Başbakan R. T. Erdoğan, ilkokul-orta okul yıllarında çektiği sıkıntıları, yaşadığı yokluğu yoksulluğu TRT'de şöyle anlatır: "İlkokulda biz kağıttan top yapardık. Kağıtları top haline getirir iple bağlayıp top oynardık. Buna ayakkabı dayanır mı? Ayakkabılarımız da delik deşik olurdu"Erdoğan'ın on-onbeş seneden beri selam bile vermediği Kasımpaşa ? Piyalepaşa'daki eski ahbapları ise, henüz belediye başkanı olmadığı yıllarını da şöyle anlatıyorlar: "Egzozu düşmüş, yere sürtmesin diye demir telle alttan bağlanmış külüstür bir taksi ile Ağaçlaraltı'nda dolanırdı."İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunda bulunduğu mal beyanı kayıtları ortada:Bir ev, bir kooperatif hissesi, bir arsa ve bir şirketin de yüzde 25 hissesi.Vatandaşa sıra gelince "çay-simit hesabı" yapan Erdoğan'ın, son on yıldaki malı-mülkü elbette tartışma konusu olacak.Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış, kabilinden değil? Türk milletinin gözü toktur; hiç kimsenin malında-mülkünde gözü yoktur.Erdoğan'ın malında da milletin gözü yoktur.Ancak sen, yıllardan beri çoluk-çocuk çalışıp-çabalayan millet evladına "çay-simit hesabı" yaparken; çoluk-çocuğuyla birlikte sabah namazından gece yarılarına kadar kan-ter içinde çalışan eli nasırlı bir vatandaşın bin yılda elde edemeyeceği malı-mülkü on yıllık iktidarında yığıyorsan, elbette dillere düşersin...Hürriyet yazarı eski yandaşı Mehmet Y. Yılmaz'ın bile diline düşmüş? Erdoğan'ın dünyalık namı dünyayı tutmuş. The Economist ve Forbes üzerinden Erdoğan'ın malı-mülkü tartışma konusu haline geldi. Erdoğan, dünyanın 8. zengin Başbakanı diye bir haber yayılmasın mı? Erdoğan ve AKP kurmayları tarafından "şuyu-u vukuundan beter" diye algılandı? Telaşla ortalığı velveleye verdiler. Amberin Zaman ve Eyüp Karagüllü, tekzip telaşına düştü.Normal şartlarda elde edilmesi mümkün olmadığı halde kamu gücü, kamu inisiyatifi ve kamu ayrıcalığı ile elde edilmiş mal-mülk ve hatta memuriyet koltuğu sebebiyle gelen hediyeler bile İslam Peygamberi ve İmam Ali'nin kamu yönetimi esaslarına göre haramdır. Hesabı sorulur, Hazine'ye irad kaydedilir. Böyle bir haksız varlığın hesabı dünyada sorulamazsa; ahirette sorulur.Geçen gün Diyanet'e sorulan soruları cevaplandıran ve benim de Haseki Müftülük Eğitim Merkezi'nden Fıkıh hocam olan Hüseyin Kayapınar, bir memur ekseninde bu konuya açıklık getirdi. İman etmiş olanlar için Rasulullah'ın ikazı çok açıktır:"Resulullah (s.a.v.), Esd kabilesinden İbnül-Lutbiyye adında bir adamı memur yapmıştı. Bu kişi, vazifesini yapıp Medine'ye geldiğinde: "Şu sizin zekat malınız ve bu da benim, bana hediye verilmiştir" dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) Müslümanları topladı, minbere çıktı ve Allah'a hamd ü senadan sonra şu ikazı yaptı:"Benim gönderdiğim bir memura ne oluyor ki: Bu sizin zekat malınız ve bu da bana hediye verildi' diyor! Babasının ya da anasının evinde otursaydı ona o hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi baksaydı ya! Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz hıyanet edip yetimlere-fakirlere ait maldan hakkından başka bir şey elde ederse, kıyamet gününde onu boynunda taşıyarak getirecektir. Aldığı hayvan deve ise boynunda inleye inleye, sığır ise böğüre böğüre, koyun ise şiddetli bir şekilde feryat ederek Arasat meydanına gelir."Ardından Resulullah (s.a.a.), ellerini koltuk altı beyazlığı görünene kadar kaldırdı. Sonra da iki defa: "Allahım! Emirlerini tebliğ ettim mi?" buyurdu (Buhârî, Cuma 29, Zekat 67, Eymân 3, Ahkam 24, 41; Ebu Dâvud, Haraç 10-11, 2946; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/423).Resulullah (s.a.v.), aynı ikazı bir başka mecliste yaptığında, Ensar'dan esmer bir sahabi ayağa kalkıp Resulullah (s.a.v.)'in yanına gider ve kendisini memuriyet vazifesinden azletmesini talep eder (Ebu Dâvud, Akdiye 5, 3581; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/192; İbn Huzeyme, Sahih, 2338).En alt tabakadaki memur için söz konusu olan bu hüküm ve sorumluluk, elbette en üst düzeydeki insanlar için kat be kat sorumluluktur.Halkı yokluk ve yoksulluk içinde kıvranan Erdoğan, çay-simit hesabı yapacağı yerde; kendi ahiret hesabını yapsın!Türk halkının yokluk ve yoksulluğu malum? Tarım, sanayi, imalat, iş-güç bitti.Türkiye nüfusunun 20 milyona yakını açlık sınırının altında, 40 milyona yakını ise yoksulluk sınırının altında yaşıyor.TÜİK'e göre, 2012'de toplumun en yoksul yüzde 20'lik kesiminin toplam gelirden aldığı pay, yüzde 5,9 oldu. En yüksek gelire sahip yüzde 20'lik gruptakiler ise toplam gelirden yüzde 46,6 pay aldı.AKP hükümeti, sosyal adaleti sağlayamıyor, bu gelir dağılımı uçurumunu kapatamıyorsa, vallahi, koltuk onlara haramdır. Erdoğan'ın da o koltuktan elde ettiği malı-mülkü ne dünyasını, ne de ahiretini kurtarır.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli dışında, bu yokluk ve yoksulluğu ortadan kaldırıp devlet ve milleti şahlandıracak bir başka formül de yoktur. Rusya başta olmak üzere dünya devletleri bu modele ve Prof. Dr. Baş'a sarılırken; Türk milleti ve siyaset erbabı, ona sırtını dönmeye devam eder, hakkı sahibine teslim etmezlerse, kıtlık da haktır, batmak da?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019