Ahmed Hicabi Hz.
Yine bir defasında, Sultan Hazretleri, ziyâret maksadıyla türbenin yanına gelmişti. Onun geldiğini duyan pek çok kişi de oraya koştu. Bu sırada türbeye yakın bir köy ahâlisinden Ömer Ağa adında biri, yanında bir koyunla geldi. Hazretin elini öptükten sonra; "Efendim burada bir koyun keseceğimi nezretmiştim. Ancak uzun bir süre geçtiği halde sözümü yerine getiremedim. Dün gece rüyâmda Bekli Sultan Hazretlerini gördüm. Bana, yarın türbesine gelecek muhterem misâfirler için adağımı götürüp kesmemi emir buyurdular. Bu sözleri ağlayarak nakleden Ömer Ağa, orada bulunan herkesi de ağlattı. Ahmed Hicâbî Hazretleri de Bekli Sultan Hazretleri'nin dergâh-ı şerîfleri kapısına:
"Ziyâretle murâd almak ümidiyle gelen insân" diye başlayan şiirini yazdı.
Ahmed Hicâbî Hazretleri bu sûretle vilâyetin pekçok mahalllerini gezdikleri gibi, ahâlisinin çok arzu etmesi üzerine Çorum'a da gitti. Burada bulunan velîlerin türbelerini ziyâretten sonra ilim adamları ile sohbetler etti. Devlet adamları ile görüşüp nasihatlarda bulundu. Câmilerde halka vâz ve nasihatlarda bulundu. Çorum'dan İstanbul'a gelen Ahmed Hicâbî Hazretleri burada hocalarını ve dostlarını ziyâret ettikten sonra Bursa'ya geçti. Bursa'daki bütün mübârek zâtların türbelerini, makamlarını, medrese ve câmileri ziyâretten sonra deniz yoluyla Sinop'a geldi. Seyyid Bilâl Hazretleri'nin mübârek rûhunu vesîle ederek Cenab-ı Hakk'a duâ ve niyazda bulundu, sonra Kastomonu'ya döndü.
Seyyid Efendi mizac olarak zamânında nâdir denilecek kadar güzel, fazîlet ve irfân ile süslü, güzel fikirleri kendinde toplamış bir kimseydi. İfâdesi tatlı ve güzel olup, şiir ve yazı sanatında kâbiliyeti pek yüksekti. Tefsirdeki iktidar kâbiliyeti herkesi hayran bırakırdı. Nasihatlerinden feyz ve ibret almak için pek çok ilim ve devlet adamı kendisine gelir sohbetlerine katılırlardı.
1872 senesinde Kastamonu vilâyeti vâliliğinde bulunan, sonra yine orada vefât ederek Şâbân-ı Velî Hazretleri'nin türbesinde defnolunan Pertev Paşa, Ahmed Hicâbi Efendi'nin muhîb ve bağlılarından idi. Nitekim, bu aşk ve muhabbetle onun hakkında şu mısraları söylemiştir:
Severim zâtını bî-reyb ü riyâ
İntisâb eylediğim gündentâ
Buna şâhid tutarım Allah'ı
Seyyidim muhlisim vallahi.
Yine bir defasında, Sultan Hazretleri, ziyâret maksadıyla türbenin yanına gelmişti. Onun geldiğini duyan pek çok kişi de oraya koştu. Bu sırada türbeye yakın bir köy ahâlisinden Ömer Ağa adında biri, yanında bir koyunla geldi. Hazretin elini öptükten sonra; "Efendim burada bir koyun keseceğimi nezretmiştim. Ancak uzun bir süre geçtiği halde sözümü yerine getiremedim. Dün gece rüyâmda Bekli Sultan Hazretlerini gördüm. Bana, yarın türbesine gelecek muhterem misâfirler için adağımı götürüp kesmemi emir buyurdular. Bu sözleri ağlayarak nakleden Ömer Ağa, orada bulunan herkesi de ağlattı. Ahmed Hicâbî Hazretleri de Bekli Sultan Hazretleri'nin dergâh-ı şerîfleri kapısına:
"Ziyâretle murâd almak ümidiyle gelen insân" diye başlayan şiirini yazdı.
Ahmed Hicâbî Hazretleri bu sûretle vilâyetin pekçok mahalllerini gezdikleri gibi, ahâlisinin çok arzu etmesi üzerine Çorum'a da gitti. Burada bulunan velîlerin türbelerini ziyâretten sonra ilim adamları ile sohbetler etti. Devlet adamları ile görüşüp nasihatlarda bulundu. Câmilerde halka vâz ve nasihatlarda bulundu. Çorum'dan İstanbul'a gelen Ahmed Hicâbî Hazretleri burada hocalarını ve dostlarını ziyâret ettikten sonra Bursa'ya geçti. Bursa'daki bütün mübârek zâtların türbelerini, makamlarını, medrese ve câmileri ziyâretten sonra deniz yoluyla Sinop'a geldi. Seyyid Bilâl Hazretleri'nin mübârek rûhunu vesîle ederek Cenab-ı Hakk'a duâ ve niyazda bulundu, sonra Kastomonu'ya döndü.
Seyyid Efendi mizac olarak zamânında nâdir denilecek kadar güzel, fazîlet ve irfân ile süslü, güzel fikirleri kendinde toplamış bir kimseydi. İfâdesi tatlı ve güzel olup, şiir ve yazı sanatında kâbiliyeti pek yüksekti. Tefsirdeki iktidar kâbiliyeti herkesi hayran bırakırdı. Nasihatlerinden feyz ve ibret almak için pek çok ilim ve devlet adamı kendisine gelir sohbetlerine katılırlardı.
1872 senesinde Kastamonu vilâyeti vâliliğinde bulunan, sonra yine orada vefât ederek Şâbân-ı Velî Hazretleri'nin türbesinde defnolunan Pertev Paşa, Ahmed Hicâbi Efendi'nin muhîb ve bağlılarından idi. Nitekim, bu aşk ve muhabbetle onun hakkında şu mısraları söylemiştir:
Severim zâtını bî-reyb ü riyâ
İntisâb eylediğim gündentâ
Buna şâhid tutarım Allah'ı
Seyyidim muhlisim vallahi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.