İslam dini akla, ilme ve fenne önem veren bir dindir. Bunun için herhangi bir şeye körü körüne inanılmasına karşı olmuş ve ayetlerle aklın kullanılmasını emretmiştir.İslamiyet'in ilk yıllarında savaşlarda alınan esirlere on kişiye okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest kalması şartının koşulması, mescitlerde eğitim verilmesi, Hz. Peygamber'in "Beşikten mezara ilim öğreniniz" hadisi ve Hz. Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" sözüyle İslam'ın ilme, eğitime ne kadar değer verip desteklediğini görürüz. Ve Allah Teâlâ'da buyuruyor "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Milletimize baktığımızda -bu Osmanlı zamanı için de, Cumhuriyet sonrası için de geçerlidir- ilim ne zaman bize geldiyse ondan kaçtık. Aslına bakıldığında kaçtığımız ilim miydi yoksa kafamızın içinde kulaktan dolma bilgilerin yanlış çıkma korkusu muydu bilmiyorum. Ama ikinci şık daha gerçekçi geliyor. Bu konuda iki örnek vereceğim. Sultan Abdülhamid'in kızların okuması için Darü'l Muallimatlar açması, Galatasaray Sultanîsi'nin Avrupa standartlarına çıkarıp hukuk derslerini okutması ve özellikle Mülkiye-i Şahane'ye 'felsefe' dersini koydurmasına karşı halk "bizi gâvur yapmak istiyorlar" deyip ayaklanmıştır. Mantık nasıl işlemiş ya da var mıydı çözemedim.İkinci örneğim ise, geçenlerde sosyal medyadan biri kapak fotoğrafımdaki M. Kemal'e takılmış ilahiyatçı olduğum için de mesaj yazmış. Atatürk hakkında kendisine ezberletilen bilgilerle önüme yüzlerce kez çürütülmüş olayları sundu. Uygun bir dille öne sürdüğü düşüncelere cevap verdikten sonra okuması için birkaç yazı ve kitap önerdim. Enteresan bir şekilde "M. Kemal ile ilgiliyse okumam" diyerek karşı çıktı. Şaştım kaldım. Bir insan okumakla, düşünmekle ne kaybedebilir ki? Madem kendi düşüncende haklısın ve eminsin sunduğum yazıları okur ve delillerinle benim yanlış olduğumu kanıtlarsın. Okuyup düşününce beyinlerinin acıyacaklarını düşünüyorlar herhalde. Korkmayın acımaz. Ama değil mi sizin gibiler Müslüman (!) İftira atarak hakaret ederek yaşayan Müslümanlar(!) Gelgelelim onun savunduğu Osmanlı padişahı yine onun küfür ile suçladığı Atatürk hakkında ne demiş? Bu yazdıklarım Sultan Abdülhamid'in hatıra defterinden:"Hayatımın en karanlık günlerini bu devrede yaşadım.İşte bu sırada, Rabbime şükürler olsun ki, ummaya bile cesaret edemediğim zafer haberi ulaştı. Düşman, tasını tarağını toplamış, askerlerinin yarısını denize, yarısını gemilerine dökerek Çanakkale önünden çekilip gitmişti. Bu büyük zaferi, Mustafa Kemal Bey adında bir miralay (albay) kazanmış! Allah, devletime hizmeti geçenlerden razı olsun?"Biz bu gerçekleri araştırıp öğrenip öğretmekle yükümlüyüz. Bağlı olduğumuz yol bize "Marifetin sevmeyeni sevmekte" olduğunu öğretti. Bizi sevsinler ya da sevmesinler, her daim "Hakk'ın nefesi ile konuşup yolumuzda haklı olduğumuzu göstereceğiz."İkrar ile kaale almayan vicdan utansın!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zeynep Türker / diğer yazıları
- Kömür karası / 17.05.2015
- Kalbiniz kemikleşmesin / 12.05.2015
- Diriliş / 15.02.2015
- Düşünün, beyniniz acımaz / 08.02.2015
- Devlete 'baş' olmak / 26.01.2015
- İslam'a darbe / 08.01.2015
- 'Zinde Bad (Yaşasın) Mustafa Kemal!' / 20.11.2014
- Kalbiniz kemikleşmesin / 12.05.2015
- Diriliş / 15.02.2015
- Düşünün, beyniniz acımaz / 08.02.2015
- Devlete 'baş' olmak / 26.01.2015
- İslam'a darbe / 08.01.2015
- 'Zinde Bad (Yaşasın) Mustafa Kemal!' / 20.11.2014