Gözü dönmüş, gözlerini kan, vicdanını kin bürümüş olan İsrail ordusu, Lübnan'ı bombalamaya başladığı günden itibaren bütün ülkeler bütün imkanlarını seferber ederek kendi vatandaşlarını tahliye etmeye başladılar.Peki, ülkesi Lübnan olanlar, şehri Beyrut olanlar ve özellikle Lübnan'ın güneyinde, yani Müslüman mahallesinde oturanlar ne yapacaklar, nereye nasıl gidecekler?Peki, ülkesi Filistin olanlar ve Gazze, Şeria, Eriha gibi şehirlerde meskun olanlar, oraları yurt edinmiş, vatan bellemiş olanlar nereye nasıl gidecekler ve niye gidecekler?Kendi vatandaşlarını kuzu kuzu tahliye eden ülkeler; Lübnanlılara şunu mu demek istiyorlar:Gördüğünüz gibi bizler koca koca ülkeleriz ve İsrail ile baş edemiyoruz ve vatandaşlarımızı taşıyoruz. Biz baş edemiyor, önüne duramıyor, elini tutamıyorsak sizin yapacağınız hiçbir şey olamaz, boşuna direnmeyin ve yurtlarınızı, yuvalarınızı Yahudilere terk edin!Sizi bilmem ama ben burada bir hinoğlu hinlik, bir it oğlu itlik seziyorum. Sanki burada bir danışıklı döğüş var. Düşüne biliyor musunuz; Birleşmiş Milletler diye bir kuruluş olacak, onlarca , yüzlerce üyesi olacak, dünyanın jandarmalığını üstlenmiş olan bir ABD olacak ve beş milyonluk İsrail'e söz dinletemeyecek, terbiyesizlik, edepsizlik etme derhal çekil inine diyemeyecek de, gidecek her ülke vatandaşını tahliye edecek!Hiç de insanca, hiç de medenice olmayan bu uygulamada çift yönlü mesaj var: Ey İsrail, biz vatandaşlarımızı tahliye ettik kalanları rahat rahat bombalayıp köklerini kazıyabilirsin demektir, bir de ey Lübnanlılar bırakın direnmeyi, karşı koymayı falan da siz de kuzu kuzu teslim olun. Böylece İsrail'in genişleme planına çok önemli bir katkı sağlanmış oluyor.Şimdi Lübnanlılar, aç kurdun insafına terk edilmiş kuzular gibi, cellatların topu-tüfeği, bombası-bombardımanı ile baş başa kaldılar. Din adamları toplanıp kadın ve çocukların da öldürülebileceğine dair karalar yayınladığı bir dinin mensupları, en gelişmiş silahlarla ve bütün haçlı dünyasının destekleri ile hahamların aldığı kararı uyguluyorlar.Herkesin bir kimsesi var. Her ülke kendi vatandaşlarını alıp götürdüler fakat Lübnanlılar ateşin ortasında kalakaldılar. Gemilere dolup ülkelerine giden insanlara el sallama imkanı bulabildiler mi ve o anda neler düşündüler bilemiyoruz. Fakat her tahliye haberinde, haberle ilgili görüntülerde içimiz burkuldu, derin acılar yaşadık. Müslümanların sahipsizliğine ve kimsesizliğine için için ağladık.Bütün zalimleri, zorbaları, gaddarları ve hasseten orta doğuyu kana bulayan haçlı Siyonist ittifakını kimsesizlerin kimsesi olan, Vahid ve Kahhar olan Allah'a havale ettik.Ey kimsesizler kimsesi! Zalimlere, kafirlere ve katillere Kahhar ismi şerifinle tecelli eyle.Elbette ki, Kahhar ismi ile tecelli ederse hem zalimleri yakar hem de onların yardımcılarını, yardakçılarını, şakşakçılarını ve tabii zulme seyirci kalanları da. Filistin, Lübnan Yahudi bombaları ile alev alev yanarken, o bölgedeki irili-ufaklı kabile devletleri, elli derece sıcaklıkta yüz binlerce tonluk buz patentleri oluşturmakla meşguller. Bu gün seyirci kaldıkları bu ateş oluşturdukları suni buz dağlarını da kendilerini de, saltanatlarını da elbette bir gün eritecektir.Ey kimsesizler kimsesi! Zalimlerin işlediklerinden elbette haberdarsın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025