Amerika'da yayımlanan Washington Post gazetesinde yer alan bir makalede "İran'ın engellenmemesi halinde Türkiye'nin de nükleer silah üretmek isteyeceği" iddia edildi. Söz konusu makalede, Türkiye ile birlikte Mısır ve Suudi Arabistan'ın, hem İran'a karşı caydırıcı olabilmek için, hem de İran'a izin veren dünyanın kendilerine de izin vereceği inancı ile aynı yola girmelerinin önlenmesi için nükleer silah üretiminin engellenmesi gerektiği belirtildi.Bu haberden Washington'daki stratejik müttefiklerimiz(!) için İran nasıl tehdit olarak algılanıyorsa Türkiye'nin de aynı tehdit algılaması içerisinde görüldüğü anlaşılıyor. Oysa mevcut ve önceki birçok hükümetler, her fırsatta ABD ve Batıya olan derin bağlılıklarını beyan etmişlerdi. Ama Batılı dostlarımız(!) bu konuda pek ikna olmuş değiller anlaşılan. ABD, İsrail ve diğerleri için Türkiye'nin tehdit olarak algılandığı zaten belliydi. Washington Post'un bu haberi bir kez daha bu gerçeğin ifadesi oldu.Türkiye, Batıyı kendinden razı etmek için daha fazla neler yapabilir bilemiyorum ama şu bir gerçek ki, Batılılar özellikle AKP hükümeti döneminde her istediklerini istisnasız elde ettiler. Buna rağmen Türkiye'nin nükleer silah sahibi olmasının önü açılmasın diye İran'a müdahale etmek istemeleri, ağzımızla kuş tutsak bile bize olan bu bakışlarının değişmeyeceğini göstermektedir.İran, tüm dünyada olduğu gibi özellikle kendi coğrafyasında yalnız kalmış bir ülkedir. Bu ülkenin nükleer silah kapasitesine sahip olması çok önemlidir ama Ortadoğu'daki dengeleri yerinden oynatacak kadar da önemli değildir. Nükleer kapasite İran'ı bölgesinde bugünden çok daha nüfuzlu ve etkin bir hale getirmeyecektir. Çünkü İran nükleer silah sahibi olduğunda Ortadoğu'daki tek nükleer güç olmayacaktır. İsrail nükleer olarak İran'dan çok daha güçlüdür. Ayrıca nükleer silah kullanmak artık eskisi gibi kolay değildir.Ama Türkiye çok başkadır. Türk milleti geçmişte bu coğrafya'daki milletlere ağabeylik yapmıştır. Bölge halkları nezdindeki itibarı her şeye rağmen hala çok yüksektir. Sözü dinlenen bir ülkedir. Bundan dolayıdır ki, ABD ve İsrail için Türkiye'nin nükleer kapasiteye sahip olmasının oluşturacağı tehdit, İran'ın nükleer sahibi olduğunda oluşturacağı tehditten kat kat büyük bir tehdittir. Bunun farkında olan ABD ve İsrail, İran'ın nükleer silah sahibi olmasını Türkiye'nin iştahını açacağı endişesiyle engellemeye çalışmaktadır.Peki, Türkiye için gerçek tehdit kim ya da kimlerdir? Bu soruya bir soruyla cevap verelim. Ülkemizi tehdit olarak algılamaya devam eden ABD ve İsrail'i mi yoksa ülkemize herhangi bir tehdit yöneltmeyen bilakis işbirliği öneren İran'ı mı tehdit olarak görmelidir?Bence Türkiye için İran'ın -nükleer silah edinse bile- oluşturabileceği tehdit, ABD ve İsrail'in hâlihazırda Türkiye için oluşturdukları tehditten çok daha küçüktür.Türkiye için asıl tehdit, İran'ın nükleer silah edinmesine Türkiye'yi de heveslendireceği için karşı çıkmakta olan ABD ve İsrail olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024