil olmayalım / 12.11.2010
- Ölümden sonra başımıza gelecek haller / 23.07.2010
- Allah aşkı / 24.10.2008
- Fakirliğin fazileti / 16.10.2008
- Tevekkül / 10.10.2008
- Mahşer yeri / 29.05.2008
- Sur'a Üfürülmesi ve Kıyamet günü / 25.05.2008
- İstiğfarın fazileti / 15.05.2008