Filler tepişiyor çimenler eziliyor

Devletin kalbine, Danıştay üyelerine, değerli yargı mensuplarına yönelik alçakça saldırıyı nefretle kınıyoruz.Tetikçi hangi göstermelik amaçla yapmış olursa olsun nihayet zavallı bir tetikçi figüran olduğu, bu cinayetten beslenen aktörlerin ve daha önemlisi senaristlerin olduğu gerçeğini akıldan çıkarmamalıyız.Yetkili ve etkili konumdaki herkes cinayetin ardından taraftarlarına gaz veren nutuklar atmakla yetinirse korkarız ki bu tip provokatif eylemler zinciri devam ettirilecek ve gerilim siyaseti ile kurumlar, devlet ve millet kavgası körüklenerek Türkiye'ye diz çöktürülmek istenecektir.Milletimizi bu tip alçakça saldırılardan çok bu saldırılar karşısında afallayan sinen acziyet içindeki iktidar ve eylemin üstüne atlayıp kanlı üslupla ortalığı geren ana muhalefet görüntüsü endişeye sevkediyor.Cinayetle noktalanan gerilim filmini geriye saracak olursak Cumhuriyet gazetesinin iktidara yönelik kapkara zeminde yeşil harflerle döşediği Cumhuriyet tehlikede manşetleri ile Vakit gazetesinin Sezer ve Danıştay'ı hedef alan manşetleri provokasyonun şifrelerini vermektedir.Bir birine yüz seksen derece zıt görünen iki medya organı bir yerden düğmeye basılmışçasına aynı rolleri üstlenerek gerilim filminin sahnelerini açıyor ve saldırgan tetikçiler önce Cumhuriyet gazetesine ardından Danıştay'a dadanıyor.Bu kanlı gölge oyunu siyasetin kilitlendiği Çankaya oyununun siyah perdeye yansıyan gölge oyunu gibi durmuyor mu?Millete verdiği sözleri ve vaatleri unutarak ABD'nin, AB ve IMF'nin ve onun içerideki uzantısı güç odaklarının hizmetkarlığına soyunarak üç yıl boyunca ortada top koşturan Erdoğan'ın Çankaya için pusuya yatması, gözünün başka bir şey görmemesinin ve elinin başka işe uzanmamasının yarattığı boşluktan sızan karanlık güçler siyasete kan bulaştırıyor.Çankaya'yı altın tepside sunup gidilecek bir seçimde AKP'nin yeniden güçlenerek iktidar olmasına yol verdiğinde CHP liderlik koltuğunu işgal edemeyeceğini düşünen Baykal'ın gerilimi tırmandırma siyaseti karanlık havayı seven küresel kurtların iştahını kabartıyor.Çankaya oyunun aktörleri tetikçi figüranların akıttığı kandan rant devşirerek gerilim oyununda rol aldıkça küresel gerilimin senaristleri senaryonun Türkiye'ye ilişkin bölümünde kanlı sahnelerin dozunu artırmaktadır.Küresel hegemonyalarını perçinlemek için petrol merkezli büyük oyunun senaryosunu yazan ve bu çerçevede Irak'tan sonra İran'a saldırıya hazırlanan güçler Erdoğan'ın Çankaya tutkusunu, Baykal'ın korkusunu kullanarak ülkeyi kaosa itip teslim almaya çalışıyor.Teslim alınmak istenen Erdoğan veya Baykal değil. Onlar sonuna kadar teslim olmuş ve kullanılmaya hazır olduklarını söz ve fiilleri ile deklare etmiş bulunuyorlar.O halde problem ne? Problem milletin evet dememesi.Türk milletine diz çöktürmek için Kürt- Türk, Alevi- Sünni, laik-antilaik gibi değerler ve inançlar etrafında kavgaları körükleyerek yeni kanlı pazarlar tezgahlanıyor.Baykal körükledikçe Erdoğan koltuk uğruna olanları görmezlikten gelip seyrettikçe karanlık güçlerin iştahı daha da kabaracaktır.Baykal'a söyleyeceklerimizi başka bir yazıya bırakmak kaydıyla Başbakan'a sözüm var. Aman gerilim olmasın, kurumlar arası mutabakat bozulmasın, CHP evet demese olmaz bahanesi ile başörtüsü başta olmak üzere milletin en meşru taleplerini bastıran Erdoğan, ne hakla ve hangi mantıkla koltuk uğruna gerilimin tırmanmasını göze alıyor? Halkın büyük çoğunluğunun taleplerini bastıran Erdoğan ne hikmetse Çankaya hırsını bastırmak yerine kanlı tabloları görmezden geliyor. Siz ABD veya İsrail istihbaratı olsanız bu boşluğu ülke çıkarlarınız için kullanmaz mısınız? Filler tepişiyor olalar çimenlere oluyor. Küresel senaristler, içerdeki muhteris aktörler, hastalıklı figüranlar tepişiyor, millet eziliyor. Bu kaçıncı oyun Allah aşkına. Artık milletçe bozma vakti gelmedi mi?