Sabahın erken saatlerinde yatağından fırlayıp iş telaşıyla otobüs duraklarında bekleşen insanların o anda neler düşündüklerini merak ettiniz mi hiç ya da o satte kalkıp da sokakta nelerin olup bittiğine dikkatinizi verdiniz mi?Kendi mahallenizi, kendi kentinizi sıkça sorguladığınız dönemler oldu mu?İnsanların aslında soluk olan yüzlerine, yüz hatlarındaki kırık çizgileri neye yordunuz?Neden insanlar en mutlu anlarını resmetmek için fotoğraf makinalarına sarılır da, en acılı günlerinden ibret almak adına deklanşöre basmazlar?Kendimize bir eleştiri geldiğinde hemen savunmaya geçer de başkalarına yönelik saldırı olduğundan niçin kendimizi o ortamdan soyutlamaya çalışırız?Başımıza gelebilecek felaketleri sık sık tartışır, o felaketlerin nelere sebebiyet vereceğini korka korka dinleriz ama iş çözüm üretme sürecine gelince ne etkili bir adım atarız ne anlamlı bir tedbir alırız.Günlük hayatımızdaki heyecanların en tatlı olanları bizimdir, en acı olanlarsa bizden değil, başkalarının bize kattığıdır.Her insan gibi bizler de katıksız bir sevgi isteriz ama ona kattıklarımızla sevdiklerimizi üzeriz.Herkes için annesi babası dünyanın en vazgeçilmez insanıdır.Ama huzurevleri hep terkedilen anne babalarla dolu olur nedense.Yolda yürürken afallayıp düşen insanlara kahkahalarla gülerken kendi düşüşümüze gülümseyenleri azarlamaktan geri kalmayız.Yaptıklarımızla övünürken yapamadıklarımızdan hiç sözetmeyiz. Başarımızı kutlayanlara sempati beslerken başarısızlıklarımızı önümüze getirenlerden zamanla nefret etmeye başlarız.İnsanların ne kadar ikiyüzlü olduklarını masabaşı toplantılarda dile getirirken kendi ikili oynadıklarımızı es geçeriz.Samimiyetsizlikleri eleştiririz ama samimiyet sınavını geçemeyiz.Küçücük dünyada küçük işlerle uğraşırız farkına varmadan. Farkına vardığımızda ise iş işten geçmiştir artık.Ya akıp giden zaman gelmeyecektir geri ya da bizler geri gelmeyeceğizdir.Bizim yaptıklarımızdır artık geride kalanlar, daha doğrusu yapamadıklarımız.Biz olmasak da ardımızda bıraktıklarımızdır bizden olan artık.Yokuz ,aslında varızdır.Varlıkla yokluk arasında bir varolma mücadelesidir yaşam.Yaşadıklarımız ve yaşayamadıklarımızla...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005