Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır

Çanakkale'de ülkemizin ciğerleri ormanlarımız günlerdir yanıyor. 

Birçok köy yangın nedeniyle boşaltıldı. Alevler şehir merkezini bile tehdit eder hale geldi. 

Çanakkale'de yangın devam ederken 22 Ağustos'ta gün içerisinde ajanslara ulaşan orman yangınlarından bazıları şöyleydi:

Bursa'nın Karacabey ve Yenişehir ilçelerinde.

Amasya'da Harşena Dağı'nda.

Manisa'nın Salihli ilçesinde.

Kastamonu'nun Araç ve Taşköprü ilçelerinde. 

Antalya'nın Akseki ilçesinde.

Burdur'un Gölhisar ilçesinde.

Bilecik Osmaneli ilçesinde.

Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde.

İzmir'in Ödemiş ilçesinde.

Balıkesir'in Edremit ilçesinde ve Marmara Adası'nda.

Aydın'ın Çine ilçesinde.

Adana'nın Feke ilçesinde.

İstanbul'un Pendik ilçesine bağlı Göçbeyli köyünde.

Orman yangınlarıyla tek mücadele eden ülke biz değiliz elbette.

Yunanistan günlerdir yanıyor. 

ABD, Kanada ve Avrupa da bugüne kadar görülmemiş şiddette orman yangınlarıyla mücadele ediliyor.

Çanakkale'deki yangınla AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Jandarma, Milli Savunma Bakanlığı, belediyeler ve özel idarelerden toplam bin 328 personel, 8 uçak, 26 helikopter, 202 arazöz, 30 su tankeri ve 64 iş makinesi mücadele ediyor.

Ama artık orman yangınları o kadar büyük ve hızlı ilerliyor ki, araçlar çok yetersiz kalıyor. 

Çünkü artık iklim değişikliğinin etkilerini çok daha fazla hissettiğimiz bir dönemdeyiz. 

Bilim insanları artık aşırı sıcaklar nedeniyle orman yangınlarının görülmemiş seviyede artacağını ve diğer taraftan da dengesi şaşan iklim nedeniyle de sel gibi aşırı doğa olaylarının sıklaşıp şiddetleneceğini söylüyor.

Bu bağlamda ülkelerin artık afetlerle mücadele konusunda yeni bir evreye vakit kaybetmeden geçmeleri gerekiyor. Türkiye olarak biz de hızla bu konuda tedbirler almalıyız.

Orman yangınları konusunda özellikle Çanakkale gibi orman yoğunluklu kentlerimiz başta olmak üzere her kentimiz en yüksek teknolojili alet, ekip ve ekipman olarak 'en kötüye' göre hazırlıklarını yapmalı. Yoksa ormanlarımız böyle yanar, biz ise yetersiz alet ve ekipmanla seyretmek zorunda kalırız.

Kanımca bir ülkenin itibarı, politikacılarını lüks ve şatafat içerisinde yaşatmasından değil, yangın ve sel gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olup olmamasından anlaşılır.