Şâhidi İbrahim Dede
Mevleviye yolunda yetişen evliyanın meşhurlarından. Ayrıca şair olup şiirlerinde Şâhidi mahlasını kullanmıştır. Muğlalı olup, 1470 (H.875) de doğdu. 1550 (H.957) senesinde Muğla'da vefat etti. Hocalık yaptığı Muğla Mevlevihanesinde, dergahında babası Hüdâî'nin yanına defnedildi. Semâhâne-i Edeb kitabında Afyonkarahisar'da defnedildiği de bildirilmektedir.
On sekiz yaşına kadar memleketinde, sonra Bursa ve İstanbul'da çeşitli ilimleri tahsil edip ilimde yetiştikten sonra, Afyonkarahisar'da Sultan Divânî Hazretlerinin sohbetlerinde bulunarak tasavvufda kemale erdi. Farsça ve Türkçe şiirler yazmıştır. Gülşen-i Esrâr, Gülşen-i Tevhid, Gülşen-i Vahdet adlı mesnevi tarzında manzum eserleri vardır. Ayrıca Gülistan kitabına bir şerh yazmıştır. Türkçe, Farsça divanları vardır. Şâhidi ismiyle tanınan Farsça manzum bir lügat yazmıştır. Bu lügat meşhur ve muteberdir. Şâhidi Manzûmesi ehli tarafından şerh edilmiş, üzerine nazireler yazılmıştır. İbrahim bin Süleyman Ezheri tarafından Arapçaya çevrilmiştir. Abdülkadir Bağdadi ve Eğribozlu Ahmed Selami tarafından muhtasar olarak (kısaca) Arapçaya tercüme edilmiştir. Ayrıca manzum olarak Rumcaya da çevrilmiştir. Gülşen-i Tevhid adlı eseri, Mesnevi'nin altı cildinin herbirinden yüzer beyit alıp tahmiş etmek suretiyle yazdığı bir eseridir.
Mevleviye yolunda yetişen evliyanın meşhurlarından. Ayrıca şair olup şiirlerinde Şâhidi mahlasını kullanmıştır. Muğlalı olup, 1470 (H.875) de doğdu. 1550 (H.957) senesinde Muğla'da vefat etti. Hocalık yaptığı Muğla Mevlevihanesinde, dergahında babası Hüdâî'nin yanına defnedildi. Semâhâne-i Edeb kitabında Afyonkarahisar'da defnedildiği de bildirilmektedir.
On sekiz yaşına kadar memleketinde, sonra Bursa ve İstanbul'da çeşitli ilimleri tahsil edip ilimde yetiştikten sonra, Afyonkarahisar'da Sultan Divânî Hazretlerinin sohbetlerinde bulunarak tasavvufda kemale erdi. Farsça ve Türkçe şiirler yazmıştır. Gülşen-i Esrâr, Gülşen-i Tevhid, Gülşen-i Vahdet adlı mesnevi tarzında manzum eserleri vardır. Ayrıca Gülistan kitabına bir şerh yazmıştır. Türkçe, Farsça divanları vardır. Şâhidi ismiyle tanınan Farsça manzum bir lügat yazmıştır. Bu lügat meşhur ve muteberdir. Şâhidi Manzûmesi ehli tarafından şerh edilmiş, üzerine nazireler yazılmıştır. İbrahim bin Süleyman Ezheri tarafından Arapçaya çevrilmiştir. Abdülkadir Bağdadi ve Eğribozlu Ahmed Selami tarafından muhtasar olarak (kısaca) Arapçaya tercüme edilmiştir. Ayrıca manzum olarak Rumcaya da çevrilmiştir. Gülşen-i Tevhid adlı eseri, Mesnevi'nin altı cildinin herbirinden yüzer beyit alıp tahmiş etmek suretiyle yazdığı bir eseridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.