2017 Aralık ayında ABD, Kudüs'ü İsrail devletinin başkenti olarak tanıdığını ilan etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul'da olağanüstü toplandı.
Karşı hamle olarak bir karar aldılar; "Biz de Doğu Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti ilan ediyoruz."
Sayın Cumhurbaşkanımız bu tarihi (?) kararı tüm dünyaya açıkladı.
Medyamız gece gündüz bu tarihi İİT kararının doğuracağı büyük sonuçları anlattı.
Yeni Mesaj Gazetesi okurları çok iyi bilir, Prof. Dr. Haydar Baş karşı çıktı ve dedik ki:
"- İİT, geçmiş yıllarda Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan etmişti ancak kararlarının arkasında durmadılar.
- Doğu Kudüs diyerek Kudüs'ün bir bölümünde de vazgeçiyorlar. Bu yanlış. Ayrıca bu kararlarının dahi arkasında durmayacaklar.
- İsrail, bâtıl olan inancında samimi olduğu için ilerleme kaydediyor. İslam ülkeleri (yöneticileri) bu konuda samimi olmadıkları için kaybediyorlar.
- Hizbullah Lübnan'da bir siyasi parti. Lübnan'da iktidar bile değil. Ama tüm İslam ülkelerinin yapamadığını Hizbullah tek başına yaptı. 2006'da İsrail'e yenilgiyi yaşattı. Bu olay meselenin inanç ve samimiyet sorunu olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
- Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan etmek, bu ağır yükü, taşı ve sapanından başka silahı olmayan Filistinlilerin üstüne atmak demektir ki yanlıştır.
- Mescid-i Aksa üzerinde tüm İslam dünyasının hakkı ve sorumluğu var. Bu sorun sadece Filistin'in meselesi değil, tüm İslam âleminin meselesidir.
- Ve çözüm olarak; Mescid-i Aksa İslam dünyasının başkenti ilan edilsin."
Bu çözüm cümlesinin anlamı şudur: İslam ülkeleri, kendi başkentlerini nasıl koruyorsa Mescid-i Aksa'yı da öyle koruyacağını dünyaya duyursun.
Ankara'ya, Tahran'a, Cidde'ye, Kahire'ye yapılacak saldırının karşılığı ne ise Mescid-i Aksa'ya yapılacak saldırının karşılığının o olacağı ilan edilsin ve başkent olmasının gereği ne ise o yapılsın.
Bugün;
ABD aldığı kararın gereğini yapıyor,
Bizimkiler İİT'ye yeniden toplanma çağrısı yapıyor,
Miting düzenliyor.
Çok değil 6 ay önce söylenenler ve bugün yaşananlar ortada.
Farkı görüyorsanız anlatmaya gerek yok.
Hâlâ görmüyorsanız da anlatmaya gerek yok.
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul'da olağanüstü toplandı.
Karşı hamle olarak bir karar aldılar; "Biz de Doğu Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti ilan ediyoruz."
Sayın Cumhurbaşkanımız bu tarihi (?) kararı tüm dünyaya açıkladı.
Medyamız gece gündüz bu tarihi İİT kararının doğuracağı büyük sonuçları anlattı.
Yeni Mesaj Gazetesi okurları çok iyi bilir, Prof. Dr. Haydar Baş karşı çıktı ve dedik ki:
"- İİT, geçmiş yıllarda Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan etmişti ancak kararlarının arkasında durmadılar.
- Doğu Kudüs diyerek Kudüs'ün bir bölümünde de vazgeçiyorlar. Bu yanlış. Ayrıca bu kararlarının dahi arkasında durmayacaklar.
- İsrail, bâtıl olan inancında samimi olduğu için ilerleme kaydediyor. İslam ülkeleri (yöneticileri) bu konuda samimi olmadıkları için kaybediyorlar.
- Hizbullah Lübnan'da bir siyasi parti. Lübnan'da iktidar bile değil. Ama tüm İslam ülkelerinin yapamadığını Hizbullah tek başına yaptı. 2006'da İsrail'e yenilgiyi yaşattı. Bu olay meselenin inanç ve samimiyet sorunu olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
- Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti ilan etmek, bu ağır yükü, taşı ve sapanından başka silahı olmayan Filistinlilerin üstüne atmak demektir ki yanlıştır.
- Mescid-i Aksa üzerinde tüm İslam dünyasının hakkı ve sorumluğu var. Bu sorun sadece Filistin'in meselesi değil, tüm İslam âleminin meselesidir.
- Ve çözüm olarak; Mescid-i Aksa İslam dünyasının başkenti ilan edilsin."
Bu çözüm cümlesinin anlamı şudur: İslam ülkeleri, kendi başkentlerini nasıl koruyorsa Mescid-i Aksa'yı da öyle koruyacağını dünyaya duyursun.
Ankara'ya, Tahran'a, Cidde'ye, Kahire'ye yapılacak saldırının karşılığı ne ise Mescid-i Aksa'ya yapılacak saldırının karşılığının o olacağı ilan edilsin ve başkent olmasının gereği ne ise o yapılsın.
Bugün;
ABD aldığı kararın gereğini yapıyor,
Bizimkiler İİT'ye yeniden toplanma çağrısı yapıyor,
Miting düzenliyor.
Çok değil 6 ay önce söylenenler ve bugün yaşananlar ortada.
Farkı görüyorsanız anlatmaya gerek yok.
Hâlâ görmüyorsanız da anlatmaya gerek yok.
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021