Ölüm bize geldiği zaman fark ediyoruz ki aldığımız nefes bile bizim değil. Hayatı, iyi bir Müslüman olarak geçirmek için öyle çok da vaktimiz yok. Sırf bunun için şu kısa ömrümüzde Allah'a en iyi şekilde kulluk etmemiz gerekir.1 Nisan günü dedem Sobacı Bekir Aydın'ı kaybettikten sonra bir kere daha anladım ki kişi, onuruyla şerefiyle bağlı olduğu davasına sadakatle yaşarsa vefatının ardından da öyle anılıyor. Nasıl yaşarsak öyle son buluyor hayat. Sadakati öğrendiğim dedemin mekânı cennet olsun. Ve 'Bundan sonra dedeniz de babanız da benim' diyen Sayın Haydar Baş Hocam'dan da Allah razı olsun.Evet, sevgili okurlar. Şeref, sadakat, onur dedik. Birey olarak bunların ne kadarı bizde mevcut? Millet olarak ele aldığımızda onurumuz, şerefimiz AB ve ABD'nin ayakları altında ezilmekte. Ülkemizin bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik konumuna bakarsak elimizde kalan tek şey sadakat. İşte asıl iş burada başlıyor. Kime ve neye sadakat göstermeli? Ya İktidar gibi AB ve ABD'ye sadakat gösterip yok olma yolunda emin adımlarla ilerleyeceğiz ya da bu vatanın evladı Türkoğlu Türk, davası hak olan Haydar Baş Hocam gibi vatana, bayrağa, imana sadakat göstererek tek bilek tek yürek olup kaybettiğimiz onur ve şerefimizi ecnebinin ayağının altından alarak dünyayı avcumuzun içine alacağız. Son zamanlarda gündemimizde bir Başkanlık Sistemi'dir dolaşıp duruyor. Bugün %90 oranında dünyanın geri kalmış ülkelerinde uygulanan, ismi eyaletleşme olan bu sistem Türkiye'nin eyalet eyalet küresel akbabalara yem etme planından başka bir şey değildir. Bu zamana kadar özelleştirme adı altında Türkiye'nin satışı gerçekleşiyordu. En son kendi adamlarının ağızlarından işittik nasıl satıldığımızı. Fragman bu şekilde oynanırken 7 Haziran seçimlerinde milletimiz uyumaya devam ederse korkarım ki gala bu kadar insaflı olmayacaktır.Bugün bizim hakkımız olanı, bizim olanı bize sunan tek lider hiç şüphesiz ki Haydar Baş Hocam'dır. Maddi manevi ihtiyaçlarımızın anahtarı, yazdığı Milli Ekonomi Modeli'yle kendini dünyaya kanıtlayan ezberlenmiş kokuşmuş ekonominin tanımını baştan yazarak dünyanın gidişatına yeniden yön vermiştir. Bütün bunları yapan Türkoğlu'nu medyamız ne kadar gizlemeye çalışsa da artık bu çalışmaları yeterli gelmemiştir. Dünyanın elini öptüğü Hocam'ı artık milletimiz de takip etmektedir.Bakın sayın okurlarım, insanın dili kemikleşebilir; kırmaktan, iftira atmaktan başka bir işlev göstermeyebilir. İnsanın gözü kulağı kemikleşebilir; Hakk'ı hakikati görmeyebilir, duymayabilir. Mühim olan kalbin kemikleşmemesi. Kalbinizi acımasızlıktan, iftiraya meyilden, sadakatsizlikten ve kemikleşmesinden koruyun. Unutmayın kalp giderse diğer tüm azalar gider. Tüm azalar hak yoldan ayrılırsa biz de biteriz.
Zeynep Türker / diğer yazıları
- Kömür karası / 17.05.2015
- Kalbiniz kemikleşmesin / 12.05.2015
- Diriliş / 15.02.2015
- Düşünün, beyniniz acımaz / 08.02.2015
- Devlete 'baş' olmak / 26.01.2015
- İslam'a darbe / 08.01.2015
- 'Zinde Bad (Yaşasın) Mustafa Kemal!' / 20.11.2014
- Kalbiniz kemikleşmesin / 12.05.2015
- Diriliş / 15.02.2015
- Düşünün, beyniniz acımaz / 08.02.2015
- Devlete 'baş' olmak / 26.01.2015
- İslam'a darbe / 08.01.2015
- 'Zinde Bad (Yaşasın) Mustafa Kemal!' / 20.11.2014