Açılımdır, seldir, depremdir derken önemli bir gündem maddesi arada kaynadı gitti. Esasen bu konu ön planda duran bütün gündem maddelerinin de ana sebebi...Türkiye bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7 küçüldü. İlk 6 aylık küçülme ise yüzde 10'u aştı.İkinci çeyreğe dolar bazında baktığımızda ise küçülme oranı yüzde 22.9'a çıkıyor. Ekonomimizdeki dolar hakimiyetini hesaba kattığımızda öncelikle bu rakamın dikkate alınması daha doğru olur.İnşaat çöktü, sanayi çöktü, ticaret çöktü, tarım çöktü...Siyasilerimizin hala krizin teğet geçtiğini iddia ettiği Türkiye, resmi rakamlarla krizin en çok darbe vurduğu ülkeler arasında...Hatta bu konuda Yunanistan'ı bile solladık.Krizin sadece ikinci çeyrekte ekonomimize verdiği zararının 100 milyar doları aştığı ifade ediliyor. Vatandaşın gırtlağına basa basa kaşıkla topla, sonra işbilmezlik sebebiyle topladığını at çöpe...Sonuç, borçların daha da artması, vatandaşın sırtına daha ağır yük yüklenmesi, hizmetlerin daralması, sıkıntıların artması, daha fazla taviz, daha fazla bağımlılık...Bu sebeple ha bre açılım üstüne açılım yaparsın, çünkü adamların dayılarından borç alıp duruyorsun. Adamlara muhtaç haldesin.En büyük illerimizi sel vurup onlarca can verirsin, çünkü yatırıma ve ıslah çalışmalarına para yok.En ufak bir depremde bile yüzlerce insan panik yaşar, sakatlanır, çünkü evlerini sağlamlaştıracak imkan sunulmuyor.Bizim siyasilerde bu kafa devam ettiği müddetçe bizler daha çoook açılımlar, saçılımlar görür, daha çoook felaketlere maruz kalırız.Siyasiler nasıl olsa balık hafızalı milletimizi bir şekilde uyutabiliyor. Milletimiz maalesef masallara çok alışık, kandırılmaya müsait, realiteyi görmekten, yanlışların hesabını sormaktan çok uzak.Ekonomide gerçek ve sağlıklı büyüme sağlanmadan, ekonomideki bağımlılıktan kurtulmadan ülkenin diğer sorunlarında çözüme ulaşabilmek asla mümkün değildir.Siyasilerimiz önce bu noktaya gelecekler ki, bir sonraki adımın umutvar olduğunu söyleyebilelim.Bırakın bu noktaya gelmeyi, gittikçe açı yapıyorlar, gittikçe çözümden uzaklaşıyorlar. Vatandaşın uykusu ise hikmeti nedir bilinmez maalesef daha da derinleşiyor. Ama dönüp dolaşıp kafasını duvara vuran yine vatandaş oluyor.Bugün sağlıklı büyümenin tek anahtarı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Çünkü meseleyi temelinden alıyor ve önce vatandaştan yola çıkıyor. Senyoraj yani para basma hakkını kullanmazsan, hizmet için yatırım yapamazsın, böylece her deprem vurur, her sel felakete dönüşür.90 milyon dolar zarar olur, 2 milyon lira ancak bütçe ayırabilirsin.Yine senyoraj hakkını devreye koymazsan, vatandaşın cebine para koyamazsın, vatandaşta para olmazsa alışveriş yapamaz, alışveriş olmadığı zaman da üretim olmaz. Küçülürsün, küçülürsün, sonra da vere vere her şeyini tüketirsin.Ardından da seni küçücük bir Ermenistan'la, küçücük bir Barzani yönetimiyle ve yine küçücük bir Rum kesimiyle boğarlar. Artık şu inattan vazgeçip gerçek ve kalıcı çözüme odaklanalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Salih Müslim: YPG silah bırakmayacak / 13.03.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025
- Gelir adaleti, enflasyon sebebi olamaz / 26.02.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025
- Gelir adaleti, enflasyon sebebi olamaz / 26.02.2025