Atasözümüzdür: 'Büyük lokma ye ama büyük konuşma. (umarın içeri almazlar)
"Cemal Kaşıkçı, Başkonsolosluk'ta ne yazık ki alçakça bir operasyonla şehit edildi…
Bunlar dünyayı enayi zannediyor, insanları enayi zannediyor…
Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir…
Böyle bir hadiseyle ilgili olarak bizim sessiz kalmamız mümkün değil.
(Biz) Cemal Kaşıkçı cinayetini siyasetin değil, adaletin konusu olarak görüyor; adaletin ise ancak ulusal ve uluslararası mahkemeler eliyle tecelli edeceğine inancımızı koruyoruz…
Biz tapeleri verdik, Suudi Arabistan'a da verdik, Amerika'ya da verdik…
Sonuç olarak, Kaşıkçı'yı öldürme emrinin Suudi hükümetinin yüksek mevkilerinden geldiğini biliyoruz.
Hiç kimse bir daha bir NATO müttefikinin toprağında böyle bir suç işlemeye cüret etmemelidir. Aksi halde çok ciddi sonuçları olacaktır…"
Alamadığı Papaz
"Pensilvanya'daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. Sen, nasıl profesörsün? Sen, profesör olsan ne yazar? 'Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar…
Yatıp kalkıp Brunson deyip duruyorlar: Bizden, onu vermemizi istediler, dedim ki kusura bakmayın yargı kararını verir. Biz, o karara uyarız. FETÖ serbest neden vermiyorsunuz?
Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (Rahip Brunson) alamazsınız…
Mavi Marmara
İnsanlığın vicdanından süzülen yardım gemileri silahla, zorbalıkla engellendi…
Yükü merhamet ve şefkat olan gemiler menzillerine varamadı, kana bulandı...
Kimse Türkiye ile aşık atmaya, Türkiye'nin sabrını test etmeye kalkmamalı…
Türkiye'nin dostluğu ne kadar kıymetliyse düşmanlığı da o kadar şiddetlidir…
İsrail'i bu yaptıklarıyla baş başa bırakamayız…
Bu yönetim bunun bedelini ödemelidir. Yaptıkları açıkça devlet terörüdür…
Aslında bu bir savaş nedenidir… (2011'de El Cezire Televizyonu'na verdiği demeç)
"Biz insanlığın özellikle barış merkezi olması gereken Filistin'in ve Kudüs'ün adını yan yana yazan İsrail yönetiminden iki cihanda da davacı olacağız.
Deniz Yücel
Birde Deniz Yücel'imiz var. Alman vatandaşı bir gazeteci. Ülkemizdeki bağımsız mahkemeler tarafından, 'terör örgütü propagandası ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik' suçlarından yargılanıyordu.
Almanya, vatandaşının iadesini istiyordu. Sayın Erdoğan 'Papaz' cevabını yeniliyordu: "Hiçbir surette olmayacak, ben bu makamda olduğum sürece asla…
Almanya Başbakanı Angela Merkel, bana 'Serbest bırakırsanız memnun oluruz' dedi.
Dedim ki, 'O gazeteci değil terörist…
Sonuç?
Vermem, dediklerinin hepsini verdi. Yapmam dediklerinin hepsini yaptı.
Neden?
Kral Selam alış-verişi kesti. Ekonomik ambargo uyguladı. Trump malum mektubu gönderdi. İsrail'den özür telefonu geldiği (hem de çadırdan) açıklandı. Binali Yıldırım, Almanya'ya nazikçe davet edildi.
İlginçtir (!) Rahip sürecinde de, Kaşıkçı sürecinde de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ idi.
AKP'nin bu adalet mantığını Cemal Kaşıkçının nişanlısı Hatice Cengiz özetledi
"Aslında çok fazla söyleyecek şey bulamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hukukun üstünlüğü olan bir ülke. Suudi Arabistan gibi bir aile tarafından yönetilmiyoruz. Biz süreci devam ettireceğiz. Yargı süreci şu anda böyle bir karar aldı diye vazgeçecek değiliz…
Ben hala aynı yerdeyim. Hukuki sürece devam edeceğim. Şunu da söylemek lazım, konjonktür değişikliği gibi bazı söylemler var...
Mavi Marmara davasında da bu davalar düşürülmüştü. Burada iki ülke anlaşıyor olabilir, ama bu suçu işleyen kişiler değişmedi. Bir olay var. Devletlerin bir ilkesel duruşunun olması lazım. Ben elimden geldiği kadar hukuki süreci devam ettireceğim."
Ha! Adalet Bakanı Bozdağ'a göre her şey kanunlara uygun.
- Emeklileri hallettiler sıra ailede / 13.01.2025
- ‘Duanız olmasa Rabbim, size ne diye değer versin?’ / 12.01.2025
- Talan edilmiş Anadolu’dan tam bağımsız Türkiye’ye / 11.01.2025
- Devlet Bahçeli’nin bebek katiline ilgisi yeni değilmiş / 10.01.2025
- Papa, Öcalan sürecine dahil olacak mı? / 09.01.2025
- İktidarın hedefi: ‘Herkes sussun’ / 08.01.2025
- Soru sırası bizde: Bu ülkeyi bu hale kim getirdi? / 06.01.2025
- Zalimin zulmü varsa bizim de duamız var / 05.01.2025
- Sayın Savcım! Yoksa adalet, kadıya göre mi? / 04.01.2025