İlgili bakanlığının projeksiyonları kapsamında Türkiye'nin elektrik enerjisi talebi, yıllık ortalama yüzde 8.1 artacağı varsayılıyor. Halen işletmedeki santrallerin bu yıl 204 milyar kilovat saat düzeyinde beklenen üretimi, 2008'de 199.3 milyar kilovat saate gerileyeceği tahmin ediliyor. Buna karşılık 2007'de 188.3 milyar kilovat saat düzeyinde beklenen toplam elektrik enerjisi talebinin, 2008'de 203.8 milyar kilovat saate ulaşması bekleniyor.Sizi daha fazla rakamlarla yormak istemiyorum. Ama verilen bu rakamlar, Türkiye'nin çok büyük bir enerji krizi yaşamak üzere olduğunu gösteriyor. Uzmanlar önümüzdeki aylarda planlı elektrik kesintilerine gidilebileceği konusunda uyarıyorlar. Bu kriz bu kadar yaklaşmadan tedbir almayan AKP hükümetine ne demeli bilmiyorum. Geçen ay AKP hükümeti, bir enerji zirvesi topladı. Söz konusu zirveye Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ve ilgili bürokratlar katıldı.İsmi "enerji zirvesi" olarak konulan bu zirveden çıkan karar "zam" oldu.Ben isterdim ki bu zirvede, Türkiye nükleer santral kurma kararı aldı veya boşa esen rüzgârlarımızdan elektrik enerjisi üreteceğiz gibi kararlar üzerinde uzlaşılsın.Enerji zirvesinin düpedüz bir zam toplantısı olduğu hemen anlaşıldı. Bu bağlamda zirveye isim yanlış konulmuş. 'Enerji zirvesi' yerine 'zam zirvesi'ni öneriyorum.Zirveden sonra yapılan açıklamalar zamların sağanak olarak geleceğini ortaya koydu. Tedaş'ın, yılsonu zararının 3 milyar YTL'yi bulabileceği ve bundan dolayı elektriğe, en az yüzde 25 zammın bir şart haline geldiği ifade ediliyor. Elektrikte tasarruf için konutlarda aylık 225 kilovat saati geçen tüketimlerin yüzde 50 zamlanması da zirvede masaya yatırılan konular arasında.Bu zirve elektrik sorununu zamla çözmüş mü oluyor şimdi? İnsanlar karanlıkta mı oturacak? Bu bir çözüm değil çözümsüzlük. Alınan zam kararı önceden tedbir almayan hükümetin vebalinin milletin omuzlarına yüklenmesi anlamına gelmektedir. "Bu millet kendi istedi" dediğinizi duyar gibiyim. Türkiye'nin elektrik ihtiyacının bu noktalara geleceğini hükümet, yıllar önceden hesap edemiyorsa matematik bilmiyor demektir. Bu günler çok önceden görülüp tedbir alınmalıydı. Ama alınmadı, fatura hükümeti yüzde 47'yle iş başına getiren millete kesildi.Bu noktadan hareketle benim âcizane bir teklifim var hükümete. Zaten yüzde 25 zam kesin deniyor. Yüzde 50'ye çıkabileceği de ifade ediliyor. O zaman AKP hükümeti, yüzde 50 değil de elektriğe tamı tamına yüzde 47 zam yapsın.Hem yüzde 47'nin sembolik bir anlamı da var malumunuz.Hatta bundan sonra ki bütün zamlarda yüzde 47 oranının mutlaka göz önünde tutulmasını da belki hükümet düşünür.Sizce de milletimize iyi bir mesaj verilmiş olmaz mı?Yaptığı yanlışı anlayabilir mi dersiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024