‘Gecikmeksizin mazlumun hakkı alınmalıdır’
Bir kadın İmam Ali’ye (a.s) şöyle dedi: “Ey Emirü’l-Mü’minin, kocam bana zulmediyor.” Hz. Ali (a.s) bu sözü duyunca başını önüne eğdi ve biraz düşündü, sonra başını kaldırıp şöyle buyurdu: “Allah’a and olsun ki, gecikmeksizin mazlumun hakkı alınmalıdır”
30.07.2021 12:00:00





Bir gün Hz. Ali (a.s) bir iş için çok sıcak bir havada evden dışarıya çıkmıştı. Kays'ın oğlu Sa'd onu görüp şöyle dedi: "Ey Emirü'l-mü'minin! Bu sıcak havada neden evden dışarı çıktınız?"
Hz. Ali (a.s), "Bir mazluma yardım etmek veya kalbi yanık birisine sığınak vermek için çıktım" buyurdu.
Bu sırada korku ve ıstırap içinde olan bir kadın gelerek İmam (a.s)'ın karşısında durdu ve şöyle dedi: "Ey Emirü'l-Mü'minin, kocam bana zulmediyor ve beni döveceğine dair de yemin etmiştir."
Hz. Ali (a.s) bu sözü duyunca başını önüne eğdi ve biraz düşündü, sonra başını kaldırıp şöyle buyurdu: "Hayır! Allah'a and olsun ki, gecikmeksizin mazlumun hakkı alınmalıdır."
Bu sözü buyurduktan sonra, "Evin nerededir?" diye sordu. Kadın evini gösterdikten sonra İmam Ali (a.s) kadınla birlikte onların evine doğru hareket etti. Hz. Ali (a.s) kapının önünde durarak yüksek bir sesle ev sahibine selam verdi. Renkli elbise giymiş bir genç evden dışarı çıktı. Hz. Ali (a.s) onu görünce şöyle buyurdular: "Allah'tan kork! Sen hanımını korkutmuşsun, (bununla da yetinmeyip) onu evden dışarı atmışsın!"
Genç adam edepsizce sinirli bir şekilde şöyle dedi: "Hanımıma ait olan bir işin seninle ne ilişkisi vardır? Allah'a and olsun ki, senin bu sözünden dolayı onu ateşle yakacağım!"
Hz. Ali (a.s), bu edepsiz ve kanunu çiğneyen gencin sözlerinden dolayı çok sinirlendi, bu yüzden kılıcını kınından sıyırarak şöyle buyurdular: "Ben sana iyiliği emrediyor, kötülükten sakındırıyorum. Allah'ın emrini sana bildiriyorum; şimdi bana isyan edip Allah'ın emrinden mi çıkıyorsun? Çabuk tevbe et, yoksa seni öldürürüm."
Hz. Ali (a.s) o gençle konuştuğu sırada oradan geçen bazı kimseler, İmam'a yaklaşarak Emirü'l-Mü'minin unvanıyla selam verip o genci affetmesini istediler. O ana kadar Hz. Ali (a.s)'ı tanımayan genç, halkın ona saygı göstermesinden, kendisini Müslümanların lideri karşısındaki küstahlığını anlamış oldu. Kendisine gelerek utançla başını önüne eğdi ve şöyle dedi: "Ey Emirü'l–Mü'minin! Benim hatamı affet, emrine uyacağım, eşime mümkün olduğu kadar şefkatli davranmaya çalışacağım." Hz. Ali (a.s), o gencin bu çeşit sözlerinden dolayı kılıcını kınına bıraktı gencin kusurunu affederek evine girmesini emretti; kadına da, bu gibi şeylerin tekrarlanmaması için kocasına karşı iyi davranmasını tavsiye etti. (Bihar c.40, s.113).
Hz. Ali (a.s), "Bir mazluma yardım etmek veya kalbi yanık birisine sığınak vermek için çıktım" buyurdu.
Bu sırada korku ve ıstırap içinde olan bir kadın gelerek İmam (a.s)'ın karşısında durdu ve şöyle dedi: "Ey Emirü'l-Mü'minin, kocam bana zulmediyor ve beni döveceğine dair de yemin etmiştir."
Hz. Ali (a.s) bu sözü duyunca başını önüne eğdi ve biraz düşündü, sonra başını kaldırıp şöyle buyurdu: "Hayır! Allah'a and olsun ki, gecikmeksizin mazlumun hakkı alınmalıdır."
Bu sözü buyurduktan sonra, "Evin nerededir?" diye sordu. Kadın evini gösterdikten sonra İmam Ali (a.s) kadınla birlikte onların evine doğru hareket etti. Hz. Ali (a.s) kapının önünde durarak yüksek bir sesle ev sahibine selam verdi. Renkli elbise giymiş bir genç evden dışarı çıktı. Hz. Ali (a.s) onu görünce şöyle buyurdular: "Allah'tan kork! Sen hanımını korkutmuşsun, (bununla da yetinmeyip) onu evden dışarı atmışsın!"
Genç adam edepsizce sinirli bir şekilde şöyle dedi: "Hanımıma ait olan bir işin seninle ne ilişkisi vardır? Allah'a and olsun ki, senin bu sözünden dolayı onu ateşle yakacağım!"
Hz. Ali (a.s), bu edepsiz ve kanunu çiğneyen gencin sözlerinden dolayı çok sinirlendi, bu yüzden kılıcını kınından sıyırarak şöyle buyurdular: "Ben sana iyiliği emrediyor, kötülükten sakındırıyorum. Allah'ın emrini sana bildiriyorum; şimdi bana isyan edip Allah'ın emrinden mi çıkıyorsun? Çabuk tevbe et, yoksa seni öldürürüm."
Hz. Ali (a.s) o gençle konuştuğu sırada oradan geçen bazı kimseler, İmam'a yaklaşarak Emirü'l-Mü'minin unvanıyla selam verip o genci affetmesini istediler. O ana kadar Hz. Ali (a.s)'ı tanımayan genç, halkın ona saygı göstermesinden, kendisini Müslümanların lideri karşısındaki küstahlığını anlamış oldu. Kendisine gelerek utançla başını önüne eğdi ve şöyle dedi: "Ey Emirü'l–Mü'minin! Benim hatamı affet, emrine uyacağım, eşime mümkün olduğu kadar şefkatli davranmaya çalışacağım." Hz. Ali (a.s), o gencin bu çeşit sözlerinden dolayı kılıcını kınına bıraktı gencin kusurunu affederek evine girmesini emretti; kadına da, bu gibi şeylerin tekrarlanmaması için kocasına karşı iyi davranmasını tavsiye etti. (Bihar c.40, s.113).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.