Futbol, siyaset ve çürümüşlük

Yine futboldan bahsedeceğim yazımda.

Zira futbol, tüm kurumları, çalışanları ile birlikte insanımızda yaşanan çürümenin, yozlaşmanın, ahlaki çöküntünün aynası gibi adeta.

Çok büyük paraların ve rantın döndüğü bu kurumun perdesini azıcık aralayıp bakalım isterseniz.

Günümüzün malum en büyük belalarından biri, konu maddiyat olunca ahlakın, dinin, imanın ve kutsal her türlü değerin çok rahat gözardı edilebilmesi.

Bu hal, futbolda adeta zirve yapmış durumda. Maç kazanıp veya şampiyon olup daha fazla para kazanılacak, daha popüler olunacak ve idarecilik koltuğunda daha uzun süre oturulup ranta yön verilebilecekse, o maçı kazanmak için herşey mübahtır, ne mübahı farzı ayndır!

Maçlarda hakemleri aldatarak her türlü sahtekarlık yapılabilir, maçlara kendi takımını tutan veya rakip takımın maçına rakip takımı tutmayan hakem ataması yaptırmak için Futbol Federasyonu'na ve/veya Merkez Hakem Komitesi'ne baskı yapılabilir.

Ataması yapılan hakemler her türlü medya tarafından baskı altına alınıp maçlara kafaları allak bullak olmuş şekilde çıkmaları temin edilebilir.

Rakip takımın anlaştığı futbolcular etik olmayan bir şekilde ayartılıp transfer edilebilir.

Rakip takımın yöneticilerine, oyuncularına ve taraftarlarına ağıza alınmayacak küfürler edilebilir.

Ve bunların tamamı NORMAL kabul edilir hale geldi ne yazık ki.

Hatta ve hatta yayıncı kuruluşun, lig son haftalara kadar dört büyükler arasında çekişmeli olarak devam etsin diye, maçlara hakemler vasıtasıyla, müdahale ettiğini söyleyenler dahi var.

Bunun neticesinde futbolda geldiğimiz nokta şu: Her maçta futbolcular sırf hakemi etki altına almak için onlarca kez numara yaparak kendilerini yerden yere atıyorlar.

Hemen her maçta son derece vahim hakem hataları maçlara damga vuruyor ve sonuçlara etki ediyor.

Teknik direktörler ve oyuncular maçı kazanmak uğruna her yıl daha fazla futbolu katletmeye devam ediyor.

Futbol izleme zevki ve seyir zevki veren futbol diye bir şey kalmadı.

Maçların tamamına yakını körü körüne defans yapan bir takımla rakibin veya hakemin hata yapmasını bekleyen diğer takımın didişmesi şeklinde geçiyor.

Kaliteli ataklar, verkaçlar, estetik hareketler ve çalımlar neredeyse unutuldu.

Bunun sonucunda çok az pozisyonlu ve kalitesiz futbola mahkum olduk.

Kısır futbol oynatıp bir gol atıp üstüne yatmayı, olmadı golsüz beraberliği şiar edinmiş teknik direktörler övgüye layık büyük hoca olarak kabul edilir hale geldi.

Her maçın ardından futboldan katbekat fazla hakemler ve hakem hataları konuşuluyor artık. Hatta hakem hiç hata yapmasa dahi verdiği kararlar mutlaka bir şekilde kurallara aykırı ve yanlı olarak lanse ediliyor.

Şu anda yarışta olan takımların hangisi şampiyon olursa olsun rakipleri tarafından şampiyon takım lehine yapılmış onlarca yanlış kararın videosu örnek gösterilerek "Hakemler sayesinde şampiyon oldu" damgasıyla damgalanacak.

Futbol adına ortada olan tek olumlu şey 3-4 büyük takımın başabaş şampiyonluk yarışı içerisinde ol(durul)ması sebebiyle yaşanan heyecan.

Tabi bu durumdan en çok memnun olan ve siyaseten nemalanan kurum da iktidar partisi.

Zira bu şekilde milyonlarca vatandaş futbolla yatıp futbolla kalktığı için memleket meselelerine pek aldırış etmez hale geliyor.

Ak Partisi iktidarında hemen her şehre yapılan devasa stadyumlara, batması kaçınılmaz olan önde gelen futbol takımlarının vergi afları, uygulanmayan FFP kuralları ve destekler ile ayakta tutuluşuna, ekonominin dibe doğru pik yaptığı dönemde küme düşmenin kaldırılıp Süper Lig'in 21 takıma çıkartılışına ve adeta nonstop devam ettirilen lig heyecanına, bir de bu gözle bakın bakalım!

Tabi bu durumda lig heyecanının son haftalara kadar sıcak tutulması en çok yayıncı kuruluşu mu yoksa iktidarı mı memnun edeceğini tahmin etmek zor değil.

Yerli bir yayıncı kuruluşunun futbol takımlarına verebileceğinin çok daha fazlasını gözünü kırpmadan veren Katar'lı yayıncı kuruluşunun bu gözükaralığının sebebini de anlamak zor olmasa gerektir.

Öyle bir rant geliyor ki yayıncı kuruluştan, yetkilisi geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe aleyhinde veryansın ettiği halde dekoder iptal kampanyası başlatılamadı.

Fenerbahçe yerinde hangi takım olsa aynısını yapmaktan ve söylenenleri duymazdan gelmekten başka seçeneği yok zaten.

Kaliteli ve ahlaklı futbolu ne zaman seyredeceğiz, diye merak ediyorsunuzdur mutlaka.

Kaliteli ve ahlaklı siyaseti seyretmeye başlayınca tabii ki..!