Kimseyi ötekileştirmeden; inancı, kökeni ne olursa olsun Alevi?Sünni, Kürt?Türk ayırt etmeden herkesi Hacı Bektaş Veli'nin sevgi dolu gönlüyle kucaklayan; ırkçı değil; Lazı, Kürdü, Çerkezi, Arabı ve Acemi ile Türk milletinin her ferdini öz kardeşi gören milliyetçi gençler olup Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunu takip ettik, "Tehvidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir" ölçüsünü savunduk.
ABD ve AB'den okyanus ötesinden icazet, emir almamayı; mandacılığı değil bağımsızlığı karakter edindik.
Hayatının merkezi bağımsızlık değeri üzerine kurulup, ülkesinin bağımsızlığı için can vermeyi şeref sayarız.
120'yi aşkın ülkede kuralları kısmen uygulanmaya başlayan Prof. Dr. Haydar Baş'ın ekonomi tezini, Rusya'yı ayağa kaldıran, 4 milyar insanı temsil eden BRICS topluluğunun hayata geçirdiği, milletimizin karnı doysun, sırtı giyinsin diye hazırlanan Milli Ekonomi Modeli maalesef ülkesinde halen yok sayılıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş Türk siyasetinde, vatandaşlık maaşı tabirini yani bayramdan bayrama ikramiyeye bile muhtaç insanına her ay düzenli olarak ve yalnızca Türk vatandaşı olmasından dolayı vatandaşlık maaşı vermeyi; işçinin, memurun, emeklinin, dulun yetimin cebine para koyulabileceğini, doğum yapan kadınlara doğum ikramiyesini, gençleri evlendirecek faizsiz kredileri, 3 katrilyon dolarlık maden rezervine sahip olduğumuzu ve bunların devlet millet ortaklığı ile işletilebileceğini, emisyonun devreye konulup milli paranın basılabileceğini kaynakları ile Rus DUMA'sında konuşmuş, tezini anlatmış tek liderdir.
İçindeki hazineyi bir türlü keşfedememiş olan Türk milletinin hali içler acısı?
Atatürk'ün Osmanlı için söylediği gibi, "uçurumun kenarında yıkık bir ülke" durumundayız, maalesef?
Milli Ekonomi Modeli'nin İstanbul'da ve Bakü'de düzenlenen kongrelerde yüzü aşkın bilimadamı tarafından uluslararası bir ekonomi görüşü olarak kabul edilip, Haydar baş Bey'in Nobel Ekonomi Ödülü'ne aday gösterildiği halde bu kadar önemli bir olayı ısrarla gizlediler, bir tek kare yer vermediler.
Böylesine geniş çaplı bir organizasyonun ve çalışmanın bir iftihar vesilesi olarak tanıtılması, basın ve yayın organları tarafından anons edilmesi gerekmez miydi?
İnsanlar ülkelerinin ekonomilerini farklı yollarla düzeltmek yerine neden savaş ve sömürüyü tercih etmektedirler?
Bu savaşları yaşamaya, bize verdiği zararları çekmeye mecbur muyuz?
Öyleyse Türk milletinin uyanması
gerekir.
ABD ve AB'den okyanus ötesinden icazet, emir almamayı; mandacılığı değil bağımsızlığı karakter edindik.
Hayatının merkezi bağımsızlık değeri üzerine kurulup, ülkesinin bağımsızlığı için can vermeyi şeref sayarız.
120'yi aşkın ülkede kuralları kısmen uygulanmaya başlayan Prof. Dr. Haydar Baş'ın ekonomi tezini, Rusya'yı ayağa kaldıran, 4 milyar insanı temsil eden BRICS topluluğunun hayata geçirdiği, milletimizin karnı doysun, sırtı giyinsin diye hazırlanan Milli Ekonomi Modeli maalesef ülkesinde halen yok sayılıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş Türk siyasetinde, vatandaşlık maaşı tabirini yani bayramdan bayrama ikramiyeye bile muhtaç insanına her ay düzenli olarak ve yalnızca Türk vatandaşı olmasından dolayı vatandaşlık maaşı vermeyi; işçinin, memurun, emeklinin, dulun yetimin cebine para koyulabileceğini, doğum yapan kadınlara doğum ikramiyesini, gençleri evlendirecek faizsiz kredileri, 3 katrilyon dolarlık maden rezervine sahip olduğumuzu ve bunların devlet millet ortaklığı ile işletilebileceğini, emisyonun devreye konulup milli paranın basılabileceğini kaynakları ile Rus DUMA'sında konuşmuş, tezini anlatmış tek liderdir.
İçindeki hazineyi bir türlü keşfedememiş olan Türk milletinin hali içler acısı?
Atatürk'ün Osmanlı için söylediği gibi, "uçurumun kenarında yıkık bir ülke" durumundayız, maalesef?
Milli Ekonomi Modeli'nin İstanbul'da ve Bakü'de düzenlenen kongrelerde yüzü aşkın bilimadamı tarafından uluslararası bir ekonomi görüşü olarak kabul edilip, Haydar baş Bey'in Nobel Ekonomi Ödülü'ne aday gösterildiği halde bu kadar önemli bir olayı ısrarla gizlediler, bir tek kare yer vermediler.
Böylesine geniş çaplı bir organizasyonun ve çalışmanın bir iftihar vesilesi olarak tanıtılması, basın ve yayın organları tarafından anons edilmesi gerekmez miydi?
İnsanlar ülkelerinin ekonomilerini farklı yollarla düzeltmek yerine neden savaş ve sömürüyü tercih etmektedirler?
Bu savaşları yaşamaya, bize verdiği zararları çekmeye mecbur muyuz?
Öyleyse Türk milletinin uyanması
gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Muhammed İbrahim Baki / diğer yazıları
- Bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz / 30.11.2022
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019