Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, satışlardan elde edilen yüksek değerlerin, borcunu ödemek isteyen batık banka sahiplerinin de menfaatine olduğunu belirterek, "Onları bir kez daha, eğer samimiyseler, bu satışların başarısına destek vermeye çağırıyorum" dedi.
Ertürk, sona eren çimento fabrikalarının satış sürecinde, ihalesi yapılan Trabzon Çimento Fabrikası ihalesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, heyecanlı bir satış maratonunun son etabını geçmiş olduklarını, bundan önce gerçekleşmiş olan 9 adet medyasatışı ile birlikte 18 günlük bir satış maratonunun sonuna gelindiğinibildirdi. TMSF'nin İmar Bankası hakim ortaklarından dün yapılan satışla birlikte toplam 1 milyar 435 milyon 990 bin dolarlık tahsilat elde etmiş bulunduğunu ifade eden Ertürk, bu satışların ilgili kuruluşlarınen kısa zamanda izin ve onayları vermesinden sonra gerçekleşeceğini dehatırlattı.
Ertürk, bu süreçte açık, şeffaf ve objektif kurallara dayalı bir satış modelinin rekabetçi bir ortamda gerçekleştirildiğine hep birlikte tanık olduklarını ifade ederek, bu modelin sağladığı yüksek satış değerleri sayesinde batık bankalar sorununun topluma yüklediği ölümcül maliyeti önemli ölçüde aşağıya çekmeyi başaracaklarına inandıklarını söyledi. Çimento satışlarını yöneten arkadaşları, bu başarılı modelin oluşmasına yardımcı olan Garanti Yatırım ile Ernst & Young temsilcilerine, satışlara katılıp farklı bir rekabet ortamı sunan işadamı katılımcılar ile basın mensuplarına Fon yönetimi adına şükranlarını sunan Ertürk, bu satışların başarısının sadece TMSF yöneticilerini değil, geçmişte yaşanan bu felaketin maliyetine katlanan bütün vatandaşları da sevindirdiğine inandığını söyledi.
Ertürk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu satışlardan elde edilen yüksek değerler borcunu ödemek isteyen batık banka sahiplerinin de menfaatinedir. Onları bir kez daha, eğer samimiyseler, bu satışların başarısına destek vermeye çağırıyorum. 22 bankanın Fon'a devredilmesi ile sonuçlanan Türkiye tarihinin en derin ekonomik krizinden geçerek buralara geldik. 2003 yılında 6 milyar dolara ulaşan bir kayıt dışı mevduatın, toplumun, Hazine'nin, Fon'un sırtına yüklenmesiyle oluşan bir hileli işlemler zincirinin bugün bir bölüm maliyetini aşağıya çekmek için hepbirlikte çaba gösteriyoruz. 6 milyar dolar sadece mevduat ödemeleri olarak Hazine'nin, Fon'un sırtına yüklenen bir maliyettir. Bunun ödenmeyen vergileri, stopajları bir o kadarlık tutara ulaşmaktadır.
Bu alacağı tahsil için gösterdiğimiz çabaların, bir gasp gibi, birel koyma gibi algılandığına, böyle anlatılmak istendiğine şahit oluyoruz. Dünyanın hiçbir hukuksal düzeni, hiçbir ülkenin hukuk rejimisoygunu ve hırsızlığı hoş görmez ve korumaz. Hiç kimse dünyada yaptığıhırsızlığın hoş görülmesini, üstüne çizgi çizilmesini bekleyemez. Türkiye'de bizim uygulamak durumunda olduğumuz hukuk düzeni kamu alacağını toplumun, herkesin, hepimizin sırtına yüklenmiş olan bu alacağa tahsil etme çabasından ibarettir." Ahmet Ertürk, TMSF'nin, elinde sağlam kanıtlar olmadan ve tahsildeyarar, hatta zorunluluk görmeden hiçbir grubun mal varlığına el koyma gibi, şirketlerinin yönetimini devralma gibi bir keyfiliğe sapmadığını, gitmediğini söyledi. Ertürk, şunları kaydetti: "Şirketlerin yönetimlerini devraldığımız grupların hiç birinin çıkıp (hayır, bizim Fon'a Hazine'ye borcumuz yoktur) demediğini, diyemediğini görüyoruz. Ama şunu hep yapmaktadırlar, (evet borcumuz var ama bu borcu ödememek için her türlü yola başvurmaya kararlıyız) Bu hiçbir hukuk sisteminin cevaz vermeyeceği bir ileri davranış yoludur" dedi.
Ertürk, sona eren çimento fabrikalarının satış sürecinde, ihalesi yapılan Trabzon Çimento Fabrikası ihalesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, heyecanlı bir satış maratonunun son etabını geçmiş olduklarını, bundan önce gerçekleşmiş olan 9 adet medyasatışı ile birlikte 18 günlük bir satış maratonunun sonuna gelindiğinibildirdi. TMSF'nin İmar Bankası hakim ortaklarından dün yapılan satışla birlikte toplam 1 milyar 435 milyon 990 bin dolarlık tahsilat elde etmiş bulunduğunu ifade eden Ertürk, bu satışların ilgili kuruluşlarınen kısa zamanda izin ve onayları vermesinden sonra gerçekleşeceğini dehatırlattı.
Ertürk, bu süreçte açık, şeffaf ve objektif kurallara dayalı bir satış modelinin rekabetçi bir ortamda gerçekleştirildiğine hep birlikte tanık olduklarını ifade ederek, bu modelin sağladığı yüksek satış değerleri sayesinde batık bankalar sorununun topluma yüklediği ölümcül maliyeti önemli ölçüde aşağıya çekmeyi başaracaklarına inandıklarını söyledi. Çimento satışlarını yöneten arkadaşları, bu başarılı modelin oluşmasına yardımcı olan Garanti Yatırım ile Ernst & Young temsilcilerine, satışlara katılıp farklı bir rekabet ortamı sunan işadamı katılımcılar ile basın mensuplarına Fon yönetimi adına şükranlarını sunan Ertürk, bu satışların başarısının sadece TMSF yöneticilerini değil, geçmişte yaşanan bu felaketin maliyetine katlanan bütün vatandaşları da sevindirdiğine inandığını söyledi.
Ertürk, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu satışlardan elde edilen yüksek değerler borcunu ödemek isteyen batık banka sahiplerinin de menfaatinedir. Onları bir kez daha, eğer samimiyseler, bu satışların başarısına destek vermeye çağırıyorum. 22 bankanın Fon'a devredilmesi ile sonuçlanan Türkiye tarihinin en derin ekonomik krizinden geçerek buralara geldik. 2003 yılında 6 milyar dolara ulaşan bir kayıt dışı mevduatın, toplumun, Hazine'nin, Fon'un sırtına yüklenmesiyle oluşan bir hileli işlemler zincirinin bugün bir bölüm maliyetini aşağıya çekmek için hepbirlikte çaba gösteriyoruz. 6 milyar dolar sadece mevduat ödemeleri olarak Hazine'nin, Fon'un sırtına yüklenen bir maliyettir. Bunun ödenmeyen vergileri, stopajları bir o kadarlık tutara ulaşmaktadır.
Bu alacağı tahsil için gösterdiğimiz çabaların, bir gasp gibi, birel koyma gibi algılandığına, böyle anlatılmak istendiğine şahit oluyoruz. Dünyanın hiçbir hukuksal düzeni, hiçbir ülkenin hukuk rejimisoygunu ve hırsızlığı hoş görmez ve korumaz. Hiç kimse dünyada yaptığıhırsızlığın hoş görülmesini, üstüne çizgi çizilmesini bekleyemez. Türkiye'de bizim uygulamak durumunda olduğumuz hukuk düzeni kamu alacağını toplumun, herkesin, hepimizin sırtına yüklenmiş olan bu alacağa tahsil etme çabasından ibarettir." Ahmet Ertürk, TMSF'nin, elinde sağlam kanıtlar olmadan ve tahsildeyarar, hatta zorunluluk görmeden hiçbir grubun mal varlığına el koyma gibi, şirketlerinin yönetimini devralma gibi bir keyfiliğe sapmadığını, gitmediğini söyledi. Ertürk, şunları kaydetti: "Şirketlerin yönetimlerini devraldığımız grupların hiç birinin çıkıp (hayır, bizim Fon'a Hazine'ye borcumuz yoktur) demediğini, diyemediğini görüyoruz. Ama şunu hep yapmaktadırlar, (evet borcumuz var ama bu borcu ödememek için her türlü yola başvurmaya kararlıyız) Bu hiçbir hukuk sisteminin cevaz vermeyeceği bir ileri davranış yoludur" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.