Ankara yine toz duman. Piyasalar dalgalı kurla dalgalanırken siyaset de yargı kararları ile çalkalanıyor.
Ankara'da oynanan iktidar oyunu, medya-siyaset-bürokrasi-yargı dörtgeninde milletin ufkunu kararttıkça karartıyor.
Finans-sanayi-uluslararası sermaye sacayağının kartondan kulesi medya, en profesyonel siyasi oyuncu konumunda.
Önce hırslı acemi siyasi kadroları şişirdikçe şişiriyor, ardından yelkenlerini doldurup uçurduğu balonları Ampul gibi patlatıyor.
Bürokrasiyi, yargıyı kışkırtarak görevini adeta teslim ediyor. Hemen yeni bir balon icadı için düğmeye basıyor.
Dün Tayyip Erdoğan'ı göklere çıkaranlar, bugün havasını indiriyor, şimdi de aynı medya Erdoğan'ı infaz ederken Abdullah Gül'ün yelkenlerine rüzgar dolduruyor.
Bakın Tayyip Erdoğan'ı vur-tut taktiği ile parti liderliğine taşıyan, "Askerlerle dahi anlaştı"ğı manşetlerini attıran, ardından bir kasetle mahkeme kapılarına yeniden sürükleyen Doğan Medya'nın baş aktörlerinden Ertuğrul Özkök, şimdi de Abdullah Gül'e methiyeler diziyor.
"Erdoğan'ın işi zorlaşıyor" diyen Özkök, "Ama arkasında Abdullah Gül gibi mantıklı ve güven veren bir siyasetçi var" diyor.
Methiye burada bitmiyor. Özkök Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yeni rotasını çiziyor:
"Üstelik (Abdullah Gül) konuştuğu için ne düşündüğünü de biliyoruz. Bayrak ona geçer, parti yoluna devam eder" (Hürriyet, 22 Ağustos).
Çok enteresan değil mi?
Bir yanda Tayyip Erdoğan kasetleri ile AK Partinin önünü karartıyormuş gibi yapanlar, "parti Gül'le yoluna devam eder" diyor.
Hangi yol, kimin yolu, Tayyip Erdoğan'ın eski yolu mu, medyanın çizdiği yeni yolu mu takip edecekler!
Demek ki, Erdoğan'ın partisi ile ilgili medyanın hesapları devam ediyor. Medya partiye yatırım yapıyor.
Özkök, Erdoğan'ın işi bitti demiyor, "işi zorlaştı" diyor. Erdoğan, işini kolaylaştırmak için hala medyanın gözlerinin içine bakıyor.
Bazı kesimler Erdoğan'dan medyaya kükremesini bekliyor.
"Değiştin mi" diye soranlara "evet değiştim senin kadar" diyebilecek, ya da "hesap vermek zorunda değilim... bırak millet karar versin buna" diye kükreyecek ve durduğu yerde "sağlam" olduğunu haykırabilecek bir kararlı ses arayanlar, dün fena halde düş kırıklığına uğradılar.
Çünkü Erdoğan hala millete değil medyaya konuşuyor.
"Ben o eski Tayyip değilim" diyerek "iktidarın katına kabul edin" talebinde bulunuyor.
İşte bu manzara Erdoğan ile medya arasındaki kavganın en muvazaalı yanını açığa vuruyor.
Yoksa Erdoğan eski bagajlarından kurtulmak için medya saldırısını eşsiz bir fırsat olarak mı değerlendiriyor?
Bu çorba daha çok su kaldırır. Millet önünde büyük bir tiyatro oynanıyor.
Senaristler, figüranlar iyice birbirine karışmış durumda.
Oyunun sonunu görmek lazım. Bir yanlıştan başka bir yanlışa savrularak ayakta durmaya çalışan değişiminin nerede duracağı bilinmeyen meçhule maraton koşan bu anlayış millete ne verebilir, milletçe tartışmalıyız.
Ankara'da oynanan iktidar oyunu, medya-siyaset-bürokrasi-yargı dörtgeninde milletin ufkunu kararttıkça karartıyor.
Finans-sanayi-uluslararası sermaye sacayağının kartondan kulesi medya, en profesyonel siyasi oyuncu konumunda.
Önce hırslı acemi siyasi kadroları şişirdikçe şişiriyor, ardından yelkenlerini doldurup uçurduğu balonları Ampul gibi patlatıyor.
Bürokrasiyi, yargıyı kışkırtarak görevini adeta teslim ediyor. Hemen yeni bir balon icadı için düğmeye basıyor.
Dün Tayyip Erdoğan'ı göklere çıkaranlar, bugün havasını indiriyor, şimdi de aynı medya Erdoğan'ı infaz ederken Abdullah Gül'ün yelkenlerine rüzgar dolduruyor.
Bakın Tayyip Erdoğan'ı vur-tut taktiği ile parti liderliğine taşıyan, "Askerlerle dahi anlaştı"ğı manşetlerini attıran, ardından bir kasetle mahkeme kapılarına yeniden sürükleyen Doğan Medya'nın baş aktörlerinden Ertuğrul Özkök, şimdi de Abdullah Gül'e methiyeler diziyor.
"Erdoğan'ın işi zorlaşıyor" diyen Özkök, "Ama arkasında Abdullah Gül gibi mantıklı ve güven veren bir siyasetçi var" diyor.
Methiye burada bitmiyor. Özkök Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yeni rotasını çiziyor:
"Üstelik (Abdullah Gül) konuştuğu için ne düşündüğünü de biliyoruz. Bayrak ona geçer, parti yoluna devam eder" (Hürriyet, 22 Ağustos).
Çok enteresan değil mi?
Bir yanda Tayyip Erdoğan kasetleri ile AK Partinin önünü karartıyormuş gibi yapanlar, "parti Gül'le yoluna devam eder" diyor.
Hangi yol, kimin yolu, Tayyip Erdoğan'ın eski yolu mu, medyanın çizdiği yeni yolu mu takip edecekler!
Demek ki, Erdoğan'ın partisi ile ilgili medyanın hesapları devam ediyor. Medya partiye yatırım yapıyor.
Özkök, Erdoğan'ın işi bitti demiyor, "işi zorlaştı" diyor. Erdoğan, işini kolaylaştırmak için hala medyanın gözlerinin içine bakıyor.
Bazı kesimler Erdoğan'dan medyaya kükremesini bekliyor.
"Değiştin mi" diye soranlara "evet değiştim senin kadar" diyebilecek, ya da "hesap vermek zorunda değilim... bırak millet karar versin buna" diye kükreyecek ve durduğu yerde "sağlam" olduğunu haykırabilecek bir kararlı ses arayanlar, dün fena halde düş kırıklığına uğradılar.
Çünkü Erdoğan hala millete değil medyaya konuşuyor.
"Ben o eski Tayyip değilim" diyerek "iktidarın katına kabul edin" talebinde bulunuyor.
İşte bu manzara Erdoğan ile medya arasındaki kavganın en muvazaalı yanını açığa vuruyor.
Yoksa Erdoğan eski bagajlarından kurtulmak için medya saldırısını eşsiz bir fırsat olarak mı değerlendiriyor?
Bu çorba daha çok su kaldırır. Millet önünde büyük bir tiyatro oynanıyor.
Senaristler, figüranlar iyice birbirine karışmış durumda.
Oyunun sonunu görmek lazım. Bir yanlıştan başka bir yanlışa savrularak ayakta durmaya çalışan değişiminin nerede duracağı bilinmeyen meçhule maraton koşan bu anlayış millete ne verebilir, milletçe tartışmalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014