Mareşal Von Der Golç, Osmanlı VI. cı Ordu komutanlığını 12 Aralık 1915 de Aziziye'de Nurettin Beyden devralır. VI. ordunun kuruluşu için gerekli kadro çalışmalarını yapar, Nurettin Beyi Kut-ül-Amarra'nın fethi için görevlendirdikten sonra İran'a gider. Çünkü Alman Hükümetinden gelen yönergeye göre Irak ve İran'da ki askeri ve siyasi yetkilerle görevlendirilmiştir. Aralık ayının son günlerinde Kemenşah'a gelmiş olan Von Der Golç, 26 Aralık tarihinde Nizam-üs- Saltana ile, Alman ateşemiliter Kaniç arasında hazırlanarak imzalanan siyasi, askeri ve ekonomik konuları kapsayan anlaşmayı uygulamaya koyulur. Irak'taki Osmanlı birliği 7 Ocak 1916 günü Golç Paşa'nın direktifi ile Kermanşah'a gelir. Bu durum Irak'ta İngiliz ordusunun lehine bir gelişmedir. Yine Doğu Anadolu cephesinde Türk toprakları işgal altında iken ve Rus saldırılarını durduramayan askerlerimiz geri çekilerek toprak kaybına uğrarken, Osmanlı Türk Askeri emperyalist Almanya'nın emrinde Alman çıkarlarını korumak için İran'a savaşmaya geliyor. Kermanşah'taki Osmanlı Ateşemilitri Fevzi Bey, 5 Ocak 1916 tarihinde İran'da olanlarla ilgili bilgileri içeren bir tel çeker: "Müsteşar Isfahan'dadır. Ora ile haberleşme kesiktir. İsfahan, Sultanabad, Devletabat, Nehavend, Kengaver, Kermanşah, Sine, Bicar elimizde; bu çizginin kuzeyi Rus'da. İran'ın tek silahlı kuvveti olan jandarmanın tamamen(yanımızda) savaşa katılması ve güney oymaklarının da ona fiilen yardım etmesi İran'ı ulusal biçimde savaşa soktu."Ateşemiliter Fevzi Bey, Büyük Elçi Asım bey ve Tahran Müsteşarı Sefa Bey de Isfahanda bulunduğundan ve onların İstanbul ile haberleşme imkânları pek kıt olduğundan İran ile İstanbul arasındaki diplomatik yazışmaları yapıyordu. Alman Büyük elçisi Röss Prensi ve diğer dışişleri görevlileri, Rus denetimi altında bulunan bölgede kaldıkları için Golç Paşa'nın yanında Dışişleri temsilciliğini Alman Konsolosu Vassel yürütmektedir.Osmanlı Devleti VI. Kolordu Komutanı Golç Paşa ile direkt temas kuramayan Fevzi bey 28 Ocakta Konsolos Vessel ile görüşür. Öğrendiği bilgileri 29 Ocak 1916 tarihinde Harikin'den çektiği telle İstanbul'a bildirir:""Yeni Alman Elçisi ile görüştüm,durumda iyileşme var.Şimdiye kadar Alman kimseyi dinlemez karar verir ve ücretli İranlılarla bunu icra ettirirdi.Bunları yapan elçi değişti ve Ateşemiliter bile (Kaniç) intihar etti. Yeni Elçi bana şunları dedi: "Alman Ateşemilitri Kaniç intihar edip kendi hakkındaki adalet hükmünü kendisi icra etti çünkü mezun olmadığı bir çok işleri yaptı. Doğuda Osmanlılarla elele yürümeliyiz. Ora işlerinde Osmanlılar önde bulunmak isterlerse bunun zararı yoktur. İran mücahitlerine para verip kuvvet teşkil etmek neticesizmiş Alman komutası altında askeri maksada kafidir. Çanakkale'de olduğu gibi. Alman Devleti, İslamların bir "İttihad-ı Mahsus" kurmalarını doğru bulur. Osmanlı Padişahlarının İslamları himaye hakkını tasdik eder. Ancak düşmanlarımıza meyletmeyen İranlıların ciddiyetinden meyusum. Keşke Osmanlı Hükümeti Rus taraftarı olan şimdiki İran hükümetine savaş ilan etse ve birkaç Tümenle Tahran üzerine yürüse."Fevzi Bey gönderdiği telde Elçiye verdiği cevabı da yazar: "Eğer Osmanlı Fırkaları İran'a hizmet etmek için bir fırsat bulurlarsa, İran'a savaş ilan ederek değil, kurtarıcılık vaat ederek gelmeleri daha uygun olur."Fevzi Bey Elçi ile yaptığı tartışmalar neticesinde aldığı müşterek düşünceleri de 30 Ocak 1916 da gönderir: "..Elçi ile şu konularda anlaştık: Osmanlı Devletinin Doğuda müstesna bir yeri vardır.Bu mevkii takdir ve ondan faydalanmayı bağlaşıklarımızın menfaatleri gerektirir. Osmanlı Devletinin doğuda bağlaşık siyasaya rehberlik etmesi de o derce doğrudur? Doğulunun izzet-i nefsini okşamak, onlarla anlaşmak ve orada başarı sağlamak için esastır... Doğuda içişlere karışmak ve tahakküm etmek aksi sonuçlar doğurur. Doğuda her işi bilvasıta yapmak ve yine doğululara yaptırmak, hele silsile-i meratibi bozmamak gerekir. İrana yapılacak yardım, sorumsuz kimselere ücret vererek değil, parayı ve vasıtaları hükümete vererek her şeyi ondan isteyerek yapmalıdır. İran'ın kendi kuvveti Rus'ları kovacak güçte değildir. Osmanlı Askerinin bunlara esasa olması şarttır?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011