Fazlı faz attırdı!...

Futbolda dillere sakız olan bir tabir vardır... Bu tabir en çok da yaşlı futbolculara yakıştırılır... Oysa bilinmelidir ki, gençler de son yıllarda bu tabire tıpatıp yakışıyor!.. Ağzında, kaleminde, geveleme 'açıkla şu tabiri' diyeceksiniz...

Hemen!..

"Bir futbolcunun ayakları çalışmadığı zaman, çenesine vurur..." Doğrudur, ayakları sahada nötr olan, üretim yapmayan; eylemleri daha çok yeşil zemin dışında gerçekleştirmeye çalışır...

Antalyaspor'da oynadığı, yıllarda sadece futbolu düşünen, hiç bir ortamda 'Yönetimi ve arkadaşları' için en küçük lafcık dahi etmeyen, futbol takımının bütünlüğüne gölge düşürmeyen yeni (1 yıllık) Beşiktaşlı Fazlı; önceki gün bir gazeteye inanılması zor açıklamalar yapıyor... Yöneticisini küçültüyor, futbolcu arkadaşlarını çete kurmakla suçluyor.

Bütün bir yıl boyunca, ailesinden daha fazla zamanını geçirdiği arkadaşlarını; suçlu sandalyesine oturtabiliyor...

Oysa aynı Fazlı, Beşiktaş'a ilk geldiği günlerde sarfettiği şu sözlerle: "Büyük bir takıma geldim. Oynamasam da, Beşiktaş'ta yedek kalmak benim için şereftir. Ahmet Dursun'la tatlı rekabete gireceğiz. Kimin hakkıysa o oynasın. Buradaki arkadaşlık ortamı mükemmel, inşallah futbol hayatımı burada noktalarım..." övgü defterimden bir sayfa kapmıştı. Sonrasında sakatlanmış... Ancak onun formasına kavuşması için çok dualar etmiştim... Forma bulduğu gün de Fazlı'dan çok sevinmiştim... Ama ne hikmetse o; formasına sahip çıkamamıştı... Oturup, düşünüp; yılmadan, bıkmadan, usanmadan çalışacağına; dilini çalıştırmıştı; yani tabiri caizse 'çene'sini çalıştırmıştı...

Sonunda ne oldu?.. Fazlı, hem yöneticisini hem de sezon başında methettiği Ahmet Dursun'un fazlarını attırdı; karşı söz dirençlerini kırdırdı ve bir ton laf işitti... Bakalım bu sözleri öğütebilicek mi, hazmedebilecek mi?..

Doğrusu Fazlı'yı ben de kaybettim... İnsanın sevdiği bir insanı hele hele futbolcuyu kaybetmesi ne acı?.. Beğendin mi yaptığını Fazlı?.. Star olmak varken; sıradan futbolcu olmak resmini asmak sana yakışacak mı?...