Şimdi kabataslak bakarak 300 yıllık Osmanlı'nın çöküşünün başlamasından bu yana:
Rumeli'de yaşayanlara büyük bir soykırım uygulanmıştır. Yaklaşık olarak şu anda Rumeli'de 7-8 milyon kadar müslüman yaşamaktadır. Buradan göç edenlerin sayısı da yaklaşık olarak o kadar tutmaktadır. Geri kalan 7-8 milyon kadarı ise devamlı olarak uygulanan savaşlar esnasında şiddetlenen, bazan yavaşlayan, ama hiç durmayan soykırım, şiddet, zorbalık ve insanlık dışı uygulamalara maruz kalmıştır ve halen de birçok yerde yapılmaktadır.
Bunlar:
1- Bulgaristan'da -En çok Todor Zivkov zamanında, isim değiştirmeler, katliamlar ve Belene kamplarındaki işkenceler.
2- Eski Yugoslavya'da: Bilhassa Bosna Hersek'teki Müslümanlara uygulanan Miloşeviç zamanında 250.000 kişilik toplu katliamlar ile, İslam kadınlarından oluşan zorlamalı fuhuş kampları ve işkenceler.
3- Kosova'dan Miloşeviç'in ve arkadaşlarının uyguladıkları zorbalıklar ve katliamlar.
4- Yunanistan da demokratik devlettir. Ama AB Birliği'nde olmasına rağmen devamlı olarak Türkler'e baskı yapmaktadır. Hatta Türklere sadece müslüman demek mümkün, Türk deyince cezalandırmaları kolayca mümkün olmaktadır.
Kıbrıs-Filistin
Çeçenistan ve Irak
5- Kıbrıs'taki 1950'den beri, Makarios'un ve EOKA'cıların yaptıkları katliamlar ile şimdiki AB ve girişlerindeki haksızlıklar ve zulüm,
6- Filistin'de Yahudilerin yaptıkları haksızlıklar ve katliamlar,
7- Çeçenistan'daki Rusların yaptıkları insanlık dışı muameleler,
8- ABD'nin Irak'ta yaptığı topla tüfekle, bombalarla ve zorbalıklarla demokrasi getirişleri. Şu anda Mr. Bush neredeyse eski Saddam'dan daha Saddam gibidir.
Türkiye'nin
yapması gerekenler
Ermeniler, Washington'da bir "Ermeni soykırım müzesi" açmak üzereler. Bunu açınca da; artık Türkiye üzerine devamlı olarak adeta bir fabrikadan hamur çıkarırcasına propaganda üretmiş olacaklar. Biz bunu engelleyemeyiz. Ama aynı yerde biz bir: "Anadolu kültür ve medeniyetler" müzesini de kurabiliriz. Bu müze onların ithamlarına devamlı olarak kısmen cevabını verebilir.
(Hürriyet)
Oktay Ekşi 24.4.2003
Not: Biz Türkler kendimizi yeterli derecede anlatamıyoruz. Hatta bunun için yeteri çaba bile göstermiyoruz. İstiyoruz ki biz bizi onlara anlatmadan, bizi anlayabilsinler. Ama bu tür bir davranış tarzının bize çok büyük zararı vardır. Çünkü bizi başkalarına daima karamsar ve ters anlatan o kadar çok düşmanımız var ki -bunu bir türlü göremiyoruz.
Rumeli'de yaşayanlara büyük bir soykırım uygulanmıştır. Yaklaşık olarak şu anda Rumeli'de 7-8 milyon kadar müslüman yaşamaktadır. Buradan göç edenlerin sayısı da yaklaşık olarak o kadar tutmaktadır. Geri kalan 7-8 milyon kadarı ise devamlı olarak uygulanan savaşlar esnasında şiddetlenen, bazan yavaşlayan, ama hiç durmayan soykırım, şiddet, zorbalık ve insanlık dışı uygulamalara maruz kalmıştır ve halen de birçok yerde yapılmaktadır.
Bunlar:
1- Bulgaristan'da -En çok Todor Zivkov zamanında, isim değiştirmeler, katliamlar ve Belene kamplarındaki işkenceler.
2- Eski Yugoslavya'da: Bilhassa Bosna Hersek'teki Müslümanlara uygulanan Miloşeviç zamanında 250.000 kişilik toplu katliamlar ile, İslam kadınlarından oluşan zorlamalı fuhuş kampları ve işkenceler.
3- Kosova'dan Miloşeviç'in ve arkadaşlarının uyguladıkları zorbalıklar ve katliamlar.
4- Yunanistan da demokratik devlettir. Ama AB Birliği'nde olmasına rağmen devamlı olarak Türkler'e baskı yapmaktadır. Hatta Türklere sadece müslüman demek mümkün, Türk deyince cezalandırmaları kolayca mümkün olmaktadır.
Kıbrıs-Filistin
Çeçenistan ve Irak
5- Kıbrıs'taki 1950'den beri, Makarios'un ve EOKA'cıların yaptıkları katliamlar ile şimdiki AB ve girişlerindeki haksızlıklar ve zulüm,
6- Filistin'de Yahudilerin yaptıkları haksızlıklar ve katliamlar,
7- Çeçenistan'daki Rusların yaptıkları insanlık dışı muameleler,
8- ABD'nin Irak'ta yaptığı topla tüfekle, bombalarla ve zorbalıklarla demokrasi getirişleri. Şu anda Mr. Bush neredeyse eski Saddam'dan daha Saddam gibidir.
Türkiye'nin
yapması gerekenler
Ermeniler, Washington'da bir "Ermeni soykırım müzesi" açmak üzereler. Bunu açınca da; artık Türkiye üzerine devamlı olarak adeta bir fabrikadan hamur çıkarırcasına propaganda üretmiş olacaklar. Biz bunu engelleyemeyiz. Ama aynı yerde biz bir: "Anadolu kültür ve medeniyetler" müzesini de kurabiliriz. Bu müze onların ithamlarına devamlı olarak kısmen cevabını verebilir.
(Hürriyet)
Oktay Ekşi 24.4.2003
Not: Biz Türkler kendimizi yeterli derecede anlatamıyoruz. Hatta bunun için yeteri çaba bile göstermiyoruz. İstiyoruz ki biz bizi onlara anlatmadan, bizi anlayabilsinler. Ama bu tür bir davranış tarzının bize çok büyük zararı vardır. Çünkü bizi başkalarına daima karamsar ve ters anlatan o kadar çok düşmanımız var ki -bunu bir türlü göremiyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006