BTP’den iktidara ‘Ekonomi iyiye gidiyor’ cevabı
Eyercioğlu, "Ekonomik büyüme adı altında söylenen rakamların birçoğu gerçekçi değil. Türkiye'de uygulanan sistemin tamamı bir algı yönetimini, bir yalanı dayatmak üzerine kurulu" dedi.
29.07.2024 10:44:00 / Güncelleme: 29.07.2024 10:51:58
Bülent TAPICI
Bülent TAPICI
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu iktidarın 'ekonomi iyiye gidiyor' propagandasına cevap verdi.
Eyercioğlu yenimesaj.com.tr'ye şu açıklamayı yaptı;
"Sabit gelirliler olduğu yerde duruyor, fiyat artışları devam ediyor ve 'Türk ekonomisi iyi yolda' diye bir hikaye söyleniyor. Bütçe açıklarına baktığınız zaman, ithalat ve ihracat dengesine baktığınız zaman, dolar bazında bunlardaki düşüşün aslında Türkiye'deki tüketim gücünün hızla azalmasından kaynaklandığını görüyoruz. Sanayi mamullerinin birçoğunun aslında yarı mamulden ithalat yoluyla temin edilip daha sonra çok az bir katma değerle ihracata dönüştüğünü görüyoruz. Bu da ekonomik büyüme adı altında söylenen rakamların birçoğunun gerçekçi olmadığını gösteriyor.
Sonuç olarak her ne şekilde ifade edilse edilsin şu anda Türkiye'de uygulanan sistemin tamamı bir algı yönetimini, bir yalanı dayatmak üzerine kurulu. Birilerinin hesabı belli; bu ülkedeki mal varlıklarını üzerlerine aktarmak, verilmiş olan borçları bir şekilde geri alabilmek ve yurt dışındaki yatırımcıların birçoğunun bu kaos ortamında Türkiye üzerinden çok daha fazla geliri almasını, hiçbir şeye dokunmadan, hiçbir büyümeye sebep olmadan alıp götürmek üzerine kurulu.
Eğer yurt dışında bir yatırımcıysan Türkiye'ye gelip sadece finans piyasasında oynayarak hiçbir yatırım yapmadan çok güzel kazançlar elde edip gidebiliyorsunuz. Peki bunun ülkeye faydası ne? Bunun ülkeye hiçbir faydası yok aksine zararı var. Böyle ballı börek, risksiz bir kazancı siz yabancılara sunuyorsunuz. Bu ancak 'batan geminin malları' gibi ifade edilebilir. Birileri bundan nemalanıyor ve sonuç olarak da bizim önümüze bir hikaye sunuluyor. Bu nedenle vatandaşımız durumu değerlendirmek istediğinde bu anlatılanları bir kenara bırakacak ve kendi gerçekleriyle yüzleşecek. Türkiye de neticede kendi gerçekleriyle yüzleşmek zorunda çünkü yıllardan beri bunu ertelemenin sonucunda buraya geldik ve maalesef bugün buldukları yöntem de vatandaşın daha da fakirleşmesi ve buradan elde edilen gelirlerle beraber rant kesiminin beslenmesi üzerine kurulu.
Muhalefetin sunmuş olduğu çözümlere geldiğimiz zaman da; herhangi bir çözüm sunmadığını aslında benzer politikaları Onların da dillendirdiğini, heybelerinde hiçbir projenin olmadığını ya da bu bunların çözümüne yönelik bir hesaplarının olmadığını görüyoruz. Onun için de muhalefet de 'Geçim yoksa seçim vardır' gibi çok popülist sloganlarla ekonomiyi konuşuyor. Güzel, peki seçim sonucunda ekonomide ne değişecek? Biz şu kadar maaş vereceğiz, bu kadar artıracağız tamam da bunun kaynaklarını siz nereden oluşturacaksınız? Bu konuda bir şey söylüyor musunuz? Eğer bu kapitalist sistemin dayatıldığı ülkede hala finans ekonomisinin bu boyutlarda işletildiği politikalarla devam edecekseniz siz de hiçbir şey yapamazsınız. Bu bakımdan muhalefet de bu konuda maalesef bir çözüm sunamıyor.
Biz yıllardan beri dillendiriyoruz, dünyada da kendini ispatlamış Milli Ekonomi Modeli var. Bu modelin ülkede hızla devreye alınması gerekiyor. Bütün bu mevcut politikalardan vazgeçilmesi, kur üzerinden, yabancı para üzerinden geçici çözüm oluşturma politikalarından vazgeçilmesi gerekiyor. Milli Ekonomi Modelinin her yönüyle ülkede uygulama alanı bulması gerekiyor. Kim gelirse gelsin bu modele geçilmediği sürece Türk ekonomisinin düzelmesi, vatandaşımızın rahat bir nefes alma şansı asla yoktur."
Eyercioğlu yenimesaj.com.tr'ye şu açıklamayı yaptı;
"Sabit gelirliler olduğu yerde duruyor, fiyat artışları devam ediyor ve 'Türk ekonomisi iyi yolda' diye bir hikaye söyleniyor. Bütçe açıklarına baktığınız zaman, ithalat ve ihracat dengesine baktığınız zaman, dolar bazında bunlardaki düşüşün aslında Türkiye'deki tüketim gücünün hızla azalmasından kaynaklandığını görüyoruz. Sanayi mamullerinin birçoğunun aslında yarı mamulden ithalat yoluyla temin edilip daha sonra çok az bir katma değerle ihracata dönüştüğünü görüyoruz. Bu da ekonomik büyüme adı altında söylenen rakamların birçoğunun gerçekçi olmadığını gösteriyor.
Sonuç olarak her ne şekilde ifade edilse edilsin şu anda Türkiye'de uygulanan sistemin tamamı bir algı yönetimini, bir yalanı dayatmak üzerine kurulu. Birilerinin hesabı belli; bu ülkedeki mal varlıklarını üzerlerine aktarmak, verilmiş olan borçları bir şekilde geri alabilmek ve yurt dışındaki yatırımcıların birçoğunun bu kaos ortamında Türkiye üzerinden çok daha fazla geliri almasını, hiçbir şeye dokunmadan, hiçbir büyümeye sebep olmadan alıp götürmek üzerine kurulu.
Eğer yurt dışında bir yatırımcıysan Türkiye'ye gelip sadece finans piyasasında oynayarak hiçbir yatırım yapmadan çok güzel kazançlar elde edip gidebiliyorsunuz. Peki bunun ülkeye faydası ne? Bunun ülkeye hiçbir faydası yok aksine zararı var. Böyle ballı börek, risksiz bir kazancı siz yabancılara sunuyorsunuz. Bu ancak 'batan geminin malları' gibi ifade edilebilir. Birileri bundan nemalanıyor ve sonuç olarak da bizim önümüze bir hikaye sunuluyor. Bu nedenle vatandaşımız durumu değerlendirmek istediğinde bu anlatılanları bir kenara bırakacak ve kendi gerçekleriyle yüzleşecek. Türkiye de neticede kendi gerçekleriyle yüzleşmek zorunda çünkü yıllardan beri bunu ertelemenin sonucunda buraya geldik ve maalesef bugün buldukları yöntem de vatandaşın daha da fakirleşmesi ve buradan elde edilen gelirlerle beraber rant kesiminin beslenmesi üzerine kurulu.
Muhalefetin sunmuş olduğu çözümlere geldiğimiz zaman da; herhangi bir çözüm sunmadığını aslında benzer politikaları Onların da dillendirdiğini, heybelerinde hiçbir projenin olmadığını ya da bu bunların çözümüne yönelik bir hesaplarının olmadığını görüyoruz. Onun için de muhalefet de 'Geçim yoksa seçim vardır' gibi çok popülist sloganlarla ekonomiyi konuşuyor. Güzel, peki seçim sonucunda ekonomide ne değişecek? Biz şu kadar maaş vereceğiz, bu kadar artıracağız tamam da bunun kaynaklarını siz nereden oluşturacaksınız? Bu konuda bir şey söylüyor musunuz? Eğer bu kapitalist sistemin dayatıldığı ülkede hala finans ekonomisinin bu boyutlarda işletildiği politikalarla devam edecekseniz siz de hiçbir şey yapamazsınız. Bu bakımdan muhalefet de bu konuda maalesef bir çözüm sunamıyor.
Biz yıllardan beri dillendiriyoruz, dünyada da kendini ispatlamış Milli Ekonomi Modeli var. Bu modelin ülkede hızla devreye alınması gerekiyor. Bütün bu mevcut politikalardan vazgeçilmesi, kur üzerinden, yabancı para üzerinden geçici çözüm oluşturma politikalarından vazgeçilmesi gerekiyor. Milli Ekonomi Modelinin her yönüyle ülkede uygulama alanı bulması gerekiyor. Kim gelirse gelsin bu modele geçilmediği sürece Türk ekonomisinin düzelmesi, vatandaşımızın rahat bir nefes alma şansı asla yoktur."