logo
01 HAZİRAN 2024

Gıda terörü

11.01.2019 00:00:00
Plastik torbalar, çevre güvenliği endişesiyle paralı hale getirildi. Ki daha az tüketilsin…

Çevre güvenliği, insan sağlığını korumak amacıyla sağlanmaya çalışılıyor. Peki, insan sağlığını koruma konusunda gerçekten samimi miyiz?

Eğer samimiysek, bu, sadece poşet konusunda değil, her konuda olmalı…

En en temel gıdalarda bile doğru dürüst bir denetim gerçekleştirilmiyor, kanser gibi en ağır hastalıklara bile yol açabilecek her türlü gıda piyasada dolanıyor ama biz rahatlıkla insan sağlığını koruma adına sadece poşetle mücadele ettiğimizi iddia ediyoruz.

Poşetle mücadele etmekten önce atılması gereken o kadar önemli adımlar var ki…

Örneğin, insan sağlığının olmazsa olmazı olan "su" konusu… Sağlımızı koruma adına ambalajlı olarak tercih ettiğimiz içme suları konusunda bilimsel bir analiz ortaya konuldu.

Çalışma, Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden 4 akademisyen tarafından gerçekleştirildi.

"Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi" başlıklı analiz çalışması kapsamında 43 farklı markanın içme suyu örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemi gerçekleştirildi. Analizler, "bardak su" olarak ifade edilen 250 ml'lik plastik ambalajlı su örneğinde yapıldı. Teknik olduğu için rakamsal detaylara çok fazla girmeyeceğim ama analiz çalışmasından çıkan sonuçları aktaracağım:

* Su örnekleri içerisinde tespit edilen en yüksek ağır metal konsantrasyonları, baryum, kurşun, stronsiyum oldu. Tespit edilen en yüksek baryum oranı korkutucu…

* Kurşun miktarı 0.010'un altında olması gerek ancak 8 katı çıktı.

* Ambalajlı içme suyu tüketmenin Pb(kurşun) seviyesine göre kanserojen risk oluşturduğu gözlenmektedir.

* Baryum (Ba), kurşun (Pb) ve stronsiyum (Sr) ağır metallerdir. Bu ağır metallarin kansorejen etkileri var. Bazı organlarda birikme, mutasyon, dejenerasyon etkileri söz konusu olabilir. Çünkü bu metaller vücutta birikme yapabiliyor.

* Sularda As, Pb, Mn, Cd, Cu, Hg Cr gibi ağır metallerin bulunması ciltte incelme, böbrek hasarı, karaciğer sirozu, sinir sisteminde ileti bozuklukları, gibi sorunlara yol açabilmektedir.

* Ambalajlanarak tüketime sunulan doğal kaynak suları ve içme sularının bakteri içermemesi kadar ağır metal bulunma durumu ve konsantrasyonu da önem arz etmektedir.

* Bazı içme suları dördüncü derece su kalitesinde… Yani "içilemez" statüsünde, böyle bir ürün ancak banyoda kullanılabilir.

* Toplum sağlığının korunması açısından uygun kontrol tedbirlerinin alınması gerekmektedir.

* Araştırma sonuçlarına göre Ambalajlı su sektöründe korkunç derece denetimsizlik var. Standart dışı firmaların ruhsatları iptal edilmeli.

* Sudaki kirliliğin çoğu kimyasal kaynaklı… Sanayi atıkları, tarımsal ilaç atıkları, petrol su kimyasında önemli değişiklikler yapmaktadır.

Yapılan bu bilimsel analiz açıkça gösteriyor ki, yemediğimiz içmediğimiz bir poşet mevzuuna "insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor" gerekçesiyle bu kadar odaklanılırken, sürekli içtiğimiz suyun güvenliği göz ardı ediliyor. Resmen su değil "zehir" içiyoruz. Kanser vakalarının neden tırmadığını sadece bu analizle bile görebiliyoruz.

Sadece su mu? Meyve ve sebzelerde de benzer tehlikeler var. Biliyorsunuz, Rusya'ya ihraç ettiğimiz gıda ürünleri genellikle içeride tükettiklerimizden daha kalitelidir. Rus yetkililerden yapılan açıklamalar oldukça dikkat çekici…

Rus tarım ürünleri denetim ajansı Rosselhoznadzor, Türkiye'den ve Almanya'dan getirilen portakal, mandalina, greyfurt, armut, limon, salatalık, elma ve torfta (organik toprak) düzenli olarak apocehalus borealis isimli tarım zararlısı tespit edildiğini belirtti.

Kolera hastalığının taşıyıcısı sinek türünün Avrasya Ekonomik Birliği bölgesinde bulunmayan karantinalı nesneler listesinde yer aldığı kaydedilen açıklamada, tarım zararlısının meyve-sebze, un, soya, peynir ve isli balığa bulaşabileceği, insan ve hayvan sağlığı için tehlikeli olabileceği ifade edildi.

Rusya çoğu zaman bunları sağlığa zararlı diye geri gönderiyor. Peki, geri gelen bu ürünler "hastalıklı" diye imha mı ediliyor? Elbette ki hayır, afiyetle yiyoruz. Sonra, "Hastalıklar neden artıyor?", "Hastaneler neden bu kadar yoğun?", "Sosyal güvenlik harcalamaları neden bu kadar artıyor?" diye soruyoruz.

Cevabı, yediklerimizde, içtiklerimizde…

Bu açıdan da bakıldığında, Türkiye'nin Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezine ihtiyacı var. Çünkü Milli Ekonomi Modeli, "millet için devlet" anlayışını hayata geçirmek demektir, iyi bir denetim demektir, sağlıklı su, sağlıklı meyve-sebze demektir. Borç alınan küresel finans sahiplerine hizmet eden kapitalist bir anlayış, milletin sağlığını, güvenliğini asla koruyamaz.

Milli Ekonomi Modeli'yle emek ve üretim karşılığı kendi Milli Para'sını devreye koyan güçlü ve baba bir devlet, her konuda örnektir, önderdir ve asla bir yanlışa müsaade etmez.

Özellikle de stratejik gördüğü su konusunda, tarım ve hayvancılık konularında…
 
Murat Çabas / diğer yazıları
İş bilenin, kılıç kuşananın!
Avrupa enflasyonu düşürdü, Türkiye hoplattı
Avrupa'da bile daha ucuz
Bu fiyatlara akıllı turist bile almaz
İslam karşıtı göstericilere bıçakla saldırdı
Polis vurarak etkisiz hale getirdi
'En başından beri 'Fatih Terim Fonu' olarak duydum'
Banka yöneticisi tanıklık yaptı
Bazı iller için aşırı sıcaklık uyarısı verildi
Belli saatlerde sokağa çıkmayın
Türkiye yolları uzay yolundan daha çetin!
Alper Gezeravcı trafik kazasında yaralandı
Özel'den sokak hayvanları açıklaması
'Tehlike yok diyemezsiniz'
İtalya tavrını net ortaya koydu
"Silahlarımız Ukrayna dışında kullanılamaz"
FETÖ soruşturmasından gözaltındaki eşini görmek için yaptı
Sahte avukat gözaltına alındı
CHP'li Bulut'tan iktidarın yeni düzenlemesine tepki
Varlık yokluk mücadelesi
İsrail'e 'soykırımcı' diyen hemşireyi kovdular
Emperyalistlerin gerçek yüzü
Fenerbahçe Mourinho bombasını patlattı
Ünlü teknik direktör ile anlaşmaya varıldı
Antalya'ya uçanlara türbülans uyarısı
3 vakadan 2'si Türkiye üzerinde yaşanıyor
'Valilikten arıyoruz' diyerek dolandırdılar
Derdini yine şiirle anlattı
Amasya'da üretim seferberliği ilan edildi
Kilosu 2 bin 500 dolardan satılıyor
İş bilenin, kılıç kuşananın!
Avrupa enflasyonu düşürdü, Türkiye hoplattı
Avrupa'da bile daha ucuz
Bu fiyatlara akıllı turist bile almaz
İslam karşıtı göstericilere bıçakla saldırdı
Polis vurarak etkisiz hale getirdi
'En başından beri 'Fatih Terim Fonu' olarak duydum'
Banka yöneticisi tanıklık yaptı
Bazı iller için aşırı sıcaklık uyarısı verildi
Belli saatlerde sokağa çıkmayın
Türkiye yolları uzay yolundan daha çetin!
Alper Gezeravcı trafik kazasında yaralandı
Özel'den sokak hayvanları açıklaması
'Tehlike yok diyemezsiniz'
İtalya tavrını net ortaya koydu
"Silahlarımız Ukrayna dışında kullanılamaz"
FETÖ soruşturmasından gözaltındaki eşini görmek için yaptı
Sahte avukat gözaltına alındı
CHP'li Bulut'tan iktidarın yeni düzenlemesine tepki
Varlık yokluk mücadelesi
İsrail'e 'soykırımcı' diyen hemşireyi kovdular
Emperyalistlerin gerçek yüzü
Fenerbahçe Mourinho bombasını patlattı
Ünlü teknik direktör ile anlaşmaya varıldı
Antalya'ya uçanlara türbülans uyarısı
3 vakadan 2'si Türkiye üzerinde yaşanıyor
'Valilikten arıyoruz' diyerek dolandırdılar
Derdini yine şiirle anlattı
Amasya'da üretim seferberliği ilan edildi
Kilosu 2 bin 500 dolardan satılıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.