Yeni Mesaj Gazetesi tarafından tertiplenen Milli Kahramanlarımızı Anma Programlarının on yedincisi 4 Mayıs 2013 Cumartesi günü Sakarya’da Orhan Gazi Kültür Merkezinde gerçekleştirildiğinden bahsetmiştik.
Programa rahatsızlığı nedeniyle telekonferans konuşmayla Trabzon’daki evinden canlı olarak katılan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yaptığı konuşmaya değineceğimizi söz vermiştik.
Gerçekten Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın her konuşması, izleyenlerin gönlünde, farklı bir çözüm farklı bir ufuk açmaktadır. Sakarya’daki konuşmalarının başında, Başbakanın akil adamlar hakkında yaptığı tespitten yola çıkarak değerlendirme yaptılar:
“Sayın Başbakan akil adamlara bunlar halkımızın mürşitleridir. Onlar halkı irşat ediyorlar, diyor. Eğer irşat ehli ise bunları lütfen katillerin, masumların kanını akıtanların, gözyaşlarını döktüren insanların yanına gönderin, yani PKK'yı ıslah etsinler. Mektep medrese görmüş, eğitimle beraber ticaretini, sanatını, adaletini kısaca her şeyini en mükemmel şekilde yaşayan insanlarımıza akıl vermeye kalkmasınlar. Onların aklı onlara yeter. İkaz ve irşat olunması gereken insanları ikaz ve irşat etsinler. Eğer bunu yaparlarsa çok samimi konuşuyorum, o zaman bu milletin hayır duasını alırlar… Akil insanların Kandil'in kapısını çalabileceklerini, PKK'lı teröristlerle bir araya gelebileceklerini, onlara 'bir tek cümle, hatta bir tek kelime' diyebileceklerini zannetmiyorum. Bu cüret, bu cesaret onlarda, yoktur" şeklinde konuştu.
Gerçekten de Akil insanların yaptığı ziyaretlere, yaptıkları konuşmalara bakınca, yol haritalarının ve görevlerinin ne olduğunu görmek mümkündür. Akil adamlar, Şehit ailelerine, sivil toplum örgütlerine gidiyorlar. Kullandıkları ifadelere bakar mısınız? “Abdullah Öcalan’a artık bebek katli denmemesi gerekir.” ,“40 bin kişi telef oldu(şehide telef kelimesini kullanıyorlar)”,“Terörü önlemek için tarafların haklarını birbirine helal etmesi gerekir”, “Öcalan’ın serbest bırakılması lazım”, “Türk İslam kültürü diye bir kültürden bahsedilemez” v.s…
Mürşit odur ki yolunu şaşırmışlara yolunu gösterir, aklını yitirmişlere akıl tavsiyesinde bulunur, imanını ve istikametini kaybetmişlerin irşat ve hidayetine vesile olur.
Bu akil adamlar başka! Bunlar yolunu şaşırmışlara değil, yolunu bulmuşların yolunu şaşırmasına çalışıyorlar. Vatanına, milletine, örfüne, imanına, milletine sahip çıkmayan, kan akıtan, vatanın bölünmez bütünlüğüne kast edenlere, teröristlere değil; vatanına, milletine, örfüne, imanına sahip çıkanlara nasihat etmeye gidiyorlar. Allah bu akıl adamlara akıl versin ki; akılsızlıklarını, yanlışta olduklarını anlasınlar!
Programa rahatsızlığı nedeniyle telekonferans konuşmayla Trabzon’daki evinden canlı olarak katılan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yaptığı konuşmaya değineceğimizi söz vermiştik.
Gerçekten Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın her konuşması, izleyenlerin gönlünde, farklı bir çözüm farklı bir ufuk açmaktadır. Sakarya’daki konuşmalarının başında, Başbakanın akil adamlar hakkında yaptığı tespitten yola çıkarak değerlendirme yaptılar:
“Sayın Başbakan akil adamlara bunlar halkımızın mürşitleridir. Onlar halkı irşat ediyorlar, diyor. Eğer irşat ehli ise bunları lütfen katillerin, masumların kanını akıtanların, gözyaşlarını döktüren insanların yanına gönderin, yani PKK'yı ıslah etsinler. Mektep medrese görmüş, eğitimle beraber ticaretini, sanatını, adaletini kısaca her şeyini en mükemmel şekilde yaşayan insanlarımıza akıl vermeye kalkmasınlar. Onların aklı onlara yeter. İkaz ve irşat olunması gereken insanları ikaz ve irşat etsinler. Eğer bunu yaparlarsa çok samimi konuşuyorum, o zaman bu milletin hayır duasını alırlar… Akil insanların Kandil'in kapısını çalabileceklerini, PKK'lı teröristlerle bir araya gelebileceklerini, onlara 'bir tek cümle, hatta bir tek kelime' diyebileceklerini zannetmiyorum. Bu cüret, bu cesaret onlarda, yoktur" şeklinde konuştu.
Gerçekten de Akil insanların yaptığı ziyaretlere, yaptıkları konuşmalara bakınca, yol haritalarının ve görevlerinin ne olduğunu görmek mümkündür. Akil adamlar, Şehit ailelerine, sivil toplum örgütlerine gidiyorlar. Kullandıkları ifadelere bakar mısınız? “Abdullah Öcalan’a artık bebek katli denmemesi gerekir.” ,“40 bin kişi telef oldu(şehide telef kelimesini kullanıyorlar)”,“Terörü önlemek için tarafların haklarını birbirine helal etmesi gerekir”, “Öcalan’ın serbest bırakılması lazım”, “Türk İslam kültürü diye bir kültürden bahsedilemez” v.s…
Mürşit odur ki yolunu şaşırmışlara yolunu gösterir, aklını yitirmişlere akıl tavsiyesinde bulunur, imanını ve istikametini kaybetmişlerin irşat ve hidayetine vesile olur.
Bu akil adamlar başka! Bunlar yolunu şaşırmışlara değil, yolunu bulmuşların yolunu şaşırmasına çalışıyorlar. Vatanına, milletine, örfüne, imanına, milletine sahip çıkmayan, kan akıtan, vatanın bölünmez bütünlüğüne kast edenlere, teröristlere değil; vatanına, milletine, örfüne, imanına sahip çıkanlara nasihat etmeye gidiyorlar. Allah bu akıl adamlara akıl versin ki; akılsızlıklarını, yanlışta olduklarını anlasınlar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025