Karanlık bir odada herkes fili tarif etmeye çalışır ancak, hiç kimse olayın bütününü göremediği için yapılan tespitlerin tamamı da hatalı olur.
Hal böyle iken günümüzde iktidar ve muhalefetin yanı sıra, tüm iktisatçı çevrelerin yaşanmakta olan ekonomik krize ve özellikle de önlenemez durumdaki enflasyona dair yaptıkları tüm açıklamaların ve tespitlerin tamamı hatalı olmaktadır.
Peki, enflasyonun gerçek tanımı nedir?
Bugün yaşanmakta olan krizin ve yüksek enflasyonun sebebi nedir?
Alınan önlemler ve bu konuya dair yapılan açıklamalar doğru mudur?
İşte size iktisat dünyasında ilk kez bu denli okuma ve anlama imkânı bulabileceğiniz gerçek enflasyon tanımı ve olması gereken mücadele şekli.
Bu makalenin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından okunması veya kendisine aktarılması, bir vatan borcudur.
Türkiye hatalı uygulamalarında ısrar etmeye devam ederse, önce sosyal patlama, ardından parçalanma süreci kaçınılmaz olabilir.
Bizler Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı Yeni Mesaj gazetesi yazarları olarak, "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır" diyor ve tarihi ikazımızla birlikte çözümü de ortaya koyuyoruz.
Enflasyonun gerçek sebebi nedir?
Maliyet enflasyonu, hammadde fiyatları, enerji giderleri, sigorta primleri, vergiler ve kredi faizlerindeki artış veya işçi ücretlerinde meydana gelen artış olarak ifade edilebilir.
Ekonomide talep fazlası olmadığı durumlarda bile enflasyonla karşılaşmak mümkündür. Bunun sebebi maliyetlerde meydana gelen artıştır. Peki, maliyetlerde neden artışlar olmaktadır?
Kapitalist anlayış işçi ücretlerindeki artışa dolayısı ile sendikaların etkisine odaklanmıştır.
Fakat sadece işçi ücretlerinde meydana gelen bu türlü bir artışın ekonominin genelinde bir enflasyon oluşturması, hele bunun sürekli olması mümkün değildir.
Öncelikle işçi ücretlerinin üretim içerisinde oranı her geçen gün teknoloji ile birlikte daha da düşmektedir.
Maliyet enflasyonu tam istihdam düzeyinde olmayan ekonomilerde de ortaya çıktığı için eksik istihdam düzeyinde maliyetleri yukarıya çekecek bir işçi ücret artışı beklemek mantıklı değildir.
Zaten işçi talebi eksikken bir de bunların fiyatlarının artacağını düşünmek son derece manasızdır.
Maliyet enflasyonun sebebi hammadde artışlarını hesaba koymazsak faiz oranları veya kamunun bütçe açıklarını maliyetli para ile kapama yoluna gitmesidir.
Örneğin bir üretici %60 faizle para kullanmışsa bunu muhakkak ürüne yansıtmak zorundadır. Otomatikman kredi faiz oranları kadar maliyetlerin yukarı çıkması kaçınılmazdır.
Diğer taraftan faizle borçlanan hükümetler belli bir süre sonra bu parayı ödemek için vergi oranlarını arttıracaktır.
Bu üretici için hem kurumlar vergisinin, hem de istihdam vergilerinin artması manasına gelir ki, üretici mecburen bunu ürettiği mala yansıtacaktır.
Dolayısı ile maliyet enflasyonunun asıl sebebi ülkelerin kendi emisyonlarını devreye koymak yerine yabancı veya maliyetli yerli parayı tercih etmeleridir.
Ülkemizde bir türlü önlenemeyen enflasyon çeşidi maliyet enflasyonudur. Bu kadar açık olan bu gerçeği iktidarların görememesi ayrı tartışma konusudur.
Ve ülkemizde talep enflasyonu varmış gibi piyasadan para çekilerek talebi kısma yoluna gidilmiştir.
Yüksek faizle piyasadan çekilen para karşılığı vergi oranları arttırılmak zorunda kalınarak, bizzat maliyetlerin daha da artmasına sebep olunmuştur. Diğer taraftan talebi daraltıcı maliye ve para politikası ülkemizi resesyon sürecinin içine itmiştir.
Bugün ülkemizin en önemli sorunu olan işsizlik ve buna bağlı olarak reel büyüme olması gerekirken, enflasyonu engelleme adı altında yanlış teşhis konulduğu için ne enflasyon önlenmiş, ne de genç nüfusa iş ve aş imkânı sağlanmıştır.
Ülke ekonomileri için enflasyonu kontrol altına almanın tek hedef olarak ortaya konması son derece yanlıştır.
Hedef ekonomilerin istihdam yaratacak şekilde sürekli büyümesini sağlamaktır. Bu büyüme esnasında piyasadaki para miktarı olması gereken oranlarda ve herkesin sahip olacağı biçimde tutularak ekonominin enflasyona ya da deflasyona girmesi engellenmelidir.
Kaynak: Milli Ekonomi Modeli
Yazarı: Prof. Dr. Haydar Baş
- Emekli maaşları 50 bin TL olmalı / 29.07.2024
- ‘Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar değerlidir’ / 24.07.2024
- Türk ordusuna tarihi uyarı! / 23.07.2024
- Milli bir ‘Baş’ aranıyor / 22.07.2024
- Kadim Türk medeniyeti inşasına mecburuz! / 17.07.2024
- Madenlerimizi terör örgütü işletmiş / 16.07.2024
- Erdoğan’a son uyarı! / 15.07.2024
- Enflasyonun gerçek tanımı / 11.07.2024
- 13 yıl sonra ismini hatırladı / 10.07.2024