14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle, tüm dünyada aynı zamanda diyabete karşı yürüyüş gerçekleştirilecek
Türkiye Diyabet Vakfı'nın düzenlediği yürüyüşe ülkenin çeşitli yerlerinden diyabetli çocuklar katılacak. Tüm dünyada gerçekleştirilecek olan yürüyüşte, Guinness Rekorlar kitabına girerek, diyabet ve diyabetin yarattığı organ hasarları ile yürüyüş egzersizinin hastalar için önemine dikkat çekilmesi hedefleniyor.
Diyabet nedir ne değildir?,
Diyabet, vücut tarafından insülin üretiminin tamamen ya da kısmen yapılamaması ile karakterizedir. Eğer insüline bağımlı olmayan diyabetiniz varsa bir miktar insülin üretirsiniz ancak bu ihtiyacınız olandan azdır. Ürettiğiniz insülin gereği gibi iş görmez.
İki temel diyabet tipi vardır: Tip 1 diyabet çocuklukta ve erişkinliğin ilk yıllarında ortaya çıkma eğilimindedir ve her zaman insülin enjeksiyonuyla tedavi gerektirmektedir. Vücudun kendi bağışıklık sisteminin, pankreasın insülin yapan hücrelerini (beta hücreleri) yok etmesi nedeniyle ortaya çıkar. Tip 2 diyabet genellikle erişkin dönemde yavaşça gelişir. İlerleyici karakterdedir ve bazen de diyet ve egzersiz ile tedavi edilebilir, ancak sıklıkla tip 2 diyabet tedavisinde antidiyabetik ilaç kullanımı veya insülin enjeksiyonu gerekebilir
Diyabete yakalanmadan önce vücudunuz otomatik olarak kan şekerinizi doğru düzeyde tutar. Bu sistem nasıl çalışır? Karbonhidrat içeren yemeklerden sonra şeker kan dolaşımına çok hızlı bir şekilde geçer. Kanınızdaki şeker miktarı çok yüksek veya çok düşük olmamalıdır. Ne kadar yemek yediğinizin veya ne kadar egzersiz yaptığınızın bir önemi olmadan kan şekerinin her zaman iyi bir şekilde kontrol edilmesini garantilemek için pankreasta insülin ve glukagon adında iki hormon üretilmektedir.
Kan şekeri değerleri
Kan şekeri yemekten sonra yükselir. Diyabete yakalanmadan önce insülin kanınıza salınır ve şekerle birlikte vücut hücrelerinize girer. İnsülin bir anahtar gibi hareket eder. Kas hücre duvarlarının kapılarını, şeker kanınızdan geçerek hücrelere gidip enerji sağlayacak şekilde açar. Bu durum yeniden kan şekerini normal düzeyine düşürür. Diyabete yakalanmadan önce sabahları kan şekeri 126 mg/dl' nin altındadır.
Doktorların diyabet tanısı koyabilmeleri için kılavuzlar bulunmaktadır. Bu kılavuzlara göre diyabeti olmayan kişilerin açlık kan glukozları 110 mg/dl den yüksek değildir; yemekten sonra ortalama kan glukozu 140 mg/dl'yi aşmaz. Eğer açlık kan glukozu 126 mg/dl veya bundan yüksek ise ve/veya yemekten sonra 200 mg/ dl'den yükseğe çıkıyorsa size diyabet teşhisi konulmaktadır. Kan glukoz düzeyleri normal ve diyabetik değerler arasında olan insanlarda gelecekte diyabete yakalanma olasılığını arttıran "bozulmuş glukoz toleransı" olduğu söylenmektedir. Doktorunuzun kesin teşhisi koyabilmesi için size özel bir test uygulamasına gereksinim olabilir.
Bakandan organ bağışı çağrısı
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tüm vatandaşları, organ bağışı yapmaya ve hayatını kaybeden yakınlarının organlarını bağışlamaya çağırdı.
Akdağ, "3-9 Kasım Organ Nakli Haftası" dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 30 bin kronik böbrek yetmezliğihastasının haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak böbrek nakli olabilmek umuduyla yaşamını sürdürmeye çalıştığını, ancak bu hastaların yılda sadece 600'ünün bu olanağa kavuşabildiğini belirtti. Türkiye'de organ nakli bekleyen hastaların, 6 bin 501'inin böbrek,3 bin 635'inin kornea, 351'inin karaciğer, 191'inin kalp, 64'ünün kalpkapağı, 65'inin pankreas, 277'sinin kemik iliği hastası olduğunu anlatan Akdağ, bu nedenle organ ve doku nakli konusunda çok duyarlı olunmasını istedi. Türkiye'de, 211'i Sağlık Bakanlığı'na bağlı toplam 480 diyaliz merkezinde kronik böbrek hastalarına hizmet verildiğini kaydeden Akdağ, diyaliz hizmetlerinin böbrek hastaları için geçici bir tedavi şekli olduğunu, asıl tedavinin nakille gerçekleştiğini belirtti.
Türkiye Diyabet Vakfı'nın düzenlediği yürüyüşe ülkenin çeşitli yerlerinden diyabetli çocuklar katılacak. Tüm dünyada gerçekleştirilecek olan yürüyüşte, Guinness Rekorlar kitabına girerek, diyabet ve diyabetin yarattığı organ hasarları ile yürüyüş egzersizinin hastalar için önemine dikkat çekilmesi hedefleniyor.
Diyabet nedir ne değildir?,
Diyabet, vücut tarafından insülin üretiminin tamamen ya da kısmen yapılamaması ile karakterizedir. Eğer insüline bağımlı olmayan diyabetiniz varsa bir miktar insülin üretirsiniz ancak bu ihtiyacınız olandan azdır. Ürettiğiniz insülin gereği gibi iş görmez.
İki temel diyabet tipi vardır: Tip 1 diyabet çocuklukta ve erişkinliğin ilk yıllarında ortaya çıkma eğilimindedir ve her zaman insülin enjeksiyonuyla tedavi gerektirmektedir. Vücudun kendi bağışıklık sisteminin, pankreasın insülin yapan hücrelerini (beta hücreleri) yok etmesi nedeniyle ortaya çıkar. Tip 2 diyabet genellikle erişkin dönemde yavaşça gelişir. İlerleyici karakterdedir ve bazen de diyet ve egzersiz ile tedavi edilebilir, ancak sıklıkla tip 2 diyabet tedavisinde antidiyabetik ilaç kullanımı veya insülin enjeksiyonu gerekebilir
Diyabete yakalanmadan önce vücudunuz otomatik olarak kan şekerinizi doğru düzeyde tutar. Bu sistem nasıl çalışır? Karbonhidrat içeren yemeklerden sonra şeker kan dolaşımına çok hızlı bir şekilde geçer. Kanınızdaki şeker miktarı çok yüksek veya çok düşük olmamalıdır. Ne kadar yemek yediğinizin veya ne kadar egzersiz yaptığınızın bir önemi olmadan kan şekerinin her zaman iyi bir şekilde kontrol edilmesini garantilemek için pankreasta insülin ve glukagon adında iki hormon üretilmektedir.
Kan şekeri değerleri
Kan şekeri yemekten sonra yükselir. Diyabete yakalanmadan önce insülin kanınıza salınır ve şekerle birlikte vücut hücrelerinize girer. İnsülin bir anahtar gibi hareket eder. Kas hücre duvarlarının kapılarını, şeker kanınızdan geçerek hücrelere gidip enerji sağlayacak şekilde açar. Bu durum yeniden kan şekerini normal düzeyine düşürür. Diyabete yakalanmadan önce sabahları kan şekeri 126 mg/dl' nin altındadır.
Doktorların diyabet tanısı koyabilmeleri için kılavuzlar bulunmaktadır. Bu kılavuzlara göre diyabeti olmayan kişilerin açlık kan glukozları 110 mg/dl den yüksek değildir; yemekten sonra ortalama kan glukozu 140 mg/dl'yi aşmaz. Eğer açlık kan glukozu 126 mg/dl veya bundan yüksek ise ve/veya yemekten sonra 200 mg/ dl'den yükseğe çıkıyorsa size diyabet teşhisi konulmaktadır. Kan glukoz düzeyleri normal ve diyabetik değerler arasında olan insanlarda gelecekte diyabete yakalanma olasılığını arttıran "bozulmuş glukoz toleransı" olduğu söylenmektedir. Doktorunuzun kesin teşhisi koyabilmesi için size özel bir test uygulamasına gereksinim olabilir.
Bakandan organ bağışı çağrısı
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tüm vatandaşları, organ bağışı yapmaya ve hayatını kaybeden yakınlarının organlarını bağışlamaya çağırdı.
Akdağ, "3-9 Kasım Organ Nakli Haftası" dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 30 bin kronik böbrek yetmezliğihastasının haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak böbrek nakli olabilmek umuduyla yaşamını sürdürmeye çalıştığını, ancak bu hastaların yılda sadece 600'ünün bu olanağa kavuşabildiğini belirtti. Türkiye'de organ nakli bekleyen hastaların, 6 bin 501'inin böbrek,3 bin 635'inin kornea, 351'inin karaciğer, 191'inin kalp, 64'ünün kalpkapağı, 65'inin pankreas, 277'sinin kemik iliği hastası olduğunu anlatan Akdağ, bu nedenle organ ve doku nakli konusunda çok duyarlı olunmasını istedi. Türkiye'de, 211'i Sağlık Bakanlığı'na bağlı toplam 480 diyaliz merkezinde kronik böbrek hastalarına hizmet verildiğini kaydeden Akdağ, diyaliz hizmetlerinin böbrek hastaları için geçici bir tedavi şekli olduğunu, asıl tedavinin nakille gerçekleştiğini belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.