İslam âleminde bayram olarak kutlanan önemli günlerden biri de Gadir-i Hum hadisesidir. Bu makalemizde Gadir-i Hum gerçeği üzerinde durarak günümüzde daha iyi anlaşılmasını temin etmeye gayret edeceğiz. Gadir-i Hum hadisesi ve verilmek istenen mesajlar İslam'a sokulan bid'at akımlar sayesinde unutturulmaya çalışılmıştır. Böylece İslam'ın yanlış anlaşılmasına da zemin hazırlanmıştır. Bazı kimselerin kabule yanaşmadıkları Gadir-i Hum hadisesi ya da buradaki hutbenin içeriğidir. Çünkü bu Hutbede Hz. Ali (a.s.) halife ilan edildiyse onların bugüne kadar savundukları birçok fikrin, gittikleri yolların bid'at olduğu meydana çıkacak ki; işin kolaycılığı olarak inkâr yolu tercih edilmektedir. Bu yazıyı kaleme almak için gerek internetten gerekse de bazı kitaplardan araştırmalar yaptım. Dikkatimi çeken, Ehl-i Beyt kaynaklarının delillere dayandığı görülmekte; bid'atçıların ise yorumlarla işi kurtarmaya çalıştıkları görülmektedir. Bugüne kadar bid'atçılar, gerek Gadir-i Hum hadisesini, gerek Hz. Ali'nin Peygamberimizin naspettiği halifeliğini inkâr etme kolaycılığını tercih ettiler. Gelinen noktada bu inkâr insanların gerçekle buluşmasını geciktirmiştir. Yapılacak iş, ilmi delillerle gerçeğin açığa çıkmasını sağlamaktır. Kuru bir inkâr sadece bid'at akımların önünü açacak ve insanların Nuh'un gemisi hükmünde olan Ehl-i Beyt yolunu bulmasına engel teşkil edecektir. Gadir-i Hum hadisesi tarihi bir olaydır. Tarih kitapları bunu kaydediyorsa; burada irad edilen Hutbeyi de kaydetmiştir. Bu hutbe meydana konur ve Peygamberimizin sözleri incelenir. Meydana çıkan gerçekle de amel edilir. Bu kadar zaman sonra bunun ne faydası olacak derseniz. Çok büyük faydası olacak deriz. Şöyle ki, 12 masum imamın ortaya koyduğu mücadelenin haklılığı kabul görecek; böylece O'nların söz ve fiilleri uygulanınca da Kur'an ve Sünnet şahsi yorumlardan, bid'at akımlardan kurtulacak. Müslümanlar Velayet ve Hidayet yolu olan Ehl-i Beyt yoluyla tanışacaktır. Bugüne kadar oluşan bid'at akımların etkisi altında kalanlar, maalesef gerçeğin ortaya çıkmasından çok; oluşan bid'at akımların devam etmesini savunmaktadırlar. Gadir-i Hum hadisesini kabul etmeye yanaşmayanlar; Dinimize sokulan bid'at ve hurafelerin meydana çıkmasından korkmuyorlarsa, Gadir-i Hum hadisesini anlamaya çalışması gerekmektedir. Samimi niyet besleyenlere, gerçekle buluşmak isteyenlere, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt Külliyatını okumalarını tavsiye ederiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025