Son 22 yılda ülkemiz ve İslam dünyasında yaşanılanların BOP kapsamında olduğuna yani emperyalistlerin planları doğrultusunda gerçekleştiğine itirazı olan var mıdır? Varsa en yakın kliniğe haber verin, gelip alsınlar.
Çünkü bu BOP'un bizzat sahipleri hedeflerinde 22 İslam ülkesi olduğun açıklamış ve 11 Eylül'de 2001'de 'Haçlı seferlerini başlatıyoruz' diyerek sahaya inmişlerdi.
BOP'un, Suriye başlığına gelene kadar ülkeler yerle bir edilmiş, 4 milyondan fazla Müslüman katledilmiş, milyonlarcası yerinden yurdundan edilmiş, açlık, yokluk ve de ölüme mahkum edilmişlerdi.
Bire bir aynı senaryo 2011'de Suriye'de ortaya konuldu. Yine ayaklanmalar, yine katliamlar, yine vahşet ve yine göçe zorlanan Müslümanlar.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde bizler, Erdoğan'ın yönettiği iktidara, 'yapmayın, Esad ölse Müslüman mezarlığına, Obama ölse Hristiyan mezarlığına gömülecek, Haçlıların safında durmayın, bugün Esad'ı suçlayanlar yarın aynı şeylerle sizleri suçlayacaklar, Suriye'de yakılan bu ateşin hedefi Türkiye'dir' dedik.
Ama Erdoğan yönetimi, Suriye'ye demokrasi götürmekte ABD'den daha istekliydi. İşte bu isteğin, ihtirasın bedeli çok ağır oldu, daha da olacaktır.
Planlı göç başlatıldığında bizler yine Merhum Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde, 'bu planlı bir göç hareketidir, Müslüman Kürtler ve Araplar yerlerinden edilerek Müslüman olmayan Kürtler ve diğer unsurlar bölgeye yerleştirilecek,
Büyük İsrail için Suriye Kürdistan'ı adımı atılacak, bu göç dalgası ile ülkemiz milli güvenlik sorunu ile karşı karşıya kalacak, doğu ve güneydoğu illerimizde (ki, bu sınırlarımız ABD tanımıyor) demografik yapı değişecek. Büyükşehirlerde toplumsal sorunlar ortaya çıkacak, gibi bugün bire bir yaşadığımız şeyleri 12 yıldır tekrarladık.
Ama Erdoğan ve yönetimi 'Ensar' dedi. 'Muhacir' dedi. 'Katil Eset' dedi. 'Zulme sessiz kalamayız' dedi. Hatta 'neden, Suriye'deyiz' diyenlere de 'hain' dedi.
Peki, ne oldu?
İsrail'in korkulu rüyası Şii Nasrallah liderliğindeki Hizbullah, Esad'tan destek alamadığı için İsrail katliamlarına cevap veremedi. İsrail, Golan Tepelerini kendi toprağı ilan etti ve petrol çıkarmaya başladı.
ABD, Sayın Erdoğan'ın, 'kırmızı çizgimizdir' dediği Fırat'ın doğusunda kendine, PKK-YPG adında bir terör devletçiği kurdu ve onların eliyle yüzlerce şehit verdik.
Ülkemizde ise tecavüz, cinayet, gasp, soygun başlıklarında yaşanılanlar ve toplumsal tepkiler ortada.
Diğer taraftan ekonomik kriz, asgari ücret ve emekli maaşları ile mültecilere yapılan yardım miktarları toplumsal tepkileri iyice kamçılıyor.
Hatay başta olmak üzere güneydoğu illerimizde bazı Suriyeli gurupların, Suriye bayraklı gösterileri, 'bizler, buranın yerlisiyiz, buralar bizim topraklarımız' söylemleri ve de Halil Konakçı gibi tetikçilerin, 'buralar Arap toprağıdır' çıkışları BOP'a ne kadar battığımızın ispatıdır.
Gerçi BOP'a battığımızı Sayın Erdoğan'da itiraf etti. Geçen hafta yaptığı açıklamada AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye'yi mülteci akınıyla köşeye sıkıştırma çabalarını boşa çıkarıyoruz. Kaçak olarak ülkede bulunan ve suça bulaşanları süratle sınır dışı ediyoruz."
Birincisi kim, Türkiye'yi mültecilerle köşeye sıkıştırmak istiyor?
İkincisi gayri resmi mülteci sayıları 15 milyonu aşmışken hükümet hangi çabalarla bu oyunu boşa çıkardığını iddia etmektedir. Giren, girmiş zaten!
Diğer taraftan ilki 2013 yılında olmak üzere ülkesine terk eden vatandaşları için 13 kez genel af çıkran Esad'ın bugünlerde, 'Türkiye'deki vatandaşlarımız ülkelerine dönerlerse aile başı bin dolar nakdî yardım, sıfır daireler ve iş yerleri hazır' açıklaması sosyal medyada yer alıyor.
Doğrudur, değildir (!) pek önemli değil. Ama gerçek şu ki, Esad ile tokalaşmadan bu BOP'tan çıkamayız.
Sizce?
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025