Erdoğan'a son uyarı derken kimse bunu göbeğinden okuyarak sağa sola çekmesin, zira çekerse de bu çok umurumda olmaz!
Kastım ikazdır, hatırlatmadır, Türkiye'ye ve Türk milletine iyiliktir.
Son uyarı derken de, ben ve bütün yazar arkadaşlarım Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve ulu önderimiz Atatürk'ün fabrika ayarlarına dönüş olması noktasında sayısız yazılar kaleme aldık.
Hiçbirisine ve bir noktasına bile itibar edilmedi!
Sen de veya siz de kim oluyorsunuz dendi.
İktidara geldikleri günden bugüne, bütün köşe yazılarımızda daima Türk milletinin refahı ve Türkiye'nin dünya lideri olması için çaba sarf ettik.
İktidar bizimle adeta makara geçti.
Çünkü onlarda güç, bizde ise bilgi vardı.
İktidar olmak için bilgiye değil, güce ihtiyaç duyulduğunu en iyi onlar biliyordu.
Anladık ki mesele Türkiye'nin dünya lideri olması değil, Türkiye'yi dünya lideri yapacak olanların önünde set oluşturmakmış!
Yeminle söylüyorum, iktidarın Türkiye'yi ayağa kaldırmak gibi bir niyeti, hiçbir zaman olmamıştır.
Seçmeni ona Türkiye'yi bu hale getir diye de oy vermedi elbette.
Seçmene hiçbir zaman suç bulmam ve bunu da uygun görmem ancak, milletimizin de şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekir.
Yok başörtüsü, yok Kabataş'ta benim bacım hikayesi, yok camide bira içilmiş miş kumpası ve daha neler neler…
Bu kadar yalan propagandalar iktidar medyası tarafından organize edilirken, neden bu yalanlara özellikle de muhafazakar denilen kesimler cukka balıklama atladı!?
Neden farklı medyadan duyurulan gerçeklere hiç itibar edilmedi?
Bak şimdi toplumun tüm kesimleri çıra gibi yanıyor.
Türkiye'de sadece siyasette değil, toplumun büyük kesiminde de akıl tutulması yaşanıyor.
Buradan bin kere haykırdık, belgeler sunduk, devletin rakamlarını ortaya koyduk.
Neden?
Milletimiz için.
Milletimiz bizi dikkat-i nazara aldı mı?
HAYIR!
Bugün toplum olarak başta ekonomi olmak üzere yaşadığımız tüm sorunların temelinde, takım tutar gibi partizanlık yapmak ve parti tutmanın yer aldığı görülmektedir.
Kimi kesimlerin, Atatürk'ün partisi diye amentü gibi sarıldığı CHP'nin en radikal NATO'cu olduğunu, kapitalist sistemi benimsediğini ve parti programına aldığını bilmemesi, hayret vericidir!
Bu ne biçim sol.
Sol dediğin NATO'ya, AB'ye, ABD'ye ve kapitalizme kesin kes karşı durması gerekmez mi?
Peki, CHP sol değil mi?
Diyorum ya, Türkiye'de kim kimdir ayırt edebilmek imkansız hale gelmiştir.
Elbette ki çok net duruşu olan siyasal hareketler söz konusudur.
Türkiye asla çaresiz değildir.
Türkiye insan kaynağı ve nitelikli genç nesiller bakımından aslında altın çağını yaşıyor.
Bakın bu gençleri temsilen çok sıra dışı bir siyasetçi bu karanlık dönemde siyaset yapmaktadır.
Bahsettiğim isim, BTP'nin ve Türkiye'nin en genç Genel Başkanı Hüseyin Baş'tır.
BTP'nin söylemlerine ve parti programına üşenmeyin bir bakın.
Çağlar üstü bilge insan olarak anılan Prof. Dr. Haydar Baş'ın büyük bir emekle kaleme aldığı ve insanlık tarihinin en büyük devrimi olarak adlandırılan "Milli Ekonomi Modeli" tezini mutlaka okuyun.
Bu model, Türkiye'nin bugün içinde debelendiği tüm sorunlarını bir yıl içerisinde çözecek ve toplumun tüm kesimlerini ayağa kaldıracak formüller içermektedir.
Bugün millet olarak bu çözümleri aramıyor muyuz?
Bizi yok mu bu durumdan kurtaracak bir sistem diye sızlanmıyor muyuz?
Türkiye dünya lideri olsun istemiyor muyuz?
Peki, neden Erdoğan bu sistemin varlığını bildiği halde, BTP liderine bir davette bulunmadı?
Neden CHP'den bu davet gelmedi?
Bu sistemde devlet bugünkünden 100 kat daha fazla güçlü olacaktır.
Bu model uygulandığında Türk ordusu mevcut yapısından 100 kat daha fazla güce kavuşacaktı.
Bu tez uygulansa idi bugün asgari ücret ve emekli maaşı en az 50 bin TL olacaktı.
Hemen buradan bu bölümü cımbızla alacak Akit'çiler biliyorum ama olsun alsınlar, onları da ikna ederiz.
Bu kadar parayı nerden bulacaksınız?
Hadi buldun piyasalarda bu bol miktardaki paralar enflasyona sebep olmayacak mı, diye soranlara diyorum ki, bir kuruş enflasyon olmaz.
Hadi bakalım kim vatansever göreceğiz.
Kim Hüseyin Baş'a, "Gel arkadaş sizin bir modeliniz varmış, oturup şunu bir detaylıca konuşalım" diyecek?
Diyen olmazsa, milletimiz bugünlerini bile mumla arayacak!
Demeyenlerin akıbetini tahmin bile edemiyorum!
- Mevzu Türk milletidir / 23.04.2025
- Çok pis kokular geliyor! / 21.04.2025
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık çağrı / 20.04.2025
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025