Haydar Baş'tan "Endülüs olmayalım" uyarısı

Dün, "şimdi bu iki anlayış kavgalı görünse de misyonları aynen devam etmektedir. Sadece aklı, vahye tercih noktasında değil siyasi ikballerini, vahye tercih etme boyutu da uygulamaya konulmuştur" demiş ve "nasıl sorusunun, cevabı bugüne bırakmıştık. Devam edelim?Gülen hareketinin, Said Nursi'den gelen "Yahudi ve Hıristiyanlarda cennete gidecektir" inancını, siyasi iktidar, "bu ülkede 4 hak dine mensup insanlar yaşamaktadır" diyerek resmileştirmiş ve Milli Eğitimde uygulamaya koymuştur.6. sınıf Din kültürü Kitaplarında, Zebur, Tevrat ve İncil'den bahsedilerek, "Bu kitaplar günümüze kadar ulaşmıştır." Deniliyor. (Sh. 98)2005'ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü Kitabında, "Doğruluk bütün dinlerin öğütlediği güzel bir davranıştır." (sh. 103), "Dinlerin öğütlerine uygun davranmaya özen gösterelim." (sh. 105), "Dinler, canlıların yaşama hakkına saygılı olunmasını ister." (sh. 112), "Bütün dinler insanlara çalışarak kendi emekleriyle geçinmelerini sağlamalarını öğütler." (sh. 113) deniliyor.Yine bazı yörelerde ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine dağıtılan okumayazma öğreniyorum kitaplarında, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanılmıştır. (MEBTTKB'nin 12.07.2004 tarih / 115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı.)2005 yılında onaylanan 5. sınıf Din Kültürü kitabının 2021. sahifesinde Kelimei Tevhid, "Lailâhe illallah'tır" deniyor. "Muhammedurrasûlullah" ifadesine yer verilmiyor. Bu mantık artık TRT dizilerinde toplumun geneline vurgulanmaya çalışılıyor.Oysa vahye göre "Allah katında tek hak din İslam'dır." (Ali İmran 19) "De ki, "Allah'a ve Peygambere itaat edin! Eğer 'uymayıp' yüz çevirirlerse, 'kâfir olurlar'. Elbette Allah, kâfirleri sevmez." (Ali İmran 32)"Kim İslam'dan başka din ararsa, bilsin ki o din, asla kabul edilmez." (Ali İmran 85)"Yahudiler, Üzeyr'e, Hıristiyanlar da İsa'ya, Allah'ın oğlu dediler. Daha önceki kâfirlerin sözlerini taklit ettiler. Allah, onları kahretsin." (Tövbe 30)Bugün siyasi iktidarın başı (Sayın Davutoğlu) haham ve papazları bir masa etrafında toplayıp, bu masaya "İbrahimi dinler masası," dedi.Oysa vahiy; "İbrahim ne Yahudi, ne de Hıristiyan'dı. O, Allah'ı tanıyan doğru bir Müslüman idi." (Ali İmran 67) diyor.Vahiy; "Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan (kâfir) olur." (Maide 51)"Müminler, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah'ın dostluğunu bırakmış olur." (Ali İmran 28)Vahiy böyle diyor. Oysa siyasi iktidar bir taraftan kendini AB'ye nikahlarken diğer taraftan da ABD'yi, "kadim dost, stratejik ortak, müttefik" ilan ediyor. NATO'ya sığınıp, yardım istiyor.Geldiğimiz noktanın 13 yıl öncesinde BOP eş başkanı olunduğu açıklandı. Yahudi üstün hizmet madalyası alındı. O günden bu güne İslam coğrafyasında demokrasi, özgürlük söylemleriyle başlatılan savaşlarda 6 milyondan fazla Müslüman katledildi. Yüz binlerce Müslüman kadının ırzına geçildi. Milyonlarca Müslüman yetim, evsiz, ülkesiz kaldı. Oysa Yüce Allah (c.c) vahyinde; "Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır." (Nisa 93) Yine Yüce Allah vahyinde; "?Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır." Buyurmuştur. Bugünkü siyasi anlayış ise "faiz bir dünya gerçeğidir" diyerek kabullenmiştir.Yüce Allah vahyinde; "Zinaya da yaklaşmayın; çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur." (İsra 32) Diye emrederken bugünkü siyasi iktidar AB istiyor diye, zinayı suç olmaktan çıkarmıştır. Yüce Allah vahyinde; "Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı." (Bakara 173) Diye emrederken, bugünkü siyasi iktidar yine AB istiyor diye, domuz etinin kesim, alım ve satımını resmileştirmiştir.Özetle günümüz Türkiye'sinde hem akıl ile vahiy, hem de siyasetle vahiy karşı karşıya getirilmiş. Akıl tercih edilmiş, siyasi gelecekleri için vahye rağmen kanunlar çıkarılmış, uygulamalara gidilmiştir.Vahim olan ise milletimiz bu zulme bırak sessiz kalmayı destek vermiştir. Eğer aynı destek devam ederse Endülüs'ün yaşadığı akıbeti yaşamamız kaçınılmazdır.Yapmamız gereken Hakk'ı hakça bilen, gören, yaşayan ve Hakk'a çağıranın yanında olmaktır.