Son zamanlarda elektrik kesintilerinin sayısında ve süresindeki anormal artış birçok soruyu da beraberinde getirdi. AKP hükümeti döneminde elektrik, en pahalı enerji kaynağı olan doğalgazdan temin edilmeye başlandı. Acaba doğalgaz temininde mi sorun yaşanıyor? Doğalgaz temin ettiğimiz Rusya ve İran, Büyük Ortadoğu Projesi'nde ve özelde Suriye meselesinde karşı karşıya geldiğimiz, Azerbaycan ise Ermenistan mevzuunda problemli hale geldiğimiz, dostluğumuzun bozulduğu ülkeler? Barzani'den de Irak merkezi hükümetinin onayı olmadan doğalgaz alınamıyorsa, eskisi kadar doğalgaz bulamıyor muyuz? Doğalgaz ithalatla sağlandığı için büyük bedeller ödeniyor, acaba ABD'nin düzelmeyen hatta derinleşen finansal krizi sebebiyle bugünlerde finans bulma sorunu mu yaşanıyor? Doğalgaz ithal edildikten sonra çoğunluğu özel şirketlere ait olan çevrim santrallerine geliyor ve buralarda elektriğe dönüşüyor, sonra yine özel şirketlere devredilmiş olan dağıtım şirketleri vasıtasıyla konutlarımıza ve işyerlerimize ulaşıyor. Acaba bu özel şirketler elektrik gelirlerinin artması için bir arz kısıtlaması mı yapıyor? Öyle ya, bugün birçok sektörde, özellikle olmazsa olmaz ürünlerde tüccarlar stok yapıp, fiyatların artmasını, düşmemesini sağlıyorlar. Enerji mevzuunda da aynı mantık elektrik ücretlerinin artışı için bir sopa olarak kullanılmış olabilir. Enerji Bakanlığı'ndan günü kurtarmaya yönelik yapılan açıklamalar, aynı sorunlar geçtiğimiz yıllarda da olmasına rağmen bu şekilde kesintiler olmadığı için vatandaşlar tarafından pek tatmin edici bulunmadı. Enerji Bakanı Taner Yıldız, günlük doğalgaz tüketiminin geçen yıl olmayacak kadar bir rakamın üzerine çıktığını ve 197-200 milyon metreküpleri görür olduğumuzu belirterek şunları söyledi: "Bu 5 günde aynı hızla tüketmeyi sağlamanız halinde 1 milyar metreküp doğalgazı tüketmek demek. Komşularımızda öyle ülkeler var ki, 3 milyar, 2.5 milyar metreküp doğalgazı bir yılda tüketen ülkeler var. Enteresandır 6 Aralık'tan sonra İstanbul'un doğalgaz talebinde çok aşırı bir sıçrama oldu. Yani bu oranlarla tahmin etmek açıkçası güçtü. Mesela yüzde 40'lara varan sıçramalar oldu..." Enerji Bakanlığı'nın doğalgaz talebinde bu kadar artış olmasına şaşırmasına açıkçası şaşırdık. Türkiye, kömür ve akarsu zengini olmasına rağmen, ısınma ve elektrik dünyanın en pahalı kaynağı olan doğalgaza kilitlendi ve doğalgaz da en pahalı şekilde ithal ediliyor. Bütün enerji politikası doğalgaza endekslendi, nüfusumuzdaki artış belli, soğuklardaki artış belli ve doğalgaza teşvik belli? Bütün bunlar belli olmasına rağmen Sayın Yıldız'ın işin başındaki insan olarak bir tahminde bulunamaması sizce de garip değil mi? Ve Sayın Yıldız, AKP hükümetinin diğer meselelerde yaptığı gibi topu taca atma yöntemini uyguluyor. Yıldız kesintilerin sürekli ve düzenli olarak yaşanmayacağını ifade ettikten sonra şunları söylüyor: "Böyle bir öngörümüz yok. Yeter ki Ukrayna üzerinden gelen Rusya doğalgaz boru hattında Azerbaycan, İran'dan gelen doğalgaz boru hatlarında inşallah herhangi bir aksaklık yaşanmaz?" Yani benim anladığım hükümet, sıkıntıların yaşanacağını çok iyi biliyor ve daha şimdiden yapacağı günü kurtarmaya yönelik izahların zeminini hazırlıyor. Yarın da diyecekler ki, "biz yapacaktık da Rusya, İran ya da Azerbaycan buna mani oldu, onlar kestiler." Görünen o ki, AKP hükümeti her sahada yaşadığı acziyeti, enerji politikasında da yaşıyor. Rusya ve birçok ülke enerji politikalarında, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nden istifade ediyor, AKP hükümeti ise hala kör-şaşı devam ediyor ve faturayı da yine millete kesiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025