FETÖ ile mücadele sona mı erdi yoksa askıya mı alındı?

Son günlerde peş peşe gelen bazı kararlar ve atılan bazı adımlar, hükümetin FETÖ ile mücadele konusunda tereddütler yarattı.

MSB: Yunanistan'dan Türkiye'ye girmeye çalışan 4 FETÖ'cü yakalandı

Anayasa Mahkemesi, TCK'nin 220. maddesinin "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçunu düzenleyen 6. fıkrasının Anayasa'nın 2, 13 ve 38. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, hükmünü iptal etmişti.

Danıştay 5. Dairesi ise bu karara dayanarak meslekten ihraç edilen 450 hakim ve savcının mesleğe dönmelerine ve tazminat ödenmesine hükmetti.  Danıştay, bu karara gerekçe olarak ise, belge ve bilgilerin irtibat ve iltisak için yeterli olmadığını gösterdi. Danıştay 5. Dairesi, iptal kararı verdiği 450 ismi HSK'ya gönderdi.
2010'daki KPSS sorularının sızdırılması skandalı esnasında ÖSYM Başkanı olarak görev yapan Ali Demir, FETÖ üyeliği suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat etti. Demir, görevini kötüye kullanma suçundan ise bir yıl 15 gün hapis cezası aldı. Ancak Demir'in cezasının hükmünün açıklanması beş yıl süreyle ertelendi.

Son birkaç gün içinde peş peşe gelen bu kararlar, "FETÖ ile mücadelede taviz mi veriliyor?" sorusunu gündeme getirdi.

Erdoğan'dan tepki: Sessiz kalmamız mümkün değil?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay'ın kararı ile ilgili ilk değerlendirmeyi Mısır ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklama sırasında yaptı. Erdoğan, "FETÖ denen bu şer şebekesinin, terör yapılanmasının belini kırdık. FETÖ bataklığını kuruttuk ancak sinekleri temizleme işimiz daha devam ediyor. Mücadelemiz bitmiş değil. Son kukla da Türkiye'ye zarar veremez hale getirilene kadar devam edeceğiz. Yüzlerindeki değişik maskeleri yırtıp atıyoruz ve bunlar böylece meydana çıkıyor. Her kılığa giren bu iradesiz şarlatanların ensesinde olacağız. Fakat Danıştay'ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değil." dedi.

Külünk'ten uyarı geldi

FETÖ ile mücadelede zaaf yaşandığına dair uzun süredir uyarılarda bulunan isimlerden biri olan eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk, "FETÖ'ye karşı mücadelede neler oluyor?" diye sordu ve şunları paylaştı

"FETÖ'ye karşı mücadele konusuna geçmeden evvel FETÖ'nün ne olduğunu tekrar tanımlayalım ki bu mücadeleyi bastıran, engelleyen, emen yahut daraltan etkiler kendiliğinden ortaya çıksın. FETÖ, ABD'nin Türkiye'ye yönelik politikalarının din psikolojisi üzerinden hareket alanı bulduğu, Türkiye'nin kendi medeniyet kodlarını kullanmaması için bu topraklarda uygulamaya koyduğu bir program, sürdüğü bir aparattır. Özellikle FETÖ'cü unsurların kamuya geri dönüşleri her görüntüsüyle açık hale gelince, ülkemizin yüzde 80 boyutundaki kitlesi "Ne oluyor?" demiştir. Bu "Ne oluyor?" tepkisi şu sorudan kaynaklanmaktadır: 1940'lardaki gibi, ABD, Türkiye'yi yeniden teslim mi alıyor?  Öyle ya, ABD'nin FETÖ'yle ilgili planda Türkiye'ye yönelik politikalarının tıpkısını 1940'larda seyrettiğini ve İnönü'nün Türkiye'yi adeta ABD'ye teslim ettiğini okuyabiliyoruz. Türkiye o dönemde ABD yörüngesine girerek ürettiği bütün sanayi ürünlerini toprağa gömmüş ve "ABD'den almak dururken neden üretelim ki?" düşüncesine yerleşmişti. Ancak Türkiye'nin kuvva-yı müdrikesi yani idrak kuvveti nasıl Gazi Paşa'nın liderliğinde geçmişte bu istenenlere izin vermediyse, bu kez de izin vermeyecektir! Bilinmelidir ki, biz FETÖ'nün farkındayız. Ve bugün iyice azmış durumdadır. Siyaset kurumu aklını başına almalı ve devlet aklının millet aklıyla bir çalıştığını görmeli, bunun bilincine ermelidir. Bu mesele, bir siyasî parti meselesi değildir. İdeoloji meselesi de değildir. Aramızda düşünsel farklılıklarla rekabet ettiğimiz bir mesele hiç değildir. Bütün düşünce ufuklarımızla bu vatanın birliği ve bağımsızlığı için varız, böyle var olmalıyız. Bütün farklılıklarımızla bunun için yaşamalıyız. Devlet, vatan, Cumhuriyet ve Meclis temelinde çalışma alanlarımızı birlik ve beraberlik ile güçlendirmeliyiz."

Cihat Yaycı'dan dikkat çeken çıkış

TSK'daki kripto FETÖ mensuplarını deşifre etmek için "FETÖ metre" uygulamasını geliştiren Emekli Tümamiral Cihat Yaycı ise dikkat çeken bir çıkış yaptı.

Yaycı, "Artık FETÖ en az eskisi kadar güçlü. Fakat geçmişten aldığı derslerle daha organize ve daha acımasız. FETÖ ile mücadele edenler türlü iftiralarla ekarte edildi.  FETÖ ile mücadele mi? Geçiniz öyle bir mücadele yok.  TV'lerde FETÖ ile mücadele diyenleri görünce kanal değiştirip belgesel açıyorum." Dedi.

Yaycı, "Adil Öksüz'ün kuzeni bugün devletin çok önemli bir bakanlığında Baş Müfettişlik yapıyor." Diyerek FETÖ ile iltisaklı kişilerin halen kamuda görev yaptığını söyleyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 450 yargı mensubunun iadesine müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

FETÖ üstü örtük mesaj mı verdi?

Öte yandan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, yayınlanan son videosunda, "yeniden diriliş"ten bahsetmesi ve  "14 asır evvel, yine bir böyle geceydi… Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!" şeklindeki sözleri de örgüt tabanına bir mesaj olarak yorumlandı.

Hüseyin Baş: Erdoğan yarın FETÖ ile barışırsa şaşırmam

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ise yaşanan son gelişmelerin ardından çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.

Erdoğan'ın bazı politikalarda çok hızlı çark etmesine dikkat çeken Baş, "Katil dediği Sisi'yle, darbenin finansörü dediği BAE ile, Netenyahu ile bile barışan Erdoğan, Yarın FETÖ ile barışırsa şaşırmam. Yeter ki işine gelsin." Diyerek tehlikeye dikkat çekti.