Üzerimizde oynanan oyunlar neticesinde bölgemizde aynı dini paylaştığımız devletlerle dostluk ilişkilerimiz maalesef rafa kaldırıldı. Her geçen gün düşmanlıklar körüklenmekte, adeta Müslüman’ın Müslüman’la savaşmasına zemin hazırlanması için her türlü hileye başvurulmaktadır.
BOP kapsamında verilen görevler neticesinde ülkemizin safları değişmiş, eskiden düşman olanlarla dost, dost olduklarımızla da düşman durumuna düşürüldük. Maalesef hiçbir sınır ülkesiyle dostluğumuz kalmadı. Sıfır sorundan sonsuz sorunlara gebe bir vaziyete geldik.
Kapımızdaki en büyük tehlike, Suriye ile olan ilişkililerimizdir. İşin başından beri kurulan tezgâh bizi Suriye ile savaşa sokmaktır.
Koteynır ve çadır yerleşim yerlerinin sınıra sıfır olarak kurulmasının altında yatan yegâne sebep budur.
Yapılan yardımların Türkiye üzerinden organize edilmesinin sebebi budur.
ABD, BM, AB üye ülkelerinin bilumum yetkililerinin sınırlarımızı ziyaretlerinin sebebi budur.
Ajanların, ülkemiz ile Suriye arasında cirit atmasının sebebi budur.
İsyancıların ülkemizde tedavi edilmesinin, çatışmaya katılıp ülkemizde gizlenmelerinin, vatandaşlarımızın ortak kullanma alanlarını birlikte kullanmalarının, sebebi budur.
Bugün Akçakale, yarın başka başka yerlere düşürülen ya da düşürülecek top ve silah mermilerinin sebebi budur. Velhasıl tezgâh büyük bir fitne tezgâhıdır.
Suriye ile olan ilişkililerimiz sıkıntıya girdiği günden bu yana sürekli uyardığımız tehlike şimdilik Akçakale’de zuhur etti. Akçakale’ye düşen bir top mermisi 5 kişinin ölümüne onlarca kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdi. Bu oyun mutlaka devam edecektir, ta ki Suriye ile savaşa tutuşana kadar.
Sınırlarımızda kurulan sığınma kamplarının çadır ve konteynır kentlerin provakasyona açık olduğu noktasında Bağımız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi Kilis’te yaptığı incelemelerden sonra ciddi uyarılarda bulunmuştu. Bu konu hakkında da bir makale kaleme almıştı.
Sayın Kepekçi’nin makalesindeki uyarılara dikkat çekelim;
“… kamp Türkiye ile Suriye arasındaki sıfır noktasına kurulmuş durumda. Bir muhabir arkadaşın anlattığı şu anekdot çok ilginç. Türk tarafından kampa girmesine ve çekim yapmasına müsaade edilmeyince, gümrükten Suriye’ye geçiş yapıyor. Suriye tarafından kampa giriyor ve çekimlerini yapıyor. Bu birçok açıdan önemlidir. Suriye yönetimine muhalif olan ve oradan kaçak yolla Türkiye’ye giriş yapan insanlar, sınırdan uzak yerde olması gerekmez mi? Oysa öyle değil. Provokasyona açık vaziyette... Kampın, Suriye tarafından kimliği ve safı bilinmeyen bir kişinin bombalı saldırısına maruz kaldığını düşünün. Al sana bir nefsi müdafaa sebebi. Son günlerde Suriye’de öldürülen kişilerin el çabukluğu ile Esad’a mal edilmeye çalışılması bile, işaret taşı hükmünde. (Suriye İmtihanımız /28.03.2012 /Yeni Mesaj)
Beklenen tehlikeli süreç maalesef işlemeye başladı bile. Biz bu makalenin satırlarını yazarken basına yansıyan haberlere göre Türk topçularının Suriye’deki belirlenen hedefleri vurduğunu, gereken her türlü misillemenin de yapılacağı uyarısı yapıldı.
Aklıselim ve vicdan sahiplerinin yaptığı uyarılara rağmen süreç bizi adım adım sıcak çatışmalara, ateşe doğru sürüklüyor. İşte onun için maalesef; “bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” demekten kendimizi alamıyoruz.
Ya Rabbi “… Şimdi içimizden bir takım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mi edeceksin?” (Araf, 155).
BOP kapsamında verilen görevler neticesinde ülkemizin safları değişmiş, eskiden düşman olanlarla dost, dost olduklarımızla da düşman durumuna düşürüldük. Maalesef hiçbir sınır ülkesiyle dostluğumuz kalmadı. Sıfır sorundan sonsuz sorunlara gebe bir vaziyete geldik.
Kapımızdaki en büyük tehlike, Suriye ile olan ilişkililerimizdir. İşin başından beri kurulan tezgâh bizi Suriye ile savaşa sokmaktır.
Koteynır ve çadır yerleşim yerlerinin sınıra sıfır olarak kurulmasının altında yatan yegâne sebep budur.
Yapılan yardımların Türkiye üzerinden organize edilmesinin sebebi budur.
ABD, BM, AB üye ülkelerinin bilumum yetkililerinin sınırlarımızı ziyaretlerinin sebebi budur.
Ajanların, ülkemiz ile Suriye arasında cirit atmasının sebebi budur.
İsyancıların ülkemizde tedavi edilmesinin, çatışmaya katılıp ülkemizde gizlenmelerinin, vatandaşlarımızın ortak kullanma alanlarını birlikte kullanmalarının, sebebi budur.
Bugün Akçakale, yarın başka başka yerlere düşürülen ya da düşürülecek top ve silah mermilerinin sebebi budur. Velhasıl tezgâh büyük bir fitne tezgâhıdır.
Suriye ile olan ilişkililerimiz sıkıntıya girdiği günden bu yana sürekli uyardığımız tehlike şimdilik Akçakale’de zuhur etti. Akçakale’ye düşen bir top mermisi 5 kişinin ölümüne onlarca kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdi. Bu oyun mutlaka devam edecektir, ta ki Suriye ile savaşa tutuşana kadar.
Sınırlarımızda kurulan sığınma kamplarının çadır ve konteynır kentlerin provakasyona açık olduğu noktasında Bağımız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi Kilis’te yaptığı incelemelerden sonra ciddi uyarılarda bulunmuştu. Bu konu hakkında da bir makale kaleme almıştı.
Sayın Kepekçi’nin makalesindeki uyarılara dikkat çekelim;
“… kamp Türkiye ile Suriye arasındaki sıfır noktasına kurulmuş durumda. Bir muhabir arkadaşın anlattığı şu anekdot çok ilginç. Türk tarafından kampa girmesine ve çekim yapmasına müsaade edilmeyince, gümrükten Suriye’ye geçiş yapıyor. Suriye tarafından kampa giriyor ve çekimlerini yapıyor. Bu birçok açıdan önemlidir. Suriye yönetimine muhalif olan ve oradan kaçak yolla Türkiye’ye giriş yapan insanlar, sınırdan uzak yerde olması gerekmez mi? Oysa öyle değil. Provokasyona açık vaziyette... Kampın, Suriye tarafından kimliği ve safı bilinmeyen bir kişinin bombalı saldırısına maruz kaldığını düşünün. Al sana bir nefsi müdafaa sebebi. Son günlerde Suriye’de öldürülen kişilerin el çabukluğu ile Esad’a mal edilmeye çalışılması bile, işaret taşı hükmünde. (Suriye İmtihanımız /28.03.2012 /Yeni Mesaj)
Beklenen tehlikeli süreç maalesef işlemeye başladı bile. Biz bu makalenin satırlarını yazarken basına yansıyan haberlere göre Türk topçularının Suriye’deki belirlenen hedefleri vurduğunu, gereken her türlü misillemenin de yapılacağı uyarısı yapıldı.
Aklıselim ve vicdan sahiplerinin yaptığı uyarılara rağmen süreç bizi adım adım sıcak çatışmalara, ateşe doğru sürüklüyor. İşte onun için maalesef; “bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” demekten kendimizi alamıyoruz.
Ya Rabbi “… Şimdi içimizden bir takım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mi edeceksin?” (Araf, 155).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025