Mübarek Ramazan ayına günler kaldı, oruç tutmaya hazırlanan kitleler, iftar sofralarına sıcak yemek koyabilmeyi, ev halkını sahur sofraları etrafında toplayabilmeyi hayal ediyor ama işin içinden bir türlü çıkamıyor, çünkü pazara gidiyor, sebze-meye fiyatlarının el yaktığını görüyor, markete gidiyor hububat fiyatlarının ateş pahası olduğunu müşahede ediyor ve elleri koynunda şaşırıp kalıyor.
Gelir, çay kaşığı ölçüsü ile gelirken, giderler kürek ölçüsü ile, külek, yani kova ölçüsü gidiyor, gelir-gider arasındaki açık günden güne devasa boyutlara ulaşıyor, kış mevsiminin getirdiği artı harcamalara ise yetişmek mümkün değil, bütün bu dertlere derman bulması gereken, çare araması gereken siyaset kurumu ise, özellikle çeyrek asırdır ülkeyi tek başına yöneten iktidar kadroları ise hiç abartısız çelik-çomak oynamaya devam ediyor.
Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, iktidar ve ortaklarını temsil eden tüm sözcüler, muhalefeti en ağır ve en ağdalı cümlelerle eleştirdikleri zaman her şeyin tamam olduğunu zannediyorlar.
Birileri, bu iktidar kadrolarına, muhalefete yönelik sürdürdükleri bu okkalı cümlelerin, bu saldırı ve salvolarının karın doyurmadığını anlatmalıdır, bilmeliler ki, onların bu ağdalı cümleleri, asgari ücretlinin ve emeklinin ve akşamın karanlığında semt pazarlarından artıkları ve atıkları toplamak zorunda bırakılan yoksul kesimlerin sofralarını kesinlikle şenlendirmiyor, sıkıntıdan sıkışan kalplerini açmıyor, ekmek bekleyen çocukların yüzlerini asla güldürmüyor.
Millet açlıkla, yoklukla, yoksullukla boğuşurken, iftar sofrasına bir kâse sıcak çorba koyabilmek için, ateş pahasına ulaşmış olan mercimeğin, bulgurun ve pirincin hesabını yaparken, sizlerin cedelleşmeleri, birbirinize yönelik sarfettiğiniz ağır, ağdalı ve okkalı cümleleriniz asla kimsenin hoşuna gitmiyor, dertlerini gideremiyor, ıstıraplarını dindiremiyor.
Özellikle Mecliste gurubu bulunan partilerin Salı salvoları, Çarşamba çıkışmaları, yüksek perdeden birbirlerine sataşmaları, yıllardır olduğu gibi, milletin hiç bir derdine derman olamıyor ve merhem bulamıyor.
İktidar cenahı, yapması gereken düzeltmeleri, düzenlemeleri ve iyileştirmeleri yapmadığı için, yapamadığı için, kendi ayıplarını örtme gayreti içinde muhalefete saldırıyor, peki muhalefete ne demeli?
Muhalefet, daha yüksek perdeden milletin dertlerini ve ıstıraplarını, hem de Salıyı- Çarşambayı beklemeden feryat-figan halinde dillendirmeli değil midir?
- Heba edilen kaynaklar ve fitreye muhtaç on milyonlar / 19.02.2025
- Biraz da yoksullar gülse ne olur / 17.02.2025
- Tek seçenek dürüst olmak / 15.02.2025
- Deprem öncesi yıllar ve deprem sonrası anlar... / 13.02.2025
- Serveti belli ellerde toplayan sistem / 12.02.2025
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025