Ayasofya'yı konuşuyoruz, dününü bilmeyenlerin tarihe attıkları iftiraları konuşuyoruz, ekonomiyi, Libya'yı, Suriye'yi, terörü, FETÖ'yü, ABD'yi, AB'yi vs. konuşuyoruz. Ama hem aile, hem millet, hem de devlet olarak geleceğimizi yani çocuklarımızı, gençlerimizi ve onların eğitimini konuşmuyoruz.
Zaten kötü olan eğitim sürecine pandemi de acı biber oldu. Geçen yıl yüksek öğretim ve liseye geçiş sınavlarını hatırlayın!
Yanlış hatırlamıyorsam çocuklarımızın %16'sı dört işlemi yapamıyor, %60'tan fazlası Türkçede sorun yaşıyordu. Yüksek öğretimde ise 600 binden fazla öğrenci barajı bile geçememişti.
Bu yıl da tartışmalara rağmen aynı sınavlar yapıldı, bitti ve sonuçları açıklanıyor. Haliyle sonuçlar daha da kötü.
Eylül'de ise okulların açılacağı hedefleniyor. Nasıl açılacak? Öğrenciler nasıl korunacak? Daha önemlisi özellikle büyük şehirlerde öğrenciler, okula nasıl ulaşacak?
Eskiden TRT'de yayınlanan açık öğretim dersleri gibi bir uygulama ortaya konuldu. Adına da uzaktan eğitim denildi. Ama gözden kaçırdıkları, zamanın ve neslin değiştiğiydi. Onun için başarılı olamadı, olamaz da.
Teknolojinin devreye girmesi ve adeta her öğrencinin evde kendine sınıf yapması lazım. Bu nasıl olur? İnternet ile. Ama ülkemizin internet alt yapısı buna uygun mu?
Dahası her öğrencinin evinde internet var mı? Bir de dünyada interneti en pahalı kullanan ülke oluşumuz da gözden kaçmamalı.
En önemlisi ise biz, gerçekten insan yetiştirmek istiyor muyuz, sorusudur.
Bu soruya herkesim 'evet' cevabını verir. Ama arkasından daha büyük bir soru gelir; nasıl? Ekonomi.
Merhum hocam Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrendiğim ve inandığım şekilde hangi projeleri ortaya koyarsanız koyun, hangi hedefleri belirlerseniz belirleyin devletin ve milletin ekonomik sorunlarını çözmeden hiçbir sorunu çözemezsiniz, başaramazsınız.
Ekonomik sorunlar çözülmeden terör sorunu çözülemez.
Ekonomik sorunlar çözülmeden sosyal sorunlar çözülemez.
Ekonomik sorunlar çözülmeden sağlık sistemindeki sorunlar çözülemez.
Ekonomik sorunlar çözülmeden tarım-hayvancılık sorunları çözülemez.
Ekonomik sorunlar çözülmeden teknoloji ve sanayi sorunları çözülemez.
Ekonomik sorunlar çözülmeden askeri ve siyasi sorunlar çözülemez.
Ve de ekonomik sorunları çözmeden eğitim sorununu çözemezsiniz.
Yani her sorunun temeli ekonomidedir. Ekonomik sorunları çözmeden atacağınız her adım yarın daha kabarık fatura ile karşınıza gelecektir ki, bugün geldiğimiz nokta, bugüne kadar yaşadıklarımızın faturasıdır.
Eğitime dönersek, bugüne kadar her bakanın açıkladığı ve hedeflendiğini iddia ettiği milli eğitim programlarının hemen hepsinde birçok şey var ama "model insan" kavramı yok.
Prof. Dr. Haydar Baş, öğretmenlik yaptığı yıllarda Milli Eğitim müfettişine sorduğu ve o müfettişin, "bunca yıldır bu görevi yapıyorum, ilk kez böyle bir soru ile karşılaştım" itirafında sorulan, "Neden bizim model insan projemiz yok?" sorusudur.
Sayın Baş eserinde, yazılarında, konuşmalarında bu konuyu her daim gündem ederdi ve bir açıklamasında şöyle demişti:
"Bir ülkede o ülkenin, o milletin, o devletin kazanılmış insanı yoksa o milletin bir adım ileri gitmesi asla mümkün olamaz. Bizim uzun yıllardan beri yanlış yaptığımız nokta, kendi yararımıza vatandaşımızı kazanmadık. Öyle bir bireyler topluluğu oluşturduk ki, hepsi 'ben' diyor. Ama o 'ben', bencillik kokan ve de ihtiras kokan, haset kokan, başkasını düşünmeyen bir şey. Bu bizim kültürümüze de çok ters. Yapılacak olan iş, insanımızı hem kendi yararına hem toplumun yararına kazanmaktır. Böyle bir model kişilik ortaya koymamız lazım."
Rahmetli Oktay Sinanoğlu ise 'Hedef Türkiye' adlı eserinde konunun ehemmiyetini şöyle anlatıyor:
"Eğitimin gayesi insanı, kendisi ve toplumu, halkı, milleti için değer yaratacak düzeye getirmektir. Fakat eğitimin ikinci bir gayesi daha vardır... Eğitimin ikinci gayesi ise bir milletin geçmişiyle geleceği arasında köprü kurmaktır. Yoksa geçmişine makas atıp ondan sonra toplumun köksüz, darmadağın bir kuru kalabalığa dönüşmesini sağlamak değildir."
Önce insan, demedikten sonra kağıt üzerindeki projelerinizin hayat bulması, süslü cümlelerle yaptıklarımızı anlatmalarınız, aldığınız tedbirleri açıklamanız sadece bugünü daha doğrusu siyasi kariyerinizi kurtarır. Ülkemizin eğitimdeki geleceği ise maalesef karanlıktır.
Bu şartlar devleti ve milleti ayağa kaldıracak bir modele ve gençlerin dilinden anlayacak genç ve dinamik bir lidere ihtiyaç vardır. Bu vasıfta tek model ve tek lider, Milli Ekonomi Modeli ve BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş.
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025