Düştükten sonra, yorgan-döşek yatarken, acıları ve sancıları tomar tomar yutarken, hastane köşelerinde adeta yiterken belki düşünmeye çok vakit olacak ama ne işe yarar?
Bir anlık fevri davranış, düşünmeden atılan bir adım, tefekkür mahsulü olmayan bir cümle insanın yıllarına mal olabilir, sağlık gibi, özgürlük gibi parayla alınıp-satılmayan nimetlerin elden çıkmasına sebep olabilir.
Düşmeden düşünmek gerek.
Bütün bunlar tek tek insan için söz konusu olduğu gibi milletler ve devletler için de aynen geçerlidir.
Nice milletlerin ve devletlerin, yeterince düşünmeden attıkları adımlardan ötürü ne büyük felaketler yaşadıklarına, çoğunun darmadağın olduğuna son yarım asırda bizzat şahit olmadık mı?
Verilen yanlış bir karar, atılan yanlış bir adım sizi bir uçurumdan yuvarlayacaksa, düştükten sonra düşünmek hiçbir işinize yaramayacaktır.
Oldukça kısa sayılabilecek dünya hayatı için "tefekkür" bu kadar önemli ise, ölümden sonra başlayacak olan ölümsüz hayat için elbette çok daha önemlidir.
Dikkatli bir okuyucu görecektir ki Kerim Kitabımız bu konudaki uyarılarla doludur.
Aklı kullanmaya ve tefekküre davet eden ayetlerin yanında "düşmeden önce düşünün, göçmeden önce bir şeyler yapın" anlamında sıkça ve çokça uyarılar okumaktayız hayat kitabımızdan.
"Bu bildirdiklerimizi, sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur'ân'dan okuyoruz." (Âl-i İmran: 58).
"Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alışveriş, dostluk ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yoluna harcayınız. Biliniz ki, hakikati inkâr edenler zâlimlerin ta kendileridir." (Bakara: 254).
"Herkes, yaptığı iyilik ve kötülükleri karşısında hazır bulacağı günde, kötülükleriyle kendisi arasında uzun bir mesafe bulunmasını isteyecektir. Allah kendisine karşı sizi sakındırıyor. Allah, kullarına karşı çok şefkatlidir." (Âl-i İmran: 30).
"Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevk ederler." (Âl-i İmran: 100).
"Senden önce de milletlere peygamberler göndermiştik. Boyun eğsinler diye onları darlık ve sıkıntıya uğrattık. Hiç olmazsa kendilerine böyle baskımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını cazip/süslü gösterdi.
Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları sırada onları ansızın yakaladık, birden bire bütün umutlarını yitirdiler." (En'am: 42-44).
"Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım edebilir?" (Mü'min: 29).
"Şimdi yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmiş olmamız onları doğru yola sevk etmez mi? Bunlarda şüphesiz ibretler vardır. Dinlemezler mi?" (Secde: 26).
"And olsun ki Biz, sizin çevrenizde bulunan nice ülkeleri de yok ettik. Belki doğru yola dönerler diye, âyetleri tekrar tekrar açıkladık." (Ahkaf: 27).
"Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kimler bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de, "Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan infak edin!" (Münafikun: 9-10).
Bir anlık fevri davranış, düşünmeden atılan bir adım, tefekkür mahsulü olmayan bir cümle insanın yıllarına mal olabilir, sağlık gibi, özgürlük gibi parayla alınıp-satılmayan nimetlerin elden çıkmasına sebep olabilir.
Düşmeden düşünmek gerek.
Bütün bunlar tek tek insan için söz konusu olduğu gibi milletler ve devletler için de aynen geçerlidir.
Nice milletlerin ve devletlerin, yeterince düşünmeden attıkları adımlardan ötürü ne büyük felaketler yaşadıklarına, çoğunun darmadağın olduğuna son yarım asırda bizzat şahit olmadık mı?
Verilen yanlış bir karar, atılan yanlış bir adım sizi bir uçurumdan yuvarlayacaksa, düştükten sonra düşünmek hiçbir işinize yaramayacaktır.
Oldukça kısa sayılabilecek dünya hayatı için "tefekkür" bu kadar önemli ise, ölümden sonra başlayacak olan ölümsüz hayat için elbette çok daha önemlidir.
Dikkatli bir okuyucu görecektir ki Kerim Kitabımız bu konudaki uyarılarla doludur.
Aklı kullanmaya ve tefekküre davet eden ayetlerin yanında "düşmeden önce düşünün, göçmeden önce bir şeyler yapın" anlamında sıkça ve çokça uyarılar okumaktayız hayat kitabımızdan.
"Bu bildirdiklerimizi, sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur'ân'dan okuyoruz." (Âl-i İmran: 58).
"Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alışveriş, dostluk ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yoluna harcayınız. Biliniz ki, hakikati inkâr edenler zâlimlerin ta kendileridir." (Bakara: 254).
"Herkes, yaptığı iyilik ve kötülükleri karşısında hazır bulacağı günde, kötülükleriyle kendisi arasında uzun bir mesafe bulunmasını isteyecektir. Allah kendisine karşı sizi sakındırıyor. Allah, kullarına karşı çok şefkatlidir." (Âl-i İmran: 30).
"Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevk ederler." (Âl-i İmran: 100).
"Senden önce de milletlere peygamberler göndermiştik. Boyun eğsinler diye onları darlık ve sıkıntıya uğrattık. Hiç olmazsa kendilerine böyle baskımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını cazip/süslü gösterdi.
Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları sırada onları ansızın yakaladık, birden bire bütün umutlarını yitirdiler." (En'am: 42-44).
"Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım edebilir?" (Mü'min: 29).
"Şimdi yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nice nesilleri yok etmiş olmamız onları doğru yola sevk etmez mi? Bunlarda şüphesiz ibretler vardır. Dinlemezler mi?" (Secde: 26).
"And olsun ki Biz, sizin çevrenizde bulunan nice ülkeleri de yok ettik. Belki doğru yola dönerler diye, âyetleri tekrar tekrar açıkladık." (Ahkaf: 27).
"Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kimler bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de, "Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan infak edin!" (Münafikun: 9-10).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gör / 25.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Millet açlıkla, siyaset esnafı ise birbirleri ile... / 22.02.2025
- Heba edilen kaynaklar ve fitreye muhtaç on milyonlar / 19.02.2025
- Biraz da yoksullar gülse ne olur / 17.02.2025
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Millet açlıkla, siyaset esnafı ise birbirleri ile... / 22.02.2025
- Heba edilen kaynaklar ve fitreye muhtaç on milyonlar / 19.02.2025
- Biraz da yoksullar gülse ne olur / 17.02.2025
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025