Gadir-i Hum hadisesi Kur'an, Sünnet ve icma ile sabittir

Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul'da muhteşem bir program vardı. Gadir-i Hum bayramını gazetemizin organizasyonuyla gerçekleştirilen bir programla kutladık.Asırlardır Ehl-i Sünnet camiasından gizlenen Gadir-i Hum gerçeği Prof. Dr. Haydar Baş Bey sayesinde tüm insanlığın bildiği aşikar bir hakikat noktasına geldi.İmam hatip ve ilahiyat mezunlarının bile bilmediği bu İslam tarihinin en önemli hadisesi meğer ayetle, hadisle ve de icma ile sabit inkar edilemeyen bir hakikatmiş.Konunun önemli noktalarını Prof. Dr. Baş gerek Ehl-i Beyt Küliyatında gerek birçok makalesinde gerekse Ehl-i Beyt programlarında sağlam kaynaklarla defalarca dile getirdi.Ben bu yazımda bildiğiniz ve ifade edilen bazı gerçeklerin altını bir kez daha çizmek istiyorum.Gadir-i Hum hadisesinden önce inen Maide suresi 67. ayet ve sonrasında inen 3. ayet Kur'an-ı Kerim'in nazil olan son ayetleridir.67. ayette Cenab-ı Hak, "Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, peygamberliğini tebliğ etmemiş olursun ve Allah seni insanlardan koruyacaktır" buyurmaktadır. 3. ayette ise, "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim" buyurmaktadır.Düşünebiliyor musunuz, "Peygamberliğini tebliğ etmemiş olursun" ikazından "dinin kemale ermesine" bir geçiş yaşanıyor. Bu arada öyle bir hadise var ki böyle bir geçişe sebep olacak kadar çok önemli? İşte bu hadise Gadir-i Hum'da İmam Ali'nin velayetinin ilanıdır.Cenab-ı Hak Kıyame suresi 36. ayette, "İnsanoğlu başıboş yaratıldığını mı zannediyor" buyurmaktadır. Gadir-i Hum hutbesinde Peygamber Efendimiz, "Ali bin Ebi Talip benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonraki halifemdir" beyanında bulunduktan sonra, "Ey insanlar! Ben hilafet emirini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum" demiştir.Yani son peygamber olan Resulullah (SAV) tüm insanlığa, Gadir-i Hum hutbesiyle kendisinden sonra da başıboş bırakılmadıklarını ilan etmektedir.Gadir-i Hum hadisesinin ayetle, hadisle ve icma ile sabit olduğunu ifade ettik. Maide 67. ve 3. ayetlerin Gadir-i Hum hakkında indiği gizlenemeyen bir gerçektir.Gadir-i Hum hadisine 220 Ehl-i Sünnet alimi eserlerinde yer vermiştir. Hemen hemen hepsi bu hadisin mütevatir olduğunu ifade etmektedir ve Ehl-i Sünnet görüşüne göre mütevatir ve sahih hadislerin inkarı küfürdür, kişiyi dinden çıkartır. Bunların içinde İmam Gazali, İmam Fahr-i Razi, İbni Kesir, Ahmet bin Hanbel, Celalettin Suyuti, Nesai, Buhari gibi Ehl-i Sünnet'in en önemli isimleri vardır.İmam Gazali, "Cumhur, Gadir-i Hum Hutbesi'ndeki hadisin metninde şeksiz şüphesiz tam icma ve ittifak ettiler" demektedir.Gadir-i Hum hadisesi Peygamber Efendimizin önderliğinde ve 124 bin sahabesinin şahitliğiyle gerçekleşmiş İslam tarihinin en mütevatir ve üzerinde en geniş icma'ın olduğu bir hadisedir. Sakife hakkında ise ne ayet, ne hadis, İmam Gazali'ye göre ne de icma vardır.Edile-i Şeriye'yi kaynak kabul eden Ehl-i Sünnet'in Kur'an, Hadis ve icma ile sabit olan Gadir-i Hum hadisesini asırlardır gizlemesi ve Sakife'yi temel kabul etmesi bu açıdan bakıldığında anlaşılır gibi değildir ve esasen Ehl-i Sünnet görüşüne de uygun değildir.Bu temel ölçülerden yola çıkarak, kıyamete kadar tek kurtuluş yolunun Peygamber nesli olan Ehl-i Beyt'in gemisi olduğunu, ona karşı gelenlerin, hatta onlarla mücadele içinde olanların ise batıl ve bidat olduğunu açıkça ifade edebiliriz."Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır, biri kurtuluşa erecektir" hadisine, "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın" ayetine bakarken lütfen bu ölçüler çerçevesinde bakalım.Ehl-i Beyt'e karşı gelerek, bütün mücadelelerinin hedefine Ehl-i Beyt'i koyarak insanları cennet vadiyle cehenneme sürükleyenlerin tuzağına düşmeyelim.