Bleda isimli bir köy papazı 140 bin Müslümanı Afrika'ya götürmekte olan gemide 100 bin Müslümanın bir seferde öldürüldüğünü yazar. Salih b. Şeref er-Rundi yazdığı mersiyede bu zulmü yaşayan Endülüs'e şöyle ağıt yakıyor:
"Ah... Orada camiler kiliseye döndüİçlerinde papaz takkeleri ve haçlarCansız mihraplar bile ağlıyor oradaAhşap minberler ölüm mersiyesi okurSizlere Endülüslerin haberi geldi mi?Geceleyin koşar süvariler kavmin haberi için.Bize kaç kişi yardım ağlar, kim yardım eder?Zavallıların kimi katledilmişkimi esirNe dönüp bakar kimse, ne bir insan ürperir"...Endülüs medeniyetinin çöküşünü iki sebebe bağlamak mümkündür.1) Hıristiyan Batılıların sinsice sürdürdükleri faaliyetler ki, bunlar Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği zedelemeye ve onların itikatlarını zayıflatmaya yönelik çabalardır. Güney Fransa'daki rahiplerin İslam'ı kötüleyici eserler sayesinde Müslümanları dinlerinden soğutmak ve Hıristiyan yapmak için çalışmalar yaptıklarını daha önce ifade etmiştik. Bütün bunlar neticesinde Endülüs'te itikadi ve fikri sahada tam bir karışıklık ve fitne ortamı meydana gelmiştir.2) Endülüs'ün çöküşünü hazırlayan bir diğer sebep de, Hıristiyan kültürüne kompleksle yaklaşmaları olmuştur. Kurduğu medeniyetle Hıristiyan dünyasının ezilmesine sebep olan Endülüs, ne yazık ki bu halini fazla devam ettiremedi ve dış güçlerin de etkisiyle fikri ve sosyal planda Avrupa medeniyetini taklide girişti. Bu taklitçilik hastalığı bir kurt gibi cemiyet bünyesine girdikten sonra Endülüs siyasi olarak inişe geçmeye başlamış ve her sahada önlemez bir çözülme kendini göstermiştir. Ve Endülüslü Müslümanlar, Hıristiyan Avrupa'nın karşısında ezilir vaziyete düşmüştür.Tarihçi İbn-i Hayyan bu konuda şunları söyler: "Allah Endülüs Müslümanlarına düşman korkusunu öyle musallat etti ki, bunlardan biri herhangi bir yerde bir Hıristiyanla karşılaşsa, Allah'tan utanmadan sırtını döner ve kaçardı. Allah düşmanları, Müslümanların bu davranışını çok sık gördükleri için alıştılar" Fikrî sahada yaşanan bozulmaBu dönemde Yunan filozoflarının eserleri yoğun bir şekilde Arapça'ya çeviriliyor, dini ve fikri hayat ciddi şekilde yıpranıyordu. Kurtuba doğumlu İbn-i Rüşd, Endülüs'te adeta Aristo'nun varisi olmuştu.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
"Ah... Orada camiler kiliseye döndüİçlerinde papaz takkeleri ve haçlarCansız mihraplar bile ağlıyor oradaAhşap minberler ölüm mersiyesi okurSizlere Endülüslerin haberi geldi mi?Geceleyin koşar süvariler kavmin haberi için.Bize kaç kişi yardım ağlar, kim yardım eder?Zavallıların kimi katledilmişkimi esirNe dönüp bakar kimse, ne bir insan ürperir"...Endülüs medeniyetinin çöküşünü iki sebebe bağlamak mümkündür.1) Hıristiyan Batılıların sinsice sürdürdükleri faaliyetler ki, bunlar Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği zedelemeye ve onların itikatlarını zayıflatmaya yönelik çabalardır. Güney Fransa'daki rahiplerin İslam'ı kötüleyici eserler sayesinde Müslümanları dinlerinden soğutmak ve Hıristiyan yapmak için çalışmalar yaptıklarını daha önce ifade etmiştik. Bütün bunlar neticesinde Endülüs'te itikadi ve fikri sahada tam bir karışıklık ve fitne ortamı meydana gelmiştir.2) Endülüs'ün çöküşünü hazırlayan bir diğer sebep de, Hıristiyan kültürüne kompleksle yaklaşmaları olmuştur. Kurduğu medeniyetle Hıristiyan dünyasının ezilmesine sebep olan Endülüs, ne yazık ki bu halini fazla devam ettiremedi ve dış güçlerin de etkisiyle fikri ve sosyal planda Avrupa medeniyetini taklide girişti. Bu taklitçilik hastalığı bir kurt gibi cemiyet bünyesine girdikten sonra Endülüs siyasi olarak inişe geçmeye başlamış ve her sahada önlemez bir çözülme kendini göstermiştir. Ve Endülüslü Müslümanlar, Hıristiyan Avrupa'nın karşısında ezilir vaziyete düşmüştür.Tarihçi İbn-i Hayyan bu konuda şunları söyler: "Allah Endülüs Müslümanlarına düşman korkusunu öyle musallat etti ki, bunlardan biri herhangi bir yerde bir Hıristiyanla karşılaşsa, Allah'tan utanmadan sırtını döner ve kaçardı. Allah düşmanları, Müslümanların bu davranışını çok sık gördükleri için alıştılar" Fikrî sahada yaşanan bozulmaBu dönemde Yunan filozoflarının eserleri yoğun bir şekilde Arapça'ya çeviriliyor, dini ve fikri hayat ciddi şekilde yıpranıyordu. Kurtuba doğumlu İbn-i Rüşd, Endülüs'te adeta Aristo'nun varisi olmuştu.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.