Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Almanya'da gurbetçilerle biraraya geldiği programda, "Türkiye'de iktidarda olanlar, sizleri kendi kaderinizle başbaşa bıraktı" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz yıl Almanya'da gurbetçilere hitaben yaptığı konuşmada dile getirdiği 'Alman toplumuna entegre ve Almanya vatandaşı olun' şeklindeki ifadelerinin 'talihsiz' olduğunu bildirdi. Çekimleri Frankfurt'ta yapılan, gurbetçilerin de stüdyoda yer aldığı Meltem TV'deki Ekoanaliz programına konuk olan Prof. Dr. Haydar Baş, Erdoğan'ın mesajının 'siz burada kalın, entegre olun, sizin sorunlarınızı ben halledemem' anlamına geldiğine işaret derek, şöyle konuştu: "Bu bunlardan biri olun anlamına gelmektedir. Nasıl olur da tevhid terkedilip, teslis benimsenir? Bunun çok ciddi bir manevi mesuliyeti ve ödenmesi mümkün olmayan bir keffareti vardır."35 yıldan beri sık sık Almanya'ya geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Haydar Baş, gurbetçileri meselelerine vakıf olduğunu dile getirdi. Almanya'ya ilk kez 1975'te konferans vermek üzere Duisburg'a geldiğini belirten Prof. Dr. Baş, gurbetçilerle sabaha kadar sohbetler yaptığını aktardı. Birlikte hasret giderdiklerini söyleyen Prof. Dr. Baş, o zamanki gurbetçileri hayat tarzına ilişkin şu bilgileri verdi: "O günlerde bugünkü gibi gidiş gelişler seri değildi. Uçak vardı ama o günün şartlarında işçi kardeşim dişinden arttırdığı ile bir araba alır, onunla memleketine 3- 4 günde gelirdi. Hediyesini de valizine koymayı unutmazdı. Siz öyle vefalı insanlarsınız. İşçi kardeşlerimiz her türlü mağduriyetlerini bana anlatırlardı. Bugün de farklı olduğunu zannetmiyorum."
Gurbetçilere şart üstüne şart dayatılıyorAlmanya'da gurbetçilerin önüne her geçen gün yeni şartlar getirildiğini belirten Prof. Dr. Baş, "Camilerdeki hocalara Almanca bilme şartı getirildi. Arapça bilme şartı getirilseydi, bunu anlardık. Bunları bu şekilde konuşturan Türk siyasetidir. Türk siyaseti böyle yaptıktan sonra, bunların yaptığı azdır. Eğer Türk siyaseti bunları yapmasaydı, Almanya'daki, Fransa'daki, Hollanda'daki, Belçika'daki vesaire Türk işçileri bu kadar ayrıma tutulmazdı. Neden bunları yaşıyorsunuz? Çünkü sizleri kendi kaderinizle başbaşa bıraktılar. Ancak sizler onları iktidar edebilmek için buradan imsanları arabalara doldurup Anadolu'ya taşıdınız. Hatta Almanya'daki haklarımızı korusun diye aranızda para toplayıp onlara verdiniz. Onlar da size 'niçin bunu böyle yaptınız' diye bu şekilde teşekkür ediyor. Burada yapılacak iş Avrupa devletlerinin hukukunu zora sokmadan, işçi kardeşlerimizin haklarını en az kendi vatandaşları kadar elde edecek seviyeye çıkarmaktır."Gurbetçilerle el ele vereceklerini söyleyen Prof. Dr. Baş, "Böylece içinde bulunduğunuz badireleri, sizi karlı çıkaracak şekilde aşacağız. Türkiye'de söz sahibi olacaksınız. Burada olduğu gibi işçi değil, Anadolu'da patron olacaksınız."
Almanya'nın Euro'ya geçmesi hataydıAlmanya'nın Euro'ya geçtikten sonra ekonomik krizlerle yüz yüze geldiğinin sorulması üzerine Prof. Dr. Baş, şöyle konuştu: "Euro'ya geçildiğinde Almanya'daydım. Arkadaşlarım bana 'burada bayram havası var' şeklinde aktarmışlardı. Benim görüşüm sordular. Dedimki: 'Eyvah, dedeim. Ortak paraya geçtiklerinden sonra ekonomi gerilemeye başlayacak. Darboğazla karşılaştıklarında ayıkmazlarsa, bu Avrupa Birliği ve Almanya'nın sonu olacaktır. Bu kanaatim ilmi bir gerçektir. Her devletin yıl sonu Gayri Safi Milli Hasılası yani yıl sonu karı vardır. Devletler GSMH'ye göre emisyonu genişletirler, bir başka ifadeyle senyoraj hakkını kullanırlar. Kazançları karşılığında belli miktarlarda para basarlar. Mesela ABD, kendi kazancının yanı sıra Türkiye2nin, Romanya'nın vesaire milli gelirlerini dikkate alarak para basmaktadır. Almanya, tek başına iken Mark'ını istediği zaman, istediği kadar basıyordu ancak müşterek AB Merkez Bankası kurulunca bunu yapamamaktadır. Bu konuşmam sadece Türk kamuoyuna yönelik değildir. Aynı zamanda Almanya'yadır. Almanya maliyesi, Başbakan Merkel kurtulmak istiyorsa beni iyi takip etsinler. Almanya emisyonunu genişletemediğinden, masraflarını karşılayabilmek için borç almaya başladı. Borç parayla kamu hizmetlerini yürütmeye çalıştı. Doğu Avrupa'nın yükü de ilave olunca, eldeki avuçtaki para yetmemeye başladı. Almanya kendi üretimi karşılığında parasını basmadığı sürece, Almanya ile avrupa ülkelerinin bu badireden çıkmaları zor, belki de imkansız olacaktır."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz yıl Almanya'da gurbetçilere hitaben yaptığı konuşmada dile getirdiği 'Alman toplumuna entegre ve Almanya vatandaşı olun' şeklindeki ifadelerinin 'talihsiz' olduğunu bildirdi. Çekimleri Frankfurt'ta yapılan, gurbetçilerin de stüdyoda yer aldığı Meltem TV'deki Ekoanaliz programına konuk olan Prof. Dr. Haydar Baş, Erdoğan'ın mesajının 'siz burada kalın, entegre olun, sizin sorunlarınızı ben halledemem' anlamına geldiğine işaret derek, şöyle konuştu: "Bu bunlardan biri olun anlamına gelmektedir. Nasıl olur da tevhid terkedilip, teslis benimsenir? Bunun çok ciddi bir manevi mesuliyeti ve ödenmesi mümkün olmayan bir keffareti vardır."35 yıldan beri sık sık Almanya'ya geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Haydar Baş, gurbetçileri meselelerine vakıf olduğunu dile getirdi. Almanya'ya ilk kez 1975'te konferans vermek üzere Duisburg'a geldiğini belirten Prof. Dr. Baş, gurbetçilerle sabaha kadar sohbetler yaptığını aktardı. Birlikte hasret giderdiklerini söyleyen Prof. Dr. Baş, o zamanki gurbetçileri hayat tarzına ilişkin şu bilgileri verdi: "O günlerde bugünkü gibi gidiş gelişler seri değildi. Uçak vardı ama o günün şartlarında işçi kardeşim dişinden arttırdığı ile bir araba alır, onunla memleketine 3- 4 günde gelirdi. Hediyesini de valizine koymayı unutmazdı. Siz öyle vefalı insanlarsınız. İşçi kardeşlerimiz her türlü mağduriyetlerini bana anlatırlardı. Bugün de farklı olduğunu zannetmiyorum."
Gurbetçilere şart üstüne şart dayatılıyorAlmanya'da gurbetçilerin önüne her geçen gün yeni şartlar getirildiğini belirten Prof. Dr. Baş, "Camilerdeki hocalara Almanca bilme şartı getirildi. Arapça bilme şartı getirilseydi, bunu anlardık. Bunları bu şekilde konuşturan Türk siyasetidir. Türk siyaseti böyle yaptıktan sonra, bunların yaptığı azdır. Eğer Türk siyaseti bunları yapmasaydı, Almanya'daki, Fransa'daki, Hollanda'daki, Belçika'daki vesaire Türk işçileri bu kadar ayrıma tutulmazdı. Neden bunları yaşıyorsunuz? Çünkü sizleri kendi kaderinizle başbaşa bıraktılar. Ancak sizler onları iktidar edebilmek için buradan imsanları arabalara doldurup Anadolu'ya taşıdınız. Hatta Almanya'daki haklarımızı korusun diye aranızda para toplayıp onlara verdiniz. Onlar da size 'niçin bunu böyle yaptınız' diye bu şekilde teşekkür ediyor. Burada yapılacak iş Avrupa devletlerinin hukukunu zora sokmadan, işçi kardeşlerimizin haklarını en az kendi vatandaşları kadar elde edecek seviyeye çıkarmaktır."Gurbetçilerle el ele vereceklerini söyleyen Prof. Dr. Baş, "Böylece içinde bulunduğunuz badireleri, sizi karlı çıkaracak şekilde aşacağız. Türkiye'de söz sahibi olacaksınız. Burada olduğu gibi işçi değil, Anadolu'da patron olacaksınız."
Almanya'nın Euro'ya geçmesi hataydıAlmanya'nın Euro'ya geçtikten sonra ekonomik krizlerle yüz yüze geldiğinin sorulması üzerine Prof. Dr. Baş, şöyle konuştu: "Euro'ya geçildiğinde Almanya'daydım. Arkadaşlarım bana 'burada bayram havası var' şeklinde aktarmışlardı. Benim görüşüm sordular. Dedimki: 'Eyvah, dedeim. Ortak paraya geçtiklerinden sonra ekonomi gerilemeye başlayacak. Darboğazla karşılaştıklarında ayıkmazlarsa, bu Avrupa Birliği ve Almanya'nın sonu olacaktır. Bu kanaatim ilmi bir gerçektir. Her devletin yıl sonu Gayri Safi Milli Hasılası yani yıl sonu karı vardır. Devletler GSMH'ye göre emisyonu genişletirler, bir başka ifadeyle senyoraj hakkını kullanırlar. Kazançları karşılığında belli miktarlarda para basarlar. Mesela ABD, kendi kazancının yanı sıra Türkiye2nin, Romanya'nın vesaire milli gelirlerini dikkate alarak para basmaktadır. Almanya, tek başına iken Mark'ını istediği zaman, istediği kadar basıyordu ancak müşterek AB Merkez Bankası kurulunca bunu yapamamaktadır. Bu konuşmam sadece Türk kamuoyuna yönelik değildir. Aynı zamanda Almanya'yadır. Almanya maliyesi, Başbakan Merkel kurtulmak istiyorsa beni iyi takip etsinler. Almanya emisyonunu genişletemediğinden, masraflarını karşılayabilmek için borç almaya başladı. Borç parayla kamu hizmetlerini yürütmeye çalıştı. Doğu Avrupa'nın yükü de ilave olunca, eldeki avuçtaki para yetmemeye başladı. Almanya kendi üretimi karşılığında parasını basmadığı sürece, Almanya ile avrupa ülkelerinin bu badireden çıkmaları zor, belki de imkansız olacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.